12 Ekim 2013 Cumartesi

TANAP PROJESİ-YILMAZ PARLAR

TANAP PROJESİ, TÜRKİYE’YE ENERJİDE EŞİK ATLATACAK
Hazar Bölgesi ile ilgili özgün araştırmalar üreten ve bölgenin dünyada önemli bir merkeze dönüşme sürecinde aktif bir rol alan Hazar Strateji Enstitüsü (HASEN), basın mensuplarıyla bir araya geldi.

İstanbul Hilton Otel’de düzenlenen kahvaltılı basın toplantısının konusu Güney Gaz Koridoru’ydu. Toplantıda enerji tarihinde bir devrim olarak nitelendirilen Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ile Şah Deniz gazını Türkiye-Yunanistan sınırından alarak Avrupa’ya ulaştıracak bir kanal niteliğindeki Trans Adriyatik Boru Hattı Projesi (TAP) masaya yatırıldı. HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Başkanı Bülent Aras, HASEN Bilim ve HASEN Enerji ve Ekonomi Merkezi uzmanı ve Efgan Niftiyev, HASEN Akademik İşler Koordinatörü Emin Akhundzada, HASEN Ekonomi ve Kalkınma Araştırmaları Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Macit, HASEN Dış Politika ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Doç. Dr. Fatih Özbay gazetecilerin TAP ve TANAP projesi, Güney Gaz Koridoru ve Türkiye’nin enerji politikalarına dair sorularını yanıtladı.

HASEN’in misyon ve vizyonunu anlatan HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Başkanı Bülent Aras, “Enerji alanı içerisinde Güney Gaz Koridoru önemli bir yer tutuyor. HASEN Türkiye merkezli bir araştırma kurumu. Enerji yanında ulaşım bizim için önemli bir çalışma alanı. Bir anlamda Hazar’ı yeniden tanımlamaya çalışıyoruz. Hazar’ı bir barış, huzur, kalkınma ve zenginleşme alanı olarak görüyoruz. Türkiye’nin geldiği noktadan öteye geçebilmesi için çalışıyoruz. Türk dış politikasının merkezinde Türkiye’nin bir “enerji hub”ı olması hedefi var. Neden Türkiye güvenilir bir şekilde Avrupa geçişini sağlamasın? Enerji projelerinin Türkiye’ye faydası çok yönlü. Bu projeler Türkiye’nin ekonomik ve siyasi önemini artıran projeler. Aynı zamanda alternatif politikalar üretmeye çalışıyoruz. Kaynaklara biraz daha dikkat çekmek istiyoruz. Ekonomik fayda ve bölgesel istikrar oluşturmayı amaçlıyoruz. Bütün bölgenin kazanacağı bir sistematik üzerinde kafa yoruyoruz.” dedi.
TAP ve TANAP projelerini önemine değinen Aras, “Şu anda projelerin finans modelleri üzerinde çalışılıyor. TANAP’ın 10 milyar dolarlık bir maliyeti söz konusu. Güney Gaz Koridoru’nun maliyeti toplamda 50 milyar dolar civarında. TANAP projesinde Türkiye’nin projedeki ortaklığı yüzde 20, Azerbaycan’ın ise yüzde 80 oranında... Ayrıca geçtiği ülkelerde muazzam istiham oluşturacak bir proje. Doğrudan inşaat sektörüne de katkısı var. Hepsinden önemlisi Avrupa’ya gidecek yeni bir enerji hattının Türkiye üzerinden geçmesi. Bölgede yeni enerji aktörleri ortaya çıkıyor.” şeklinde konuştu. Türkiye’nin bu projeden zarar edip etmeyeceği sorusuna ise Aras, “Şu anda TANAP’ın finans modeli üzerinde çalışılıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanı Taner Yıldız’ın öngörüsüne göre proje gerçekleştirdiğinde ülkemizin yıllık geliri 4 milyar dolar civarında olacak, bu da Türkiye’nin bu konuda sıkı pazarlık edeceğini gösteriyor. TANAP’la Türkiye alternatif bir enerji kaynağına sahip olacak, bu da ileriki aşamada doğal gaz fiyatlarını aşağı yönde etkileyecek.” yanıtını verdi.
Rusya’nın Gürcistan’la ilgili ilişkisini değerlendirmelerde bulunan Başkan Aras, “Rusya güvenilir bir enerji sağlayıcı. Bölgesel projeleri de dikkatle izleyen bir ülke. TANAP, Rusya’ya karşı yapılan alternatif bir proje değil, sadece Hazar Bölgesi’nin kendi gazını Batı pazarına çıkarmak için yapılan bir yatırımdır. Gürcistan’la ilişkileri pozitif yönde değiştirecek her türlü katkı bu projelerin değerini artıracak. Türkiye’nin yapacağı katkı sınırlı. Olaylar Rusya ile Gürcistan arasında. Türkiye’nin yapacağı şey Rusya ve Gürcistan’ın ilişkilerine pozitif katkı sağlaması. “ dedi.

HASEN Dış Politika ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi Uzmanı Doç. Dr. Fatih Özbay ise Rusya’nın enerji piyasasının çok hareketli olduğunu, Türkiye’nin kışın enerji ihtiyacının arttığı dönemde bundan sonra Azerbaycan’a başvurulacağı yönünde Rusya’dan gelen açıklamanın ise iyi işaret olduğunu söyledi.
TANAP’ın amacını anlatan HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Koordinatörü Efgan Niftiyev, “Daha önce Nabucco West ve Trans Adriyatik Boru Hattı projeleri adaydılar. Fakat Haziran ayı itibariyle bu gazı taşımak için seçildi. TANAP projesi için birçok şey şekillenmiş durumda. Statoil ile BP de buna katılacak. Prensipte böyle bir şeye anlaşılmış durumda. Bu projenin geçtiği bölgede tahmini olarak 30 bine yakın yeni işyeri ortaya çıkacak. Türkiye’nin önemli bir enerji geçiş noktası olması için bir altyapıya ihtiyacı olacak. Kuzey Irak’taki gaz kaynaklarının da buraya dahil olma ihtimali var. Bu noktada atılması gereken adım atılmış oldu.” dedi.
Toplantıda Türkiye’nin doğal gaz alanında bir enerji koridoru olma konusu da derinlemesine tartışıldı. HASEN Akademik İşler Koordinatörü Emin Akhundzada, “1994 senesine asrın anlaşmasına dönersek 13 petrol şirketi birlikte bir anlaşma yaptı. Bunun akabinde çıkarılan petrollerin Avrupa’ya taşınması söz konusuydu. 1998’de yapılan Bakü-Tiflis-Ceylan Petrol Boru Hattı ile temelleri atıldı. Güney enerji koridorunun birinci fazı bu hattı oluşturmaktı ve her türlü zorluklara rağmen bu başarıldı. O zamanlar fizibilite tartışmaları vardı. Bu Türkiye’nin elini büyük ölçüde güçlendirmiş oldu. Çünkü Türkiye petrolün yansıra doğal gaz nakli konusunda da bölgenin ‘hub’ olmak istiyor. Bu noktada BTC botu hattı Türkiye için önemli bir referans kaynağı olmakta.” şeklinde konuştu.
Ayrıca şu bilgileri hatırlattılar. Güney Gaz Koridoru, Türkiye’yi Bölgenin Önemli Bir Enerji Oyuncusu Yapacak

Doğu ile Batı arasında köprü konumunda olan Türkiye’nin bu özelliği enerji sektörü için de geçerli. Şöyle ki, dünyanın en zengin enerji kaynakları ülkemizin doğusu olan Orta Doğu ve Hazar bölgesinde çıkarılırken, bunu en çok tüketen ülkeler de Türkiye’nin batısında bulunuyor. Türkiye bu avantajını etkin kullanarak bölgenin en önemli oyuncularından birisi haline gelebilir. Türkiye bu yönde çok önemli projelere imza attı ve yeni projeleri gerçekleştirme yolunda ciddi adımlar atmaya devam ediyor. Bu noktada Güney Gaz Koridoru’nun (GGK) önemine dikkat etmek gerekir. GGK, Hazar bölgesi doğal gazının Avrupa’ya ulaştırılma projesidir. Güney Gaz Koridoru vasıtası ile Hazar doğal gazının yanı sıra, Irak ve İsrail doğal gazı da Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılabilecek. Proje gerçekleştiğinde, Türkiye kendisinin enerjiye olan bağımlılığını önemli oranda azaltmış olacak. Aynı zamanda Hazar ve Orta Doğu doğal gazının Avrupa’ya nakli ve Avrupa enerji arz güvenliği noktasında çok kilit bir rol üstlenecek ve bölgesel barışa ve entegrasyona katkıda bulunacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın öngörüsüne göre GGK’nın gerçekleşmesi durumunda Türkiye’nin yıllık geliri 4 milyar dolar olacak. Keza Dış İşleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu 25 Eylül’de New York’un Waldorf Astoria Oteli’nde Hazar Strateji Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen Hazar Forumu'ndaki konuşmasında Güney Gaz Koridorunun Türkiye için önemine atıfta bulunarak, bu koridorun sadece bir doğal gaz koridoru değil, aynı zamanda bir barış koridoru olduğuna vurgu yapmıştır.

Türkiye ve Azerbaycan’ın önderlik ettiği TANAP Projesi, dünya enerji piyasalarında ses getirecek dev bir projedir. TANAP, Avrupa’nın ve Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacını karşılamayı bunun yanı sıra bölgede gaz çeşitliliğinin sağlanmasını hedefleyen bir projedir. Türkiye ve Azerbaycan, enerji alanında Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı ve Bakü-Tiflis-Erzurum Doğal Gaz Boru Hattı Projeleri ile ivme kazanan stratejik işbirliğini, 2008 yılında PETKİM’in SOCAR tarafından satın alınmasıyla derinleştirmiştir. GGK’nun en önemli ayağı ise TANAP Projesidir. 26 Haziran 2012’de de Hükümetler arası imzaların atıldığı TANAP (SOCAR, BOTAŞ ve TPAO ortaklığı), Türkiye ve Avrupa’nın doğal gaz arzına, Azerbaycan

Şah Deniz-2 sahası ve ilave kaynaklardan doğal gaz tedarikiyle büyük katkı sağlayacaktır. Çıkış noktası Azerbaycan, Türkiye sınırı girişi Artvin Türkgöz'ü olan 56 inçlik hattın, Avrupa’ya çıkış noktası Yunanistan, Türkiye içi çıkış noktaları ise Eskişehir ve Trakya bölgesi olacaktır.

TANAP Projesi için öngörülen 4 aşamanın ilki 2018’de ilk gaz akışıyla gerçekleşecek. 2020’de yıllık 16 milyar metre küp olacak kapasitenin, 2023’te 23 milyar metre küp, 2026’da ise 31 milyar metre küp seviyesine kadar ulaşması hedeflenmektedir.

Güney Gaz Koridoru’ndan ilk aşamada Azerbaycan doğal gazı akacak. Bu ülkenin sadece Şah Deniz Sahası’nın toplam rezervi yaklaşık 1,2 trilyon metreküp ve hali hazırda 10 milyar metreküpe yakın üretim gerçekleştirmektedir. Bunun 6,8 milyar metreküpü Türkiye’ye pazarına ulaşıyor. İkinci aşamada 17,6 milyar metreküp üretim gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Bu hacmin 6 milyar metreküpü Türkiye’ye, 10 milyar metreküpünün ise TAP ile Güneydoğu Avrupa’ya ulaştırılması planlanıyor. Gazın hangi projeyle Avrupa piyasasına ulaştıracağı konusunda Şah Deniz Konsorsiyumu’nun geçtiğimiz Haziran ayında aldığı TAP kararı, GGK’nın proje aşamasından fiziki olarak gerçekleşme aşamasına geçme yolunda atılan en önemli adımlardan birisidir. Azerbaycan gazını Avrupa’ya ulaştıracak olan TANAP ve TAP projeleri ile Azerbaycan gazı Gürcistan üzerinden Türkiye'ye, buradan da Yunanistan sınırından alınacak, Arnavutluk ve Adriyatik Denizi’nden geçerek İtalya’ya ulaştırılacaktır. BP, SOCAR, Statoil, Fluxys, Total, AXPO ve E.ON gibi uluslararası ortakların gerçekleştirdiği TAP’ın mevcut kapasitesi yılda 10 milyar metreküp. İlerleyen yıllarda hattın kapasitesinin yıllık 20 milyar metreküpe çıkarılması planlanmaktadır. İlk etapta Azerbaycan gazı ile hayata geçen GGK, Avrupa’nın gelecekteki gaz ithalat potansiyeli ve gaz kaynaklarını çeşitlendirme ihtiyacı göz önüne alındığında yeni tedarikçilere ihtiyaç duyacaktır. Kuzey Irak ve Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervleri söz konusu projenin kapasite artışı için en güçlü olası yeni tedarik kaynakları olarak öne çıkıyor. Doğu Akdeniz’deki rezervler de Güney Gaz Koridoru için önemli bir kaynak olabilir. Bu rezervlerin yeni bir boru hattı projesi ile TANAP’a eklenmesi, GGK'nı bir daha Avrupa için önemli bir gaz tedarik kaynağı haline getirecektir.
yilmazparlar@yahoo.com