9 Aralık 2016 Cuma

ANFAŞ -Antalya Fuarcılık A.Ş-.18-21 Ocak 2017 -Otel Ekipmanları*Yılmaz Parlar

Fuarcılık önemli sektör olacak
Basın Toplantısında; ANFAŞ (Antalya Fuarcılık A.Ş.) Genel Müdürü Murat Özer, “ Fuarcılık Türkiye için gelecekte çok önemli bir sektör olacak. Yeter ki bu durum bir devlet politikası dahilinde Ankara, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından desteklensin”dedi
ANFAŞ 6 Aralık Salı günü Hilton İstanbul Bosphorus Hotel’de Antalya'da Antalya’da düzenlenen 18-21 Ocak 2017 tarihlerindeki Hotel Equipment -Otel Ekipmanları ve 15-18 Şubat 2017 tarihlerindeki Food Product -Gıda Fuarı ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında, Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD)  Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde  Antalya Fuarcılık A.Ş Genel Müdürü Murat Özer, TÜROFED Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ayık, TÜSİD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gürkaynak ve POYD Yönetim Kurulu Başkanı Edip Nazım Açar konuşmacı olarak katıldılar. 
EGD Başkanı Celal Toprak sektörün markalı bir gıda fuarının olması gerekdiğini, fuarcılık- marka kavramları, önemleri, ekonomiye katma değerleri özetleyen kısa bir giriş yaptı. Sırasıyla konuşmacılara söz vererek sonunda basın mensupların soru ve katkılarıyla gündemi sonuçlandırdı.
Sektörlerde yaşanan gelişmeler ve pazarda meydana gelen yeni oluşumlar rekabetin yoğun bir şekilde yaşandığı günümüz koşullarında tüketiciler aynı malın değişik fiyat kalite ve biçimleri ile karşılaşabilmekteler ve ihtiyacı olan mal ya da hizmetin değişik alternatifler arasından seçme şansına sahip olmaktadır.
Bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler, üretim olanaklarının çok genişlemiş olması gibi sebeplerle bir işletmenin ortaya çıkardığı en hızlı, kaliteli ve düşük maliyetli bir üretimin yöntemi, ürün hizmet kalitesi açısından işletmeler arası farklar giderek yok olmaktadır.
Katılımcı firmalar açısından Fuarlar son derece önemlidir.
Ticari ihtisas fuarlarına katılım, firmalara oldukça önemli avantajlar sunmakta ve hem pazarlama hem de tanıtım aktivitelerini bir arada yürütmelerine olanak sağlamaktadır.

Türkiye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ayık, 2016'nın turizm sektörü için zor geçtiğini ancak 2017'den umutlu olduğunu, şu anda her türlü otel ekipmanı üretir hale geldiğimizi çok daha iyi noktalara geleceğimizi, ANFAŞ'ın sektörün en önemli fuarlarından birini organize ettiğini ve şirketin, son yıllarda yapılan yatırımlarla en önemli fuar merkezlerinden birisine sahip olduğunu söyledi.  
Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gürkaynak Yurt dışındaki müşterilerini yurt içindeki fuarlarda ağırlıyarak, bazı tanıtım ve pazarlama maliyetlerinin azaldığını ifade etdi.

Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Edip Nazım Araç,  Şu ana kadar yapılan eksikleri görev addeterek görevleri yerine getirmek ve fuarlara katılmak istediklerini açıkladı.
 
ANFAŞ (Antalya Fuarcılık A.Ş.) Genel Müdürü Murat Özer, “Amacımız fuarlara ziyaretçi kalitesini artırmak. Böylece fuarın ekonomiye sağladığı katma değer de artacak Şu anda Avrupa pazarlarının Türkiye’ye biraz daha çekimser bakmaktalar. önümüzdeki fuarlar için ağırlıklı olarak Afrika, Orta Doğu, Arap Yarımadası, Türki Cumhuriyetler ve Rusya pazarlarını hedeflemekteyiz. Fuarcılık Türkiye için gelecekte çok önemli bir sektör olacak. Yeter ki bu durum bir devlet politikası dahilinde Ankara, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından desteklensin” diyerek Amtalya’nın avantajlarını sıraladı. “Antalya'ya yurt dışından 255 şehirden 61 havayolu şirketi direkt uçuş gerçekleştirmektedir. Fuarlar uluslararası katılımcı ve ziyaretçilere ihtiyacı var. Kış aylarında bile Antalya'dan 35-40 ülkeye uçulabiliniyor.” Bazı rakamsal değerlerle;  “Türkiye'nin 410 fuarla ekonomiye 1,4 milyar avro katma değer sağlarken, Almanya'nın 371 fuarla 23,5 milyar avro katma değer sağlamaktadır.” Açıklamalarında bulundu. dığını sözlerine ekledi.
 Ayrıca, ANFAŞ-Antalya Fuarcılık A.Ş.’nin bugünkü ekonomik şartlara rağmen 30.000.000 TL’ye yaklaşan yatırımını tamamladığı bildirildi. Şirketin yenilenen fuar alanı, 40.000 m2 kapalı ve 20.000 m2 açık sergi alanı ve 15 adet kongre, konferans  salonu gibi bilgileri verdi

Toplantı toplu fotograf çekimiyle son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com.

28 Kasım 2016 Pazartesi

Alman Akademik Degisim servisi (DAAD) ve AHK’nın proje kariyer gunu-yilmaz Parlar

Bilinçli istihdam “Kariyer Günü”
Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) ve Goethe Enstitüsü ile AHK’nın proje yönetimini DEinternational’ın üstlendiği ilk “Kariyer Günü” etkinliği 26 Kasım 2016’da İstanbul Harbiye Hilton Hotelde organize edildi.
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurul üyesi ve genel sekreter Jan Nother’in de hazır bulunduğu, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın (AHK) düzenlediği “Kariyer Günü” projesine yaklaşık 20 kadar şirket katıldı.
Boğaziçi, Koç, Sabancı, Bilkent, Kemerburgaz, Marmara ve İTÜ gibi İşbirliği yapılan üniversitelerin Mühendislik, Elektrik Mühendisliği, Bilişim Teknolojisi, Mekatronik, Ekonomi, Kimya, Hukuk ve Çevre Bilimi, Medya ve İletişim Bilimleri, Matematik ve Fizik gibi Bölümlerin  öğrencileri katılım gösterdi.
Mezun olan, iş arayan veya değiştirmek isteyenler de dahil olmak üzere staj yapmak isteyenler cv leri sundular. Bizzat firma yetkilileriyle bire bir görüşme imkanı buldular.
Öğrenciler, yeni mezunlar, Almanya’dan Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’na başvuruda bulunanlar, Yüksek Lisans yapanlar ve yeni bir iş arayışında olanların davet edildiği, DAAD (Alman Akademik Değişim Servisi) ve Goethe Enstitüsü iş birliği ile Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK) -DEinternational A.Ş. katkılarıyla hazırlanan AHK Network imkanları sunan kariyer günlerin amacı AHK Türkiye şirketlere, öğrencilere ve iş arayanlara  ideal ve katma değeri olan bir platform oluşturmak. Ortak üniversiteler aracılığıyla öğrenci ve yeni mezunlar ile doğrudan temasa geçmeyi sağlamak. DAAD işbirliği ile aradığınız hedef kitleye göre çalışmalar yapılması, Yüz yüze etkileşim imkanı. Gelecek vaad eden birden fazla aday ile yerinde görüşme, Potansiyel aday ile birebir röportaj köşeleri, Firma isteklerine ve hedef kitleye yönelik pazar araştırması yapılması ve duyuru çıkarılması,
Manuel Transpaletler, Akülü Transpaletler, Akülü İstif Makineleri, Akülü/Dizel/LPG Forkliftler, Reach trucks vs. pek çok üreten Jungheinrich Türkiye, ve 964 milyon avroyu aşan yatırım hacmiyle Mercedes-Benz Türk A.Ş. standlarında görüşmeleri ve genel fanıtım yapılan ortak departmanda Bosh firmasının tanıtımı AHK Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası İş Geliştirme müdürü Semanur Akaya ile izledik.
İş alımlarında ne gibi kriterlerin arandığı, işe alım sürecinin işleyişi, ve öğrencilere hazırlık sürec zemin oluşturarak, şirket kültürü, şirket prensipleri hakkında bilgilendirmeler yapıldı.

yilmazparlar@yahoo.com

6 Ağustos 2016 Cumartesi

GEORGE KAYNAR İLE 2 GÜNDE 3000 KELİMELİK AKICI İNGİLİZCE BİLGİ PAYLAŞIM MERKEZDE -YILMAZ PARLAR

İNGİLİZCE   DİKSİYON TÜRKİYEDE İLK,

2 GÜNDE 3000 KELİMELİK AKICI İNGİLİZCE Eğitim programı hem de, İngilizce seviyeniz ne olursa olsun….

İNGİLİZCE  / DİKSİYON / AKICILIK

27 - 28 Ağustos 2016
iki tam gün saat 10.00 - 18.00
kişi sayısı sınırlıdır lütfen kayıt yaptırınız.


2 gün boyunca kinestetik eğitim metodunu ön planda tutan yoğunlaştırılmış programımız,
her seviyenin katılımına açıktır.

Mr. George tarafından verilen dersler, 3000 kelimeyi etkin şekilde kulanmanızı sağlayacak. Aynı zamanda temel İngilizce eğitimini de içeren bu program ile defter kitaba gerek kalmadan İngilizceyi konuşarak öğreneceksiniz.

Dersin metodları;
Bilinçaltı Kurgulama
Kendi anadilimizi (2-8 yaş) öğrendiğimiz bilinçaltı yöntemidir. Manalardan ziyade tekrarlara dayalı (Okuma yazma olmadan) öğrenme metodudur.

Metaforlarla Öğrenme
İnsan zekası bütüncüldür. Kelimeler tek tek öğrenildiğinde suya atılan taşlar gibi yok olur. Ancak o kelimeler bir balon içine konulup suya atılırsa batmaz. O balon metafordur

NLP İngilizce
Görsel ve işitsel (Audio-Visual) yeterli bir öğretim tekniği değildir. Tüm eğitim kurumları bu sistemle eğitim vermektedir. Kinestetik öğrenme süreci ise alışılmş ezbere eğitim sistemine meydan okuyan kalıcı bir öğrenme süreci sunmaktadır.

2 Boyut 3 Boyut
Türkiye'de dersler malesef tek boyutlu işlenmektedir. Ancak George's Academy'de İngilizce dersleri uygulamada derinleştirerek, önce 2 sonra 3 boyut işlenir. Öğrencinin bedenini sınıfta bırakıp, zekası ile 2. ve 3. boyut çalışmalar yapılır. Böylece öğrenci aynı görüntüyü 3 farklı perspektiften ele alır. Tüm bunlar İngilizce yapılır. Öğrenci bu perspektifleri İngilizce anlatabilir.
Imaginative English Teaching Systems
NLP ve 3 boyut çalışmalarına destek için hiçbir uyarıcı (görsel-işitsel) olmadan, tamamen öğrencinin yaratıcı zekası desteğiyle yapılan İngilizce çalışmaları içermektedir.
KİNESTETİK ÖĞRENME NEDİR?
İnsanlar nasıl öğrenir? Araştırmalara göre yeteneklerimizi belirlememizdeki en önemli faktör zekamız değil, öğrenme sürecimiz. Bu bilgi, öğrencilerimize nasıl öğrettiğimizi gözden geçirmemizin ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor. O halde şunu sormalıyız: Öğrenme ve bilgi edinme konusunda en çok nasıl etkin olabiliriz? Bir şeyi dinleyerek mi, görerek mi, yaparak mı, yaratarak mı yoksa bunların bir birleşimiyle mi?
Kinestetik öğrenme öğrenmenin farklı yolları arasında bağlantı kurarak, bu modeli bir üst seviyeye taşıdı. Üstelik bu süreç daha etkin bir öğrenmeyi ve bilgi edinmeyi sağlıyor.
Kinestetik öğrenmede, hareket ve eylem, ders dinleme gibi öğrenmenin daha pasif yollarının yerine geçiyor. Herkes muhtemelen öğrenmenin bu şeklinin etkinliğini deneyimlemiştir. Öğrenmenizin üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, insanların çoğu bisiklete binebilir ya da havuzu bir baştan diğer başa yüzebilir. Ancak bir zamanlar ezberlediği ülkelerin başkentlerini ya da periyodik tablodaki tüm elementleri hatırlayamıyor. Ne kadar ezberlersek ezberleyelim, kas hafızamızın çok daha güçlü olduğunu görüyoruz.
George Kaynar
 1963'te İncirlik Üssü'nde doğmuştur. Kuleli Askeri Lisesi'ni bitirmiştir. Dört yıllık askeri akademi eğitimi tamamladıktan sonra İngilizce Öğretmenliği'nden mezun olmuştur. Hummingbird Effects NLP Training eğitimini almıştır. Aldığı formasyon eğitimiyle beraber eğitmenlik, İngilizce öğretmenliği, dil bilimci, eğitim psikoloğu ve davranış bilimleri danışmanlığı görevlerini sürdürmüştür. 30 yıllık kariyeri boyunca birçok başarılı eğitime imzasını atmış, 2011 yılından itibaren de George Academy of Thoughts'da yöneticilik yapmaktadır.



BİLGİ PAYLAŞIM DERNEĞİ
Adres: Mete Cad. Park Apartmanı No:24/5
Taksim / İstanbul

Tel : 0212 245 29 42 / 0532 612 85 17



yilmazparlar@yahoo.com

18 Haziran 2016 Cumartesi

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) basın iftarı-Yılmaz Parlar



TEDARİK SANAYİDE “ANAHTAR”


Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Yönetim Kurulu Üyeleri, Zincirlikuyu Avangarde Hotel’de düzenlenen basın iftar yemeğinde basın mensupları ile bir araya geldi. Basın Toplantısına, TAYSAD Başkanı Alper Kanca TAYSAD Yönetim kurul üyeleri, İTO Meclis Başkanı Şekib Avdagiç katıldı.

3–4 Kasım 2016 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek konferansta Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı’na Türkiye ev sahipliği yapacak  Otomotiv Sektöründe görev alan mühendislerin değil, dünya çapında tüm otomotiv mühendisleri için de önemli ve saygın bir etkinlik olacak.; “Otomotivde Hafifleştirme”, “Otomotiv Mühendisliği Eğitimi” ve “Otomotiv Sanayiinde Kariyer” başlıklarını kapsayacak konular tartışılacak”

Özellikle otomotiv endüstrisinin 2020 yılında 150 milyar Euro’luk bir pazara ulaşması öngörülen Çin, yedek parça pazarında 6 milyar liraya ulaşan Türkiye,
otomotiv endüstrisinin önemli ayaklarından, satış sonrası hizmetler ve yedek parça sektöründeki yenilikler, son teknolojiler, Otomotiv endüstrisinde başarının anahtarı inovasyon, Ar-Ge ve yenilikçiliğin yanısıra hareket kabiliyetleri olan şirketler, Tedarik Sanayisi’nin şifresi yenileme pazarı ile çözüleceği, konular konuşuldu.

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Başkanı Alper Kanca, Tedarik sektörün ekonomiye olan katkısını değerlendirirken “Yenileme pazarı otomotiv tedarik sanayisi için hayati bir önem arz ediyor. Ülkemiz binek araç konusunda ciddi fırsatlara sahip ve bunu iyi değerlendirmemiz gerek. Binek araç sayısının hızlı bir yükselişte olması Yenileme Pazarı’nın büyümesine doğrudan etki ediyor. Bir anlamda Tedarik Sanayisi’nin şifresi Yenileme Pazarı ile çözülecek diyebiliriz” sözleriyle anahtar çözümleri açıkladı.  “TÜİK verilerine göre, Türkiye’de 2003 yılında bin kişiye düşen araç sayısı 95 iken, bu rakam 2014 sonu itibariyle 173 oldu. Türkiye binek araç konusunda ciddi fırsatlara sahip ve bunu iyi değerlendirmemiz gerek. Ülkemizdeki binek araç sayısının hızlı bir yükselişte olması, Yenileme Pazarının büyümesine doğrudan etki ediyor. Binek araçların da içinde yer aldığı hafif ticari araç segmentinde, araç yaşı ortalamasının birçok ülkede arttı. Araç yaşının en genç olduğu ülkeler Hindistan (4,2) ve Çin (4,5), en radikal değişim yüzde 9 ile İran’da yaşanmaktadır. Türkiye’de yalnızca yüzde 2’lik bir değişim gerçekleşti.”
İran’da yaşanan yüzde 9 luk değişimin hiperaktif beyin fırtınasında Kota kalkması olduğu ortak görüş -fikir birliği oldu.

Ülkelere Göre Ortalama Araç Yaşını görsel grafik ve trendlerle açıklmasını yapan Kanca global yenileme pazarı ile Türkiye yenileme pazarı paralel gelişme gösterdiğini, yenileme Pazarının arasında satış ve üretim benzerliklerinin olduğunu belirtti. “Küresel Yenileme Pazarı ile Türkiye’yi kıyasladığımız zaman, en fazla gelir sağlayan ürünlerin lastikler, yağ, gövde, bataryalar ve fren parçaları olduğunu görüyoruz. Kârlılık oranını yükseltmek durumundayız. Bunun için de ileri teknolojiler geliştirmeye devam etmeliyiz. Tabi sadece kârlılığı yükseltmek tek başına yeterli değil. Bir taraftan kârlılığı arttırırken diğer taraftan da hayatta kalmak ve büyümek için yeni yatırımlara dâhil olmamız da gerekmektedir.” Şeklinde ayakda kalmayı vurguladı.

TAYSAD Başkanı Kanca, “Türkiye’nin 2014 yılındaki toplam Yenileme Pazarı geliri 4 milyar 514 milyon dolar iken, 2015 yılında 4 milyar 740 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Büyük sürprizler ve ekonomik dalgalanmalar olmadığı müddetçe 2021 yılında bu rakamın yüzde 5’lik bir büyüme ile yaklaşık 6 milyar 350 milyon dolara ulaşacağını öngörüyoruz” dedi.

Çin Otomotiv Yenileme Pazarı umut vadetmeye devam ediyor
Çin Otomotiv Yenileme Pazarı’ndaki gelişmeleri değerlendiren TAYSAD Başkanı Alper Kanca, “Yaşanan tüm yerel ekonomik istikrarsızlıklara rağmen 2015-2016 rakamlarına bakıldığında, Çin Otomotiv Yenileme Pazarı sektörü halâ maksimum büyüme potansiyeline sahip. Sektör pazarının büyüme potansiyelini değerlendirdiğimizde, Çin açık ara önde olsa da Tayland, Hindistan, Brezilya, Meksika ve Rusya gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye de bu büyümeden payına düşeni almanın peşinde” olmalı şeklinde görüş beyan etdi.

Alper Kanca, ihracat rakamlarındaki gelişmesi hakkında; “2015 yılı euro bazındaki birim fiyatı, 2010 yılına oranla yüzde 12,5 dolayında artış gösterdi. 4,82 Euro’ya kadar yükseldi. Yılın ilk 4 ayında da bu rakam 4,83 euro/kg olarak gerçekleşti, 2016 Nisan sonu itibariyle TÜİK verileri dikkate alındığında tedarik sanayi ihracatının dolar bazında 3 milyar’ı; euro bazında ise 2,7 milyar’ı aştığ. Toplam sektör ihracatı ise yine bu dönemde dolar bazında 7,6 milyar iken, Euro bazında 6,6 milyar seviyesinde gerçekleşti. Yılın diğer yarısının beklenildiği gibi devam etmesi halinde 2016 yılı sonunda toplam sektör ihracatımızın 23 milyar doları geçmesini bekliyoruz. Tedarik sanayimiz ise bu rakamın yaklaşık 9,3 milyar dolarlık kısmını gerçekleştirecektir” şeklinde konuştu.

Uluslararası Otomotiv Mühendisliği Konferansı’na Türkiye ev sahipliği yapacak “Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD), Otomotiv İhracatçıları Birliği (OİB), Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Otomotiv Teknoloji Platformu (OTEP) ve işbirliği ile düzenlenecek ve Amerikan Otomotiv Mühendisliği Derneği’nin (Amerikan Society of Automotive Engineers - SAE International) de destek vereceği Uluslararası Otomotiv Mühendisleri Konferansı IAEC ile dünya otomotiv devlerinin mühendislerini bir araya getireceğiz. IAEC sadece Türk Otomotiv Sektöründe görev alan mühendislerin değil, dünya çapında tüm otomotiv mühendisleri için de önemli ve saygın bir etkinlik olacak. 3–4 Kasım 2016 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek konferansta; “Otomotivde Hafifleştirme”, “Otomotiv Mühendisliği Eğitimi” ve “Otomotiv Sanayiinde Kariyer” başlıklarını kapsayacak konular tartışılacak” dedi.

yilmazparlar@yahoo.com

3 Mayıs 2016 Salı

“Canovate Isı Pompaları” ile doğalgaz bağımlılığına son!-Yılmaz Parlar

“Canovate Isı Pompaları” ile doğalgaz bağımlılığına son!

Canovate Isı Pompaları,
ISK- Sodex 2016 fuarına katılıyor

Toprak, su ve havadaki yenilenebilir enerjiyi kullanarak her türlü yapının ısıtmasını soğutmasını ve sıcak suyunu, fosil yakıt (kömür, Doğalgaz, mazot vs.) kullanmadan %80 bedava temin eden  “Canovate Isı Pompaları”,  4-7 Mayıs 2016 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan ISK-Sodex 2016 Fuarına yeni inovatif modelleri ile katılıyor.

Bireysel anlamda, ısıtma ve soğutmada işletme giderlerini %80’lere varan oranda düşüren Canovate ısı Pompaları, emisyon salınımını da yok ederek, doğayı korumaktadır. Canovate Group’un bünyesindeki enerji şirketi tarafından yerli olarak üretilen ‘Isı Pompaları- Heat Pump’ın, enerji bağımlılığından kurtulmak, cari açığı düşürmek, karbon salınımını azaltmak, enerjiyi verimli kullanmak ve milyarlarca doların ülke dışına çıkmasını önlemek gibi etkin katkıları olacaktır.

Canovate Isı Pompaları, 4 Mayıs Çarşamba günü başlayacak fuardaki 2. Hall C16 standında yerli ve yabancı ziyaretçilerini bekliyor. Kendisine özgü emsalsiz özellikleri ile endüstriyel ve konut tipi, hava-su-toprak kaynaklı ısı pompaları, Adyabatik soğutma, Doğal soğuttma gurupları ( Free Cooling Chiller ) ve hassas klimalar ( Crack üniteleri  ile fuar sırasında ziyaretçilerin ilgisini üzerine çekecektir.

Avrupa’da satışı yasaklanan yüksek emisyon değerli ve verimsiz kombilerin, Türkiye pazarına satılmakta olduğunu ifade eden Canovate Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür, şunları söyledi:
“Türkiye’de, neredeyse Avrupa’nın tümü kadar inşaat yapılıyor. Bu nedenle Türkiye, ısıtma, soğutma, havalandırma konusunda, dünyanın 5.’ci pazarı konumumdadır. Ülkemiz pazarında, 2014 yılı itibariyle, 50’ye yakın firma (Türkiye’de üretim yapmadan yurtdışından ithal ettiği) yoğuşmalı kazanlar, kombiler, klimalar vb satışını yapmaktadır. Örneğin, Almanya’da yoğuşmalı kombi satışı yasaklanmıştır. Avrupa’da satışı yasaklanmış olan bu kombiler, maalesef Türkiye pazarında satılmaktadır. Avrupa ülkeleri ve Amerika’da, yoğun olarak ‘Isı Pompaları- Heat Pump’lar kullanmaktadır. Isı Pompasında enerjinin %80’i toprak, su veya havadan bedavaya alınmaktadır. Bir endüstri tesisine veya konutlara ısı pompası yatırımı yapıldığında, yatırım kendisini 1.8 yılda geriye ödeyecektir ve ardından enerji için harcanacak para büyük oranda azalacaktır. Ülkemiz, doğalgaz bağımlılığından ve ithal gelen kontrolsüz cihazlarından, Canovate Isı Pompaları ile kurtulabilir” dedi.


Canovate Group fuar sırasında; Avrupa ve Türkiye’de eş zamanlı pazara sunulan +88 C, +95 C,+110 C derece çıkış suyu sıcaklı endüstriyel tip ısı pompası; -24 C çalışabilen ekonomizörlü hava kaynaklı ısı pompası; Free cooling yapabilen chiller grupları; Free cooling yapabilen CRAC üniteleri ve İndirek Adiabatik soğutma (50 kw,100 kw,200 kw,400 kw) ürünleri ile fark yaratmaya hazırdır.

Hava Kaynaklı Isı Pompaları: 8 kW tan başlayarak 220 kW kapasiteye kadar, tek ısı pompası ile; ısıtma soğutma ve sıcak su sağlanmaktadır. Ekonomizer özelliği sayesinde, -24 derece hava şartlarında, hiçbir problem yaşanmadan evdeki sıcaklık konforu gerçekleşmektedir. 4 borulu sisteminde, sıcak su ihtiyacı olduğunda, ısıtmayı veya soğutmayı durdurmadan, sıcak su ihtiyacını karşılanmaktadır. Canovate Isı Pompaları, soğutma yaparken, sıcak suyu bedavaya üretmektedir.
-Toprak ve Su Kaynaklı Isı Pompaları: 8 kW tan başlayarak 500 kW kapasiteye kadar tek ısı pompası ile; ısıtma, soğutma ve sıcak su sağlanmaktadır. Ekonomizer özelliği sayesinde, diğer ısı pompalarına göre %30 ek tasarruf sağlar. 4 borulu sisteminde sıcak su ihtiyacı olduğunda, ısıtmayı veya soğutmayı durdurmadan, sıcak su ihtiyacı karşılanmaktadır. Özellikle, endüstriyel fabrikalarda atık su ısısı kullanılarak ve en az %60 tasarruf sağlanarak, kısa sürede kendisini amorti etmektedir. Bunların yanı sıra, çok ekonomik ve ekolojik AVM ve OFİS’ler için ısı pompası; kümes - seralar için özel tasarımlı enerji girdisini %80 kadar azaltan ve üretimi artıracak ısı pompaları da üretilmektedir.



İsmindeki (Can-inovate) inovasyon ruhu ile hareket eden şirketimiz, 1965 yılından beri elektronik, IT, haberleşme, enerji, inşaat, vs. konularında ülkemize birçok yenilik kazandırmıştır. Birçok konuda dünyanın sayılı birkaç firması arasına girdiği gibi, birçok firma ile de çözüm ortağı olarak çalışmaktadır.
Çekmeköy’de 30 bin metrekare alanda üretim yapan firmamız, yenilenebilir enerji kullanarak ısıtma, soğutma ve sıcak su için inovatif cihazlar üretmektedir. Bu üretim, ülke ekonomisinin enerjiden bağımsız hale gelmesinde katkıda bulunurken, tüketicinin parasının cebinde kalmasını sağlamaktadır.
Firmamız, yenilenebilir enerjiyi daha yaygın hale getirebilmek için birçok Ar-Ge’yi başarı ile tamamlayarak; emsalsiz özelliklerde, çevreci, bilinen en yüksek verimli cihazları konut, AVM, ofis ve proses tekniğinde müşterilerinin kullanımına sunmuştur

yilmazparlar@yahoo.com

2 Mayıs 2016 Pazartesi

ICCI-Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar-Erensan-Yılmaz Parları

ERANSAN’IN ÇALIŞMALARI ÖRNEK OLMALI

İstanbul Fuar Merkezi'nde 27-29 Nisan 2016 tarihlerinde gerçekleşen, Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı kapsamında Kazan ve Basınçlı Kap sektörünün öncü yenilikçi firmalarından Erensan basın toplantısı düzenledi. Toplantıya üst düzey yöneticileri  ve Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Eren katıldı. Firmaları ve dünyadaki gelişen enerji hakkında gelişmeleri basın mensuplarına aktardı.

Ayhan Eren “Sıcak su kazanları ile başlayan hikayemiz, daha sonra endüstriyel kazanlar alanında gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerle ihracata dönüştü. Enerji kazanları alanındaki bu çalışmalarla önce iç piyasalarda oluşan pazar, ihracatla da gelişti” sözleriyle başladı.

Ülkemizdeki enerji kullanımı ve fiyatları ile ilgili olarak Eren, “Enerji, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de en çok önemsediği konuların başında geliyor. Enerji kaynaklarının belirli bölgelerde olması, enerjinin dağılımı ve maliyetini etkileyen başlıca faktörler. Bölgede Rusya, bir çok Avrupa ülkesi ile Türkiye’nin gaz tedarikini yapan büyük bir oyuncu. Ülkemizle de politik bir takım problemleri var. İran da o bölgede bir gaz tedarikçisi ki İran da bir ambargo ülkesiydi. Ambargoyu kaldırdılar fakat henüz neler olacağı konusu net değil. Amerika’nın Shale Gas kaynaklarına sahip olması dünyadaki gaz fiyatlarını ucuzlattı. Bu da fiyatların düşmesine neden oldu. Bu açıdan bakıldığında, eskiden yükselme eğiliminde olan fiyatlar, bugün düşme eğiliminde. Enerji fiyatlarındaki düşüş cari açığı da olumlu yönde etkiledi. Cari açığı düşürmekle beraber elektrik fiyatlarının tüketici nezdinde artmamasını sağladı” açıklamalarında bulundu.
Türkiye’de 2023 hedefleri doğrultusunda kentsel dönüşüm projeleri ile birlikte 6–7 milyon civarında konut ve ticari bina inşası gerçekleştirilmesi planlandığını bunu olumlu ve fırsat olarak değerlendirdiğini, yıkılıp tekrar yapılacak olan binaların gerek altyapısı gerekse ısıtma-soğutma-havalandırma konusunda yapılacak doğru uygulamalarla gerek merkezi sistem ısıtmalarla gerek yenilenebilir yoğuşma teknolojisi ile veya yenilenebilir enerji kaynaklarıyla akıllı yerleşkeler kurulabilileceğini merkezi sistemle ısıyı enerji kontrol alına alınabileceği ve enerji verimliliği sağlaması yönünden son derece önemli olduğuna işaret etdi.
“Su, güneş enerjisi, kazan, kazanların baca gazı vs. Buralar, elektriğini kendi üreten şehirler olabilir. Bu şekilde bir düzenleme yapılırsa çok ciddi tasarruf sağlanabilir. Kombilerin tekrar merkezi sisteme dönmesi, dolayısıyla atık ısıların tekrar geri kazanılması, yoğuşmalı kazanlara geçilerek enerjinin daha verimli kullanılması, tüketicinin daha az gaz ücreti ödemesi ve ülkenin enerji ithalatının düşmesi yoluyla sağlanan tasarruf çok ciddi. Sadece konutlar bazında bakacak olursak, yoğuşmalı ve merkezi sistemle birlikte senede 2–3 milyar metreküp gazdan tasarruf edilebilir” Şeklinde ifade etdi.

Eren, Group Atlantic ile gerçekleştirdikleri ortaklığın güzel bir sinerjiye dönüştüğünü pozitif meyvelerini almaya başladıkları anlamında  “Geçen sene itibariyle Erensan, Group Atlantic’in kazan alanındaki Ar-Ge merkezi oldu. Konum olarak faaliyetlerimiz Yozgat’ta gerçekleşiyor. Test stantlarının yenilenmesi ile yeni ürünler geliştirilmeye başlandı. Ortaklığımız güzel bir sinerji hedefiyle başladı. Erensan markalı endüstriyel kazanlar, grup bünyesindeki şirketlerde, Erensan markası ile 2017 yılında pazarlanmaya başlanacak. Biz onlara gidip, bu işin nasıl olması gerektiği yönünde brief ve eğitim vereceğiz. Çünkü onlar, bayi ve diğer satış kanalları yoluyla daha evsel ürünlerin pazarlanması ile ilgileniyorlar. Bizim ürünlerimiz ise, müşterinin ihtiyacına çözüm sunabilecek mühendislik hizmetlerini içeriyor. Sinerjinin bir basamağını da bu çalışma oluşturuyor. Amacımız, pazarımızı gün geçtikçe genişletmek” vizyonları geniş tuttuklarının altın çizdi.
Elbetde gerçek olan, Dünyada nüfus artışı, kentleşme, olguları, sanayileşme ve küreselleşme sonucu artan ticaret olanakları enerjiye ve doğal kaynaklara olan talebi artırmıştır. Bu yüzden enerji kaynaklarının tüketicilere yeterli, kaliteli, düşük maliyetli, güvenli bir şekilde ve çevre konusunda da azami ölçüde duyarlılık gösterilerek sunulması gerekmektedir. Doğal kaynakların rasyonel kullanımı, maliyet, arz talep açısından gerekliliği, yer seçimi, teknik gereklilikler ve benzeri tüm yanları, Enerji, özellikle de elektrik enerjisi, insan yaşamında tartışılmaz önceliğe sahiptir. Enerjisiz bir yaşam, günümüz koşullarında  mümkün olmadığı gerçeğiyle, gelişen teknoloji ve artan enerji açığı tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yeni enerji kaynaklarına yönelmemizi alternatiflerin üretilmesini gerekliğini ortaya koymuştur.  
Yeryüzünde fosil yakıtların neden olduğu sera gazlarının küresel ısınma ve iklim değişiklerine yol açması, diğer yandan nükleer enerji kaynaklarının toplumsal, çevresel ve ekonomik açıdan oldukça maliyetli olması, ülkelerin öz kaynaklarını daha etkin biçimde kullanımının önemini artırmıştır.

Basın mensupların projeler hakkındaki  sorusu üzerine “Geçtiğimiz yıl enerjide gerçekleştirdiğimiz projeler, Türkiye için mihenk taşı konumunda; Ankara’da Bilkent Hastanesi projesi. 3600 yataklı olacak proje, dünyanın 2’inci büyük hastane projesi. 60 MW’lık bir tesis. Bu gibi kampüsler merkezi sistem kullanarak tüm enerji sistemlerini bir noktada çözüyorlar. Projenin ısıtma çözümü için sıcak su kazanları Erensan tarafından üretildi. Aynı zamanda buranın elektrik enerjisini temin eden doğalgaz motorları var. Bu motorların arkasında 2 adet 4,3 MW, toplam 8.6 MW olan geri dönüşüm kazanlarımız var. Bu gibi yerlerin enerjiyi verimli kullanması ekstra önem arz ediyor. Ayrıca Sağlık Bakanlığı binası da bu kompleksin içerisinde yer alacak.”
Yurt dışındaki proje örneğinide vererek “Bir diğer projenin de Basra Körfezi’nde bulunan bir mobil enerji santrali projesi. Kazanlarını yaptığımız en son mobil santral projesi buydu. En son yaptığımız gemi projesinde, 24 tane kazan ve 18 MW’lık motorlar var. Kıbrıs’ın komple elektrik ihtiyacını tek başına sağlayabilen bir gemi olacak. Bu sabah itibariyle arkadaşlarımız Endonezya’da 12 kazanlı ve 12 motorlu santrala start verdiler. Geçen ay Gana’daki santrali bitirmiştik. Önümüzdeki ay Tunus ve Afrika’daki yeni santrallardaki atık ısı projelerini hayata geçireceğiz. Bu projeleri internet üzerinden kendi yazdığımız programlarla takip edebiliyoruz. Yazılımla ilgili herhangi bir müdahale yapılması gerektiğinde, buradan müdahale edilebiliyor” şeklinde cevapladı.
Yine diğer bir gerçek şu ki; Enerji sektörü, ülkelerin kalkınma politikaları içinde hayati önem taşıyan stratejik bir alan niteliğinde olması, ve fosil yakıtların hızla tükenir olması, alternatif enerji kaynaklarının artan talebi karşılayacak ticari olgunluğa henüz erişememiş olması, artan enerji fiyatları ve küresel ısınma gibi sorunların da ortaya çıkması, kaygıları beraberinde getiriyor.
Fosil yakıt kaynaklarının sınırlı olması, çevresel problemlere neden olması ve ülkeleri dışa bağımlı kılmaları gibi bazı etkenler Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgiyi ve talebi artırmaktadır.
Sürdürülebilir bir gel