3 Mayıs 2016 Salı

“Canovate Isı Pompaları” ile doğalgaz bağımlılığına son!-Yılmaz Parlar

“Canovate Isı Pompaları” ile doğalgaz bağımlılığına son!

Canovate Isı Pompaları,
ISK- Sodex 2016 fuarına katılıyor

Toprak, su ve havadaki yenilenebilir enerjiyi kullanarak her türlü yapının ısıtmasını soğutmasını ve sıcak suyunu, fosil yakıt (kömür, Doğalgaz, mazot vs.) kullanmadan %80 bedava temin eden  “Canovate Isı Pompaları”,  4-7 Mayıs 2016 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenecek olan ISK-Sodex 2016 Fuarına yeni inovatif modelleri ile katılıyor.

Bireysel anlamda, ısıtma ve soğutmada işletme giderlerini %80’lere varan oranda düşüren Canovate ısı Pompaları, emisyon salınımını da yok ederek, doğayı korumaktadır. Canovate Group’un bünyesindeki enerji şirketi tarafından yerli olarak üretilen ‘Isı Pompaları- Heat Pump’ın, enerji bağımlılığından kurtulmak, cari açığı düşürmek, karbon salınımını azaltmak, enerjiyi verimli kullanmak ve milyarlarca doların ülke dışına çıkmasını önlemek gibi etkin katkıları olacaktır.

Canovate Isı Pompaları, 4 Mayıs Çarşamba günü başlayacak fuardaki 2. Hall C16 standında yerli ve yabancı ziyaretçilerini bekliyor. Kendisine özgü emsalsiz özellikleri ile endüstriyel ve konut tipi, hava-su-toprak kaynaklı ısı pompaları, Adyabatik soğutma, Doğal soğuttma gurupları ( Free Cooling Chiller ) ve hassas klimalar ( Crack üniteleri  ile fuar sırasında ziyaretçilerin ilgisini üzerine çekecektir.

Avrupa’da satışı yasaklanan yüksek emisyon değerli ve verimsiz kombilerin, Türkiye pazarına satılmakta olduğunu ifade eden Canovate Group Yönetim Kurulu Başkanı Can Gür, şunları söyledi:
“Türkiye’de, neredeyse Avrupa’nın tümü kadar inşaat yapılıyor. Bu nedenle Türkiye, ısıtma, soğutma, havalandırma konusunda, dünyanın 5.’ci pazarı konumumdadır. Ülkemiz pazarında, 2014 yılı itibariyle, 50’ye yakın firma (Türkiye’de üretim yapmadan yurtdışından ithal ettiği) yoğuşmalı kazanlar, kombiler, klimalar vb satışını yapmaktadır. Örneğin, Almanya’da yoğuşmalı kombi satışı yasaklanmıştır. Avrupa’da satışı yasaklanmış olan bu kombiler, maalesef Türkiye pazarında satılmaktadır. Avrupa ülkeleri ve Amerika’da, yoğun olarak ‘Isı Pompaları- Heat Pump’lar kullanmaktadır. Isı Pompasında enerjinin %80’i toprak, su veya havadan bedavaya alınmaktadır. Bir endüstri tesisine veya konutlara ısı pompası yatırımı yapıldığında, yatırım kendisini 1.8 yılda geriye ödeyecektir ve ardından enerji için harcanacak para büyük oranda azalacaktır. Ülkemiz, doğalgaz bağımlılığından ve ithal gelen kontrolsüz cihazlarından, Canovate Isı Pompaları ile kurtulabilir” dedi.


Canovate Group fuar sırasında; Avrupa ve Türkiye’de eş zamanlı pazara sunulan +88 C, +95 C,+110 C derece çıkış suyu sıcaklı endüstriyel tip ısı pompası; -24 C çalışabilen ekonomizörlü hava kaynaklı ısı pompası; Free cooling yapabilen chiller grupları; Free cooling yapabilen CRAC üniteleri ve İndirek Adiabatik soğutma (50 kw,100 kw,200 kw,400 kw) ürünleri ile fark yaratmaya hazırdır.

Hava Kaynaklı Isı Pompaları: 8 kW tan başlayarak 220 kW kapasiteye kadar, tek ısı pompası ile; ısıtma soğutma ve sıcak su sağlanmaktadır. Ekonomizer özelliği sayesinde, -24 derece hava şartlarında, hiçbir problem yaşanmadan evdeki sıcaklık konforu gerçekleşmektedir. 4 borulu sisteminde, sıcak su ihtiyacı olduğunda, ısıtmayı veya soğutmayı durdurmadan, sıcak su ihtiyacını karşılanmaktadır. Canovate Isı Pompaları, soğutma yaparken, sıcak suyu bedavaya üretmektedir.
-Toprak ve Su Kaynaklı Isı Pompaları: 8 kW tan başlayarak 500 kW kapasiteye kadar tek ısı pompası ile; ısıtma, soğutma ve sıcak su sağlanmaktadır. Ekonomizer özelliği sayesinde, diğer ısı pompalarına göre %30 ek tasarruf sağlar. 4 borulu sisteminde sıcak su ihtiyacı olduğunda, ısıtmayı veya soğutmayı durdurmadan, sıcak su ihtiyacı karşılanmaktadır. Özellikle, endüstriyel fabrikalarda atık su ısısı kullanılarak ve en az %60 tasarruf sağlanarak, kısa sürede kendisini amorti etmektedir. Bunların yanı sıra, çok ekonomik ve ekolojik AVM ve OFİS’ler için ısı pompası; kümes - seralar için özel tasarımlı enerji girdisini %80 kadar azaltan ve üretimi artıracak ısı pompaları da üretilmektedir.



İsmindeki (Can-inovate) inovasyon ruhu ile hareket eden şirketimiz, 1965 yılından beri elektronik, IT, haberleşme, enerji, inşaat, vs. konularında ülkemize birçok yenilik kazandırmıştır. Birçok konuda dünyanın sayılı birkaç firması arasına girdiği gibi, birçok firma ile de çözüm ortağı olarak çalışmaktadır.
Çekmeköy’de 30 bin metrekare alanda üretim yapan firmamız, yenilenebilir enerji kullanarak ısıtma, soğutma ve sıcak su için inovatif cihazlar üretmektedir. Bu üretim, ülke ekonomisinin enerjiden bağımsız hale gelmesinde katkıda bulunurken, tüketicinin parasının cebinde kalmasını sağlamaktadır.
Firmamız, yenilenebilir enerjiyi daha yaygın hale getirebilmek için birçok Ar-Ge’yi başarı ile tamamlayarak; emsalsiz özelliklerde, çevreci, bilinen en yüksek verimli cihazları konut, AVM, ofis ve proses tekniğinde müşterilerinin kullanımına sunmuştur

yilmazparlar@yahoo.com

2 Mayıs 2016 Pazartesi

ICCI-Uluslararası Enerji ve Çevre Fuar-Erensan-Yılmaz Parları

ERANSAN’IN ÇALIŞMALARI ÖRNEK OLMALI

İstanbul Fuar Merkezi'nde 27-29 Nisan 2016 tarihlerinde gerçekleşen, Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı kapsamında Kazan ve Basınçlı Kap sektörünün öncü yenilikçi firmalarından Erensan basın toplantısı düzenledi. Toplantıya üst düzey yöneticileri  ve Yönetim Kurulu Üyesi Ayhan Eren katıldı. Firmaları ve dünyadaki gelişen enerji hakkında gelişmeleri basın mensuplarına aktardı.

Ayhan Eren “Sıcak su kazanları ile başlayan hikayemiz, daha sonra endüstriyel kazanlar alanında gerçekleştirdiğimiz faaliyetlerle ihracata dönüştü. Enerji kazanları alanındaki bu çalışmalarla önce iç piyasalarda oluşan pazar, ihracatla da gelişti” sözleriyle başladı.

Ülkemizdeki enerji kullanımı ve fiyatları ile ilgili olarak Eren, “Enerji, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin de en çok önemsediği konuların başında geliyor. Enerji kaynaklarının belirli bölgelerde olması, enerjinin dağılımı ve maliyetini etkileyen başlıca faktörler. Bölgede Rusya, bir çok Avrupa ülkesi ile Türkiye’nin gaz tedarikini yapan büyük bir oyuncu. Ülkemizle de politik bir takım problemleri var. İran da o bölgede bir gaz tedarikçisi ki İran da bir ambargo ülkesiydi. Ambargoyu kaldırdılar fakat henüz neler olacağı konusu net değil. Amerika’nın Shale Gas kaynaklarına sahip olması dünyadaki gaz fiyatlarını ucuzlattı. Bu da fiyatların düşmesine neden oldu. Bu açıdan bakıldığında, eskiden yükselme eğiliminde olan fiyatlar, bugün düşme eğiliminde. Enerji fiyatlarındaki düşüş cari açığı da olumlu yönde etkiledi. Cari açığı düşürmekle beraber elektrik fiyatlarının tüketici nezdinde artmamasını sağladı” açıklamalarında bulundu.
Türkiye’de 2023 hedefleri doğrultusunda kentsel dönüşüm projeleri ile birlikte 6–7 milyon civarında konut ve ticari bina inşası gerçekleştirilmesi planlandığını bunu olumlu ve fırsat olarak değerlendirdiğini, yıkılıp tekrar yapılacak olan binaların gerek altyapısı gerekse ısıtma-soğutma-havalandırma konusunda yapılacak doğru uygulamalarla gerek merkezi sistem ısıtmalarla gerek yenilenebilir yoğuşma teknolojisi ile veya yenilenebilir enerji kaynaklarıyla akıllı yerleşkeler kurulabilileceğini merkezi sistemle ısıyı enerji kontrol alına alınabileceği ve enerji verimliliği sağlaması yönünden son derece önemli olduğuna işaret etdi.
“Su, güneş enerjisi, kazan, kazanların baca gazı vs. Buralar, elektriğini kendi üreten şehirler olabilir. Bu şekilde bir düzenleme yapılırsa çok ciddi tasarruf sağlanabilir. Kombilerin tekrar merkezi sisteme dönmesi, dolayısıyla atık ısıların tekrar geri kazanılması, yoğuşmalı kazanlara geçilerek enerjinin daha verimli kullanılması, tüketicinin daha az gaz ücreti ödemesi ve ülkenin enerji ithalatının düşmesi yoluyla sağlanan tasarruf çok ciddi. Sadece konutlar bazında bakacak olursak, yoğuşmalı ve merkezi sistemle birlikte senede 2–3 milyar metreküp gazdan tasarruf edilebilir” Şeklinde ifade etdi.

Eren, Group Atlantic ile gerçekleştirdikleri ortaklığın güzel bir sinerjiye dönüştüğünü pozitif meyvelerini almaya başladıkları anlamında  “Geçen sene itibariyle Erensan, Group Atlantic’in kazan alanındaki Ar-Ge merkezi oldu. Konum olarak faaliyetlerimiz Yozgat’ta gerçekleşiyor. Test stantlarının yenilenmesi ile yeni ürünler geliştirilmeye başlandı. Ortaklığımız güzel bir sinerji hedefiyle başladı. Erensan markalı endüstriyel kazanlar, grup bünyesindeki şirketlerde, Erensan markası ile 2017 yılında pazarlanmaya başlanacak. Biz onlara gidip, bu işin nasıl olması gerektiği yönünde brief ve eğitim vereceğiz. Çünkü onlar, bayi ve diğer satış kanalları yoluyla daha evsel ürünlerin pazarlanması ile ilgileniyorlar. Bizim ürünlerimiz ise, müşterinin ihtiyacına çözüm sunabilecek mühendislik hizmetlerini içeriyor. Sinerjinin bir basamağını da bu çalışma oluşturuyor. Amacımız, pazarımızı gün geçtikçe genişletmek” vizyonları geniş tuttuklarının altın çizdi.
Elbetde gerçek olan, Dünyada nüfus artışı, kentleşme, olguları, sanayileşme ve küreselleşme sonucu artan ticaret olanakları enerjiye ve doğal kaynaklara olan talebi artırmıştır. Bu yüzden enerji kaynaklarının tüketicilere yeterli, kaliteli, düşük maliyetli, güvenli bir şekilde ve çevre konusunda da azami ölçüde duyarlılık gösterilerek sunulması gerekmektedir. Doğal kaynakların rasyonel kullanımı, maliyet, arz talep açısından gerekliliği, yer seçimi, teknik gereklilikler ve benzeri tüm yanları, Enerji, özellikle de elektrik enerjisi, insan yaşamında tartışılmaz önceliğe sahiptir. Enerjisiz bir yaşam, günümüz koşullarında  mümkün olmadığı gerçeğiyle, gelişen teknoloji ve artan enerji açığı tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yeni enerji kaynaklarına yönelmemizi alternatiflerin üretilmesini gerekliğini ortaya koymuştur.  
Yeryüzünde fosil yakıtların neden olduğu sera gazlarının küresel ısınma ve iklim değişiklerine yol açması, diğer yandan nükleer enerji kaynaklarının toplumsal, çevresel ve ekonomik açıdan oldukça maliyetli olması, ülkelerin öz kaynaklarını daha etkin biçimde kullanımının önemini artırmıştır.

Basın mensupların projeler hakkındaki  sorusu üzerine “Geçtiğimiz yıl enerjide gerçekleştirdiğimiz projeler, Türkiye için mihenk taşı konumunda; Ankara’da Bilkent Hastanesi projesi. 3600 yataklı olacak proje, dünyanın 2’inci büyük hastane projesi. 60 MW’lık bir tesis. Bu gibi kampüsler merkezi sistem kullanarak tüm enerji sistemlerini bir noktada çözüyorlar. Projenin ısıtma çözümü için sıcak su kazanları Erensan tarafından üretildi. Aynı zamanda buranın elektrik enerjisini temin eden doğalgaz motorları var. Bu motorların arkasında 2 adet 4,3 MW, toplam 8.6 MW olan geri dönüşüm kazanlarımız var. Bu gibi yerlerin enerjiyi verimli kullanması ekstra önem arz ediyor. Ayrıca Sağlık Bakanlığı binası da bu kompleksin içerisinde yer alacak.”
Yurt dışındaki proje örneğinide vererek “Bir diğer projenin de Basra Körfezi’nde bulunan bir mobil enerji santrali projesi. Kazanlarını yaptığımız en son mobil santral projesi buydu. En son yaptığımız gemi projesinde, 24 tane kazan ve 18 MW’lık motorlar var. Kıbrıs’ın komple elektrik ihtiyacını tek başına sağlayabilen bir gemi olacak. Bu sabah itibariyle arkadaşlarımız Endonezya’da 12 kazanlı ve 12 motorlu santrala start verdiler. Geçen ay Gana’daki santrali bitirmiştik. Önümüzdeki ay Tunus ve Afrika’daki yeni santrallardaki atık ısı projelerini hayata geçireceğiz. Bu projeleri internet üzerinden kendi yazdığımız programlarla takip edebiliyoruz. Yazılımla ilgili herhangi bir müdahale yapılması gerektiğinde, buradan müdahale edilebiliyor” şeklinde cevapladı.
Yine diğer bir gerçek şu ki; Enerji sektörü, ülkelerin kalkınma politikaları içinde hayati önem taşıyan stratejik bir alan niteliğinde olması, ve fosil yakıtların hızla tükenir olması, alternatif enerji kaynaklarının artan talebi karşılayacak ticari olgunluğa henüz erişememiş olması, artan enerji fiyatları ve küresel ısınma gibi sorunların da ortaya çıkması, kaygıları beraberinde getiriyor.
Fosil yakıt kaynaklarının sınırlı olması, çevresel problemlere neden olması ve ülkeleri dışa bağımlı kılmaları gibi bazı etkenler Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynaklarına olan ilgiyi ve talebi artırmaktadır.
Sürdürülebilir bir gel

26 Aralık 2015 Cumartesi

Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) geleneksel yılbaşı buluşması 24 Aralık 2015-Yılmaz Parlar


EKONOMİ RÜZGARLARI ESECEK
Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin (EGD) geleneksel yılbaşı buluşması 24 Aralık 2015 Perşembe akşamı Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Dış Ticaret Kompleksi'nde gerçekleştirildi. EGD üyeleri, iş ve siyaset dünyasından önemli isimlerin bir araya geldiği toplantıda açılış konuşmasını yapan EGD Başkanı Celal Toprak.   "Önümüzdeki yıllarda ekonomi gazeteciliğine yatırım yapan ve ekonomi yayıncılığında faaliyet gösteren girişimciler karlı bir iş yapmış olacak. Ekonomi sayfalarını şimdiden genişletin, ekonomi haberlerini ana haberlerinize sokun ve ekonomi yayınlarına önem verin"demekle Ekonominin önemine dikkat çekti.

TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi  yaptığı konuşmada "Reformların hayata geçmesi Türkiye'nin ihracatına katkı sağlayacak. 2016 yılında özellikle küresel sıkıntıların biraz azalacağını ümit ediyoruz. Ülkemizde yaşanan gelişmelerle dünya ticaretinden daha fazla pay almayı umuyoruz. Önümüzdeki yıllarda ekonomi, gazetelerde daha fazla yer alacak. Biz de bunu destekliyoruz ve tüm medya kuruluşlarına buradan çağrı yapıyoruz"çağrısıyla Celal Toprak’ın konuşması destekledi
EGD'nin yılbaşı buluşmasında, ekonomi gazeteciliğinin basında kurumsallaşmasına ve kalıcı hale gelmesine katkı sağlayan Osman Saffet Arolat, Metiner Sezer, Rüştü Bozkurt ve Hasan Eriş'e onur plaketi verildi. Onur plaketini Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclis Başkanı Sibel Siber verdi.
Ayrıca Selami Turgut Genç, Turgut Fethi Erden, Ali Gevgilili ve Orhan Erinç vefa plaketi ile taçlandırıldılar.
Vahap Munyar, Mustafa Kemal Çolak, Turhan Bozkurt, İbrahim Ekinci, Hakan Güldağ, Fikret Çengel, Abdurrahman Yıldırım, Olcay Büyüktaş Akça, Şeref Oğuz, İbrahim Acar, Ramazan Solak, Yaşar Kızılbağ, Halit Bolkan, Sinem Köseoğlu, Cemile Varol, Mine Acar, Oğuz Demir, Ahmet Çelik ve Jale Özgentürk'e ekonomi gazeteciliğine katkılarından dolayı plaket sunuldu.
 EGD Yönetim Kurulu, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türk Telekom Grubu Üst Yöneticisi (CEO) Rami Aslan ve Arçelik AŞ Genel Müdürü Hakan Hamdi Bulgurlu'ya sponsorluk desteklerinden dolayı plaket takdim etdi.

Estee Lauder Türkiye Genel Müdürü Ahmet Ramiz, Türkiye Tohumcular Birliği Başkanı Yıldıray Gençer, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, Ambalaj Sanayicileri Derneği Başkanı Sadettin Korkut, Memorial Sağlık Grubu CEO'su Uğur Genç, Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği Başkanı Rint Akyüz, Şekerli Mamuller Tanıtım Grubu Başkanı Hidayet Kadiroğlu, İstanbul Hububat, Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete ve Keskinoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Pazarlama Grup Başkanı Keskin Keskinoğlu'na desteklerinden dolayı  plaket verildi.
Ödül Tören sonrası konuklara resepsiyon verildi. Sohbetlerde tüm konuşmaların konusu elbetde ekonomiydi.
yilmazparlar@yahoo.com

5 Haziran 2015 Cuma

YEŞİL KENTE DİKKAT ÇEKEN PROGRAM
Kısa adı (YAPDER) Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği tarafından Organize edilen EGD Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak,Yayıncı ve Tv Program yapımcısı Mehmet Gözcü‘nün birlikte hazırladıkları Radyo’da yayınlanan Kent ve Yaşam programının geleneksel ödüllerinin 11 ncisi yapıldı.
3 haziran 2015 tarihli Sultanahmet- Ahırkapı Armada otelde gerçekleşen ödül gecesinde pek çok siyasetden iş dünyasından akademiden sanat dünyasından sivil toplum temsilcilerinden ünlü isimler vardı.
Gittikce çok ses getiren ve yankılanan 11.ncisi düzenlenen Kent ve Yaşam Ödülleri sade bir törenle sahiplerine verildi.

İnsan endeksli olması gereken şehirleşme, geleceği düşünmeden hareket etmemiz sonucunda, yanlış yapılaşma ve uygulamalar neticesinde yaşanır kalitesini kaybetmiş, çocuklarımıza yaşanmaz bir dünya teslim eder duruma geldik.

Yanlış kentleşme yeşil alanlara inşa etmemiz sonucu hem ekonomik hem sosyal bir kayıp olan süreçe gelmiş olduk.

Kentsel Dönüşümün rantsal dönüşüme, çıkar çevrelerin avına düşmesi ve çevre faktörü düşünülerek olması gerekirken, çok katlı binaların yapımına devam edilerek yeşil alanların yok edilmesi sadece kentlere değil çocuklarımızın geleceğine dolayısıyle insanlığa yapılan haksızlık insanlığa vurulan darbedir.

Yaşanabilir ve estetik şehirler, toprağa yakın yaşamalı teması zaman zaman devlet büyükleri tarafından yapılan etkinlerde söylenen ve kelimelere asılı sözler oldu.
Rahat nefes alacak yaşam, halkın özgürlüğü her geçen gün, hem yüreğinden hem yaşam alanından koparılınca “Kent ve Yaşam “ topluma yeşiline sahip çıkma bilinci veren başarılı programın haline geldi.

Geleceği şekillendirecek yaşamın gerçek çevrenin, doğanın korunması ve geliştirilmesi için proje üretmiş kişi ve kurumları yüreklendirmek ve onurlandırmak amacıyla yapılan  “Kent ve Yaşam ödülleri” etkinliğinde, göze çarpan standlardan para koçluğu yapan Pelin Narin Tekinsoy’a ait Para Koçluğu kitapların sergilendiği stand çok ilgi gördü. Konuklar yazarın imzaladığı kitapları aldılar. Ekonominin değer birimi paranın yeşil çevreye layık kazanılmasını tetikleyen bir çağrışım oldu.

Daha yaşanabilir kentler ve mutlu insanlar sloganıyla yola çıkan program, Doğru işler yapanları takdir etme farkındalığı artırma adına ödül vermektedir.
Çok sayıda birbirinden değerli jüri üyelerin değerledirdiği ödül alan isimler

Kent Markası Ödülü: Tokat Valisi Cevdet Can
Başarılı kent projesi ödülü: Ege Yapı Gurup Yönetim Kurulu Başkanı İnanç Kabadayı
Yerel Yönetim Ödülü: Eskişehir Büyükşehir Belediye Bakanı Prof.Dr Yılmaz Büyükerşen
Yerel Yönetim Ödülü:  Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu
Yerel Yönetim Ödülü Nazilli Belediye Başkanı Haluk Alıcık
Yerel Yönetim Ödülü: Ataşehir Belediye Başkanı Battal İlgezdi
Deniz Kültürü Ödülü: Vira Deniz Kültürü Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Şen
Sponsorluk Ödülü: Gold Teknoloji Marketleri Sanayi ve Ticaret A.Ş
Medya Ödülü: Açık Radyo Yayın Yönetmeni Ömer Madra
Çevre Gönüllüsü Ödülü: Marmara Belediyeler Birliği Çevre Danışmanı Aynur Acar
Yeşil Çevre Ödülü: Ağaoğlu Şirketler Gurubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu
Sosyal Sorumluluk Ödülü: Migros Genel Müdürü Özgür Tort
Sosyal Sorumluluk Ödülü: Astrolog Yazar Nuray Sayarı
Turizm Ödülü: Yazar İşadamı Dr. Cüneyt Mengü
Kente katkı ödülü: Yönetmen ve Yapımcı Mehmet Taşdiken
.Başarı öyküsü ödülü: Türk Ytong A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar
Eğitime Katkı Ödülü: Kavram Eğitim Kurumları Kurucusu Başkanı Bahattin Durmuş



yilmazparlar@yahoo.com

14 Mayıs 2015 Perşembe

Sanko-Başak-Traktör-Dünya- Çiftçiler- Günü- kutlu olsu-Yılmaz Parlar

“Dünya Çiftçiler Günü kutlu olsun”

Akaryakıt tasarrufu ve düşük bakım maliyetiyle üreticiye destek olan Başak Traktör, Türk çiftçisinin gününü kutluyor.

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü, Türkiye’de de çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. 101 yıllık köklü geçmişiyle tamamıyla yerli traktörler üreten SANKO Holding bünyesindeki Başak Traktör de Türk çiftçisinin bu özel gününü unutmadı.

SANKO Holding Tarım ve İş Makinaları Grubu Başkanı Sami Konukoğlu’nun, Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Beslenmemiz için gıdayı, giyinmemiz için pamuğu üreten çiftçilerimizin tarlada, bağda, bahçede nasıl zor şartlar altında çalıştığını gayet iyi biliyoruz. Grup olarak çiftçimizi, üreticimizi ilgilendiren faaliyet alanlarımızda onlara her zaman destek olmayı prensip edindik” dedi.

Başak Traktör’ün çiftçinin tarlasında, bahçesinde başak gibi açarak, üretime katkı sunmaya ve bereketin sembolü olmaya devam edeceğini kaydeden Konukoğlu, mesajında şu görüşlere yer verdi:

“Başak Traktör her türlü ihtiyaca cevap verebilen 42 farklı modeliyle her zaman çiftçinin hizmetinde olacaktır. Düşük yakıt tüketimiyle üretici için en ekonomik kullanımı sağlayan Başak Traktör, az bakım gerektiriyor ve bakım maliyeti de oldukça düşük. Bu da çiftçiye önemli bir destektir. Bu duygularla Dünya Çiftçiler Günü’nü kutlar, çiftçilerimizin bereketli ve kaliteli hasat yapacağı yıllar yaşamasını dilerim.”

IFAB üyesi tüm ülkelerde kutlanıyor
Dünya Çiftçiler Günü, kısa adı olan Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu’nun kuruluş tarihi 14 Mayıs 1946’ya atfen her yıl pek çok ülkede kutlanıyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği de bu kuruluşun üyesi olduğu için her yıl 14 Mayıs’ta ülkemizde de kutlama etkinlikleri düzenleniyor.

BAŞAK TRAKTÖR
SANKO Holding bünyesinde faaliyet gösteren Başak Traktör’ün Adapazarı’ndaki fabrikası, yılda 10 bin traktör üretebilecek kapasiteye sahip. 39 bin metrekaresi kapalı olmak üzere 275 dönüm araziye sahip tesislerde traktörün motor, şanzıman, hidrolik gibi tüm ana parçaları işlenip üretilebiliyor. Yüzde 100 yerli sermayeyle üretim yapan Başak Traktör’ün farklı segmentlerde 2x4 ve 4x4 çekişli 42 çeşit traktör modeli bulunuyor. Başak Traktör, Türkiye çapında yaygın satış ve servis ağının yanı sıra, her an ulaşılabilir ve ekonomik yedek parça stoğuyla çiftçinin ihtiyacına anında cevap veriyor.


SANKO HOLDİNG
SANKO Holding’in temeli 1904 yılında 7 dokuma tezgahı ile atıldı. Şu anda dördüncü ve beşinci kuşağın işbaşında olduğu SANKO’da yaklaşık 14 bin kişi istihdam ediliyor. SANKO Holding şirketleri tekstil, enerji, çimento, ambalaj, tarım ve iş makinaları, bilişim, finans, sağlık, eğitim, AVM ve gayrimenkul olmak üzere 11 sektörde faaliyet gösteriyor.

yilmazparlar@yahoo.com

19 Nisan 2015 Pazar

SONSUZ  DÖNÜŞÜMLÜ METAL AMBALAJ

Metal Ambalajin  “Sürdürülebirliği Ve Pazardaki Konumu”
Ambalaj 2016 yılında küresel çapta 115 milyar dolarlık pazar payına sahip olması öngörülüyor. Türkiye’de ise 20 milyar dolarlık büyüklüğe sahip ambalaj sektöründe metalin payının artması bekleniyor.

Ambalaj Sektörün en önde gelen firmalarından Sarten Ambalajın ev sahipliğinde 17 Nisan 2015 Cuma günü Point  Barbaros Hotelde “Metal Ambalajın Sürdürülebilirliği ve Pazardaki Konumu” konulu Uluslararası Ambalaj toplantı düzenlendi.

Toplantı: EMPAC (European Metal Packaging Association) Avrupa ambalaj Üreticileri birliği CEO'su Gordon Shade ve İletişim Müdürleri Ellen Wauters, BİM   Birleşik mağazalar A.Ş. Operasyon Komite Başkanı COO'su ve İcra kurul üyesi Galip Aykaç. Sainsbury Marketler Zinciri Eski üst düzey yönetici Alison Austin, Çevko Vakfı sekreteri Mete İmer konferanslarıyla  ve  Levent Erden Moderatörlüğünde, Zeki Sarıbekir, Alison Austin, ASD genel Sekreter Aslıan Arıkan, Ege Zeytin İhracatçılar Birliği Başkanı Gürkan Renklidağ,  Total Lojistik Direktörü Yaşar Taşkıran gibi isimlerin oluşturduğu .panel şeklinde gerçekleşti.

Konferansda  sektörün  yetkin kişileri tarafından, sonsuz geri dönüşümlü olduğu vurgulanan metal ambalaj derinliğine genişliğine analiz edildi.  Türkiye’den ve dünyadan çok sayıda üst düzey sektör temsilcisi katıldı.

Sarten CEO'su Zeki Sarıbekir yaptığı açılış konuşmasında her ürünün Kağıt, cam, plastik, teneke vs. herşeyin ambalaja konulmasını ve eş zamanlı olarak geri dönüşümünüde düşünülmesi gerektiğini, EMPAC- Avrupa Metal Ambalaj Üreticileri Birliği’nin Başkanı Gordon Shade ve İletişim Müdürü Ellen Wauters ile beraber şekillendirdiklerini söyleyerek söze başladı. Özetle "Metal ambalaj, sonsuz geri dönüşebilen, yani doğaya zarar vermeden tekrar tekrar yeniden kulanılabilen bir ambalaj türüdür. Ayrıca, içinde sakladığı ürün eğer bir gıda ürünü ise, onu nefasetini ve besin değerlerini kaybetmeden raf ömrü sonuna kadar en hijyen koşullarda korur. Eğer ürün; Endüstriyel veya Kozmetik bir ürün ise, ürünün kimyasal ve fiziksel özelliklerini en üst düzeyde korur. Metal ambalaj ayrıca, tüm uluslararası taşımacılık standartlarına uygun bir ambalajdır. Ambalaj ürüne bir kimlik kazandırır." dedi
Sarıbekir metal ambalajın pazarda ve tüketicilerin algısında hakkettiği yerde olup olmadığı tartışılan bir konu olduğunu.  tüketiciyi daha iyi bilinçlendirerek metal ambalaj algısını olması gereken yere getirilmesi gerektiğini vurguladı.

Sarıbekir şirketleri hakkındaki bilgileri ve kişi başı ambalaj kullanım birimlerini şu şekilde açıkladı." 2014 yılında Şirketimiz için önemli gelişmelerden biri SAP sistemine geçmemiz, bir diğeri de Turquality destek programına girmiş olmamız.  MITSUI ile bir süre önce  ortaklık gerçekleştirdik. Türkiye’de kişi başına düşen ambalaj tüketimi giderek yükseliyor.  2014  itibariyle 240 dolar seviyesine ulaşmış durumda. Ama Avrupa’daki 350 dolar, ABD’deki 400 ve Japonya’daki 500 dolar seviyelerine baktığımızda geride olduğumuzu görüyoruz."

EMPAC (European Metal Packaging Association) Avrupa ambalaj Üreticileri birliği CEO'su Gordon Shade ve İletişim Müdürleri Ellen Wauters Avrupa ve Dünya genel profiliini aktardı.  Alisson Austin ve BİM   Birleşik mağazalar A.Ş. Operasyon Komite Başkanı COO'su ve İcra kurul üyesi Galip Aykaç. Perakende zincirinin ambalajla olan bağlarını dile getirdi.

BİM Operasyon Komitesi Başkanı süpermarketlerin Türkiye’de gelişmesi, tüketimi hızla artırmakla ambalaj sektörüne büyük fayda sağlamakta olduğunu ambalaj sektöründe kendileriyle eş değerde  büyüdüğnü  yeni yatırımların sürdürdüğünü gözlemlediklerini açıkladı.
 ÇEVKO Vakfı sekreteri Mete İmer çevreyle ambalajların dönüşümünü değerlendirdi.

Levent Erden’in moderatörlüğünde Panele Zeki Sarıbekir, Alison Austin, Ambalaj Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Aslıhan Arıkan ,  Ege Zeytin ve Zeytin Yağı İhracatçı Birlikleri Başkanı Gürkan Renklidağ  ve TOTAL Oil Türkiye Lojistik Direktörü Yaşar Taşkıran panelist olarak katıldılar. Gerçekleştirilen panelde metal ambalajın farklı sektörler açısından önemi vurgulandı. 2023 İhracat hadeflerine ulaşmak için ambalaja destek verilmesi yeni yatırımların hızlandırılması ifade edildi.



yilmazparlar@yahoo.com

5 Nisan 2015 Pazar

ŞEKERDE  KAYIP 800 MILYON DOLAR

Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin Kartepe’deki 27-29 mart 2015 tarihlerinde gerçekleşen Ekonomi Zirvesi’nde Nişasta Üreticileri Derneği (NÜD) Başkanı Rint Akyüz, Basın toplantısı düzenledi.
NÜD Başkanı Akyüz, “Kayıp 800 milyon dolara çıktı. Kanun değişmeli.  AB'de kotalar kalkıyor, sıra bizde. Özelleştirme sürecinde olduğu için binalar Maliye’ye devredildi. Japonya'dan sonra dünyanın en pahalı şekerinin satıldığı Türkiye'nin dış dünyayla rekabet imkanı kalmadı.Fabrikalarda, yatırım yok, bakım yok. 2014’te şeker fabrikalarında, 361 bin ton kayıp oluştu. Devletin kaybı da 800 milyon doları bulmaktadır"  dedi
Başkanı Akyüz “Şeker konusunda algı değişti. Bu algının sebebi, ‘şeker zehirdir’ deniliyor. Eğer bir günde çok fazla su içersen su bile zehirdir, öldürücüdür. Vücut şeker almazsa, şeker ihtiyacını proteinleri kırarak elde etmeye çalışır. Bu durumda da böbrekler zarar görecektir. Özetle ‘şeker’ zehir değildir. Sağlıksız gıda yoktur, sağlıksız beslenme vardır. Türkiye'de 2001 yılında çıkarılan Şeker Kanunu ile mısır şekerine yüzde 10 kota uygulaması getirildi. Türkiye'de ham maddesi pancar olan 33, mısır olan ise 5 şeker fabrikası bulunuyor. Kabataslak bakarsak toplamın yüzde 25'i kotadır. Türkiye'de gıda sanayisinin üretim rakamları yükseliyor. Glikozla ilgili sanayicinin ciddi talebi oldu. Sanayicinin glikoz hakkı var, bizim üretim hakkımız yok. Kotalar kalkmalı."açıklamalarında bulundu.
Ayrıca “Türkiye’den 4 saatlik uçuşla, 900 milyon kişiye ulaşılmaktadır.  Bizdeki şeker Japonya'dan sonra dünyanın en pahalı şekeri. Bu bölgelerde toplamda 1,5 trilyon dolarlık gıda tüketimi var. En azından bu coğrafyadan 15 milyar dolarlık bir pay almamız gerekiyor. Bunun için yeni dönemde Şeker kanununun değişmesi gerekiyor" şeklinde kanunun değişmesi gerektiğini vurguladı.
 En­zim it­ha­la­tın­da­ki so­run­lar­la il­gi­li so­ru­ya   “64 bin ta­ne en­zim ol­du­ğu­nu ve ken­di­le­ri­nin sa­de­ce 3, 4 ta­ne­si­ni kul­lan­dık­la­rı­nı ve en­zim it­ha­la­tı ya­pa­ma­dık­la­rı­nı ifa­de et­ti. Ak­yüz "Dün­ya­da sa­de­ce biz­de olan Bi­yo­gü­ven­lik Ka­nu­nu var. Bu oran­tı­sız bir ka­nun­dur. Eğer bir dü­zen­le­me ya­pı­la­maz­sa mı­sır şe­ke­ri ya­nı sı­ra pek çok sa­na­yi­de fab­ri­ka­lar du­ra­cak­tır" de­di.
Daha sonra sohbet tarzında ekonomi gazetecilerle toplantırını sürdürdü.
yilmazparlar@yahoo.com