14 Ağustos 2017 Pazartesi

Midwood’a inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz-Yılmaz Parlar



Midwood’a inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz.

Dünyada olmamız istenen on markada ilk adımı oluşturan Midwood, 505 dönümlük arazi üzerinde, 825 milyonluk bütçesiyle, 10 binden fazla istihdam yaratacak, “İstanbul Midwood Film Stüdyo Kompleksi içindeki konaklama ünitesi Midstay’in proje lansmanı ve temel atma töreni yapıldı.

Midstay’in temel atma töreni, 12 Ağustos  2017 Cumartesi günü Büyükçekmece’de gerçekleşti. “Türkiyen’in en az 10 dünya markası yaratmaya ihtiyacı var” sözüne ilk dünya marka olma iddiası taşıyan bu önemli yatırım  Midwood, Kompleksinde yer alan Midstay’in proje lansmanında Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San yaptığı konuşmasında “inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz.” Dedi.

Midwood temel atma törenine, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San, Midwood A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Emin Günal, Midstay projesi  sahibi Burhan Akdağ, Siyaset, Sanat, İş dünyasının önemli isimleri ile elit bir davetli grup katıldı. Şehitlere saygı duruşu ve İstiklal marşını müteakip tören açılış konuşmasını, Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San yaptı.

Avrupa'nın en büyük film stüdyosu Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San, Türkiye'nin en başarılı menajer ve organizatör olarak bilinen ismin yanı sıra sinema alanına geçişini İstanbul'da dev bir projeyle sinema sektöre geçiş nedenleri sıraladı.

Müzik ve etkinlik organizatörlüğe 1973 yılında başladığını, Michael  Jackson, Madonna'larla çalıştığını, Elizabeth Taylor, Sophia Loren sonraki jenerasyon Alain Delon, yeni jenerasyon Kevin Costner, Jean-Claude Van Damme, Hilary Swank   Ornella Muti, Ursula Andress, gibi isimlerle Celebrity Business işinde oyuncularla iç içe olduğunu, çok geniş bir yelpaze olan içine hepsini alan sinema için, Stüdyolar yapılırsa, Hollywood buraya gelir inancını taşıdığı anlatdı.
Amerikan film endüstrisi 1990'lı yıllardan sonra, Kanada'ya sonra Avrupa'ya, Türkiye'ye bile geldiğini, Argo, Taken, James Bond, Oscar alan filmlerin burada çevrildiğini, Tom Hanks  Yerebatan Sarnıcı konulu filmi Budapeşte'deki film platosunda  çekildiğini, Yerebatan Sarnıcı için Kültür Bakanlığın izin verdiğini ancak Yerebatan  Sarnıcı'nın müze müdürlüğün izin vermediğini, Amerikalı şirketin bununla ilgilenme ihtiyaç duymadan başka yere gitmesin kendisine  ilham verdiğini, film stüdyosu işiyle ilgilenme hikayesinin böylece başladığını söyledi.
Uygulamaya geçmek için mimarlık firması olan Emin Günal’a verileri vererek projeler üretilmeye başlandı. Sonra Proje arazi için Büyük çekmece Belediye Başkanlığıyla çalışmalarını anlatdı.
 “Toplam 40 bin metrekare 21 stüdyo var. Titanik  filmi bile çekilebilir. 17 tane açık set var. Bir film çekmek için gerekli ekipmanları Işık-kamera,sanat atölyeleri,set-grip malzemeleri ve post-production 150 milyon dolarlık ekip var.” Midstay projesinin yönetim kurul başkanı Burhan Akdağ’ı takdim etdi.

Deneyimli gazeteci, Televizyon programcısı, iş adamı Burhan Akdağ proje hakkında kısa bilgi verdikden sonra temel atma töreninde kendilerini yalnız bırakmayan dostlarına, protokola, davetlilere teşekkür etdi. Hocanın dua okumasyla birlikde, Temel atma butonuna basıldı. İnşaat alanına ilk dökülen harç ekranda yansıtıldı. Tören sorası Barbekü partide müzik eşliğinde, Sponsor Beşler sucuklarının lezzetiyle  davetliler neşeli rğlenceli keyifli zaman geçirdi. Tören Havai fişek gösterisiyle son buldu.
Midstay Gayrimenkul projesi firma sahiplerinden Elzem Abacı ile yaptığımız kısa söyleşide devre mülk şeklinde uzun yıllarca pazarlanacağının detaylarını öğrendik.
yilmazparlar@yahoo.com

25 Mart 2017 Cumartesi

SKAL Mart-2017 Toplantı-istanbul Fairmont Quasar Hotel-Yılmaz parlar




SKAL “Turizmden Vazgeçemeyiz”

Başkanlığını Emirates Havayolları Türkiye Genel Müdürü Bahar Birinci'nin yaptığı, seyahat ve turizm sektörünün tüm aktörlerin bulunduğu uluslararası örgüt SKAL’ın İstanbul Klübü, aylık toplantısını 22 mart 2017 Çarşamba günü Fairmont Quasar Hotelde gerçekleştirdi.
Türkiye'nin daha önce patlayan sektörü, Rusya ile siyasi gerginlik, bir dizi terörist saldırılar nedeniyle ve iç siyasi kargaşanın ardından ağır darbe alan turizmin yakın tarihdeki geçirdiği olumsuzluklarına rağmen, SKAL’ın İstanbul Klübü üyeleri “Turizmden Vazgeçemeyiz” vurgusuyla umutlarını çalışmalarına yönlendirdiğini gözlemleme fırsatı bulduk.
İstanbul SKAL Klübü Başkanı Bahar Birinci Yönetim kurul üyeleri ; As Başkan Ata Eremsoy, Genel Sekreter Ayşe Önen, Elif Balcı Fisunoğlu, Selma Tatar, Dr. Özen Kırant Yozcu ve Dünya SKAL Eski Başkanı -TMD Başkanı Hülya Aslantaş’ı, yanına alarak “SKAL Toast” ritüel ile toplantıyı açtı. 
Yönetim kurul üyesi -Genel Sekreter Ayşe Önen sunuculuğu üstlenerek gündemi sundu. Toplantıda, geçtiğimiz ayın yönetim çalışmalarını bildiren Başkan Bahar Birinci önümüzdeki çalışma programları hakkında bilgiler verdi. Üyelerin turizm sohbetine imkan vermek adına konuşmaları gündemi kısa tutdu. Turizmde hayata geçirecekleri, kalite üzerine yoğunlaşan yaratıcı projelerine ilham olması nedeniyle, İstanbul Klübü üyelerine başarı hikayeleri ve önemli duyurularını paylaşabileceklerini ilan ederek, 2017 parlak turizm umutlara ışık tutdu. Toplantıya ev sahipliği yapan Fairmont Quasar İstanbul Genel Müdürü Kai Winkler’e teşekkür ifadesi için kitab hediye etdi.

Toplantı öncesi, esnasında ve sonrasında gerek üyeler gerek Başkan Bahar Birinci, yönetim kurul üyesi Dr. Özen Kırant Yozcu ve Genel Sekreter Ayşe Önen ile yaptığımız söyleşilerde; Ekonominin önemli bir bileşeni olan turizm ve önemli miktarda döviz kazancı olan Turist, bir darbe aldı. Ama Türkiye'nin turizmden vazgeçmesi imkansız. Sektörün en önemli önceliği güvenlik olduğunu vurguladılar. “Turizmde hedef seçerken bir turist için aranan ilk şey barış ve güvenlik. Ancak o zaman hizmet kalitesini ve fiyatını araştırıyorlar.”  

2014 yılındaki en yüksek noktasına, GSYİH'nın yüzde 3.7'sine eşdeğer gelir getiren toplam istihdamın yüzde 2.3'ü ya da 600.000 iş üreten Türkiye 2000 yılında 10.5 milyon ziyaretten 42 milyon yabancı turisti cezbetmiş ve dünyadaki en popüler 6. turistik yer olmasına karşın, Türkiye'nin Kasım 2015'te Rus savaş uçağını düşürmesi üzerine diplomatik saldırılar sonrasında turizmin durması, Terörist saldırılardaki belirsizlikle birlikte Avrupalı ​​turist sayısının yüzde 30'tan daha azına neden olması, sayının, 2015 yılında yaklaşık 36 milyona gerilemesi ve bölgesel belirsizlikler, turizmin GSYİH'nın yüzde beşini oluşturduğu ve iş gücünün yaklaşık yüzde sekizini temsil ettiği ülke için büyük bir endişe kaynağı olduğunu dile getirdiler.
Ülkeye, 2015'te bile 31milyar dolardan fazla döviz kazandıran sektörün, 2016 yılları Türk turizminde kaybolan bir yıl olduğunun ve Yakın tarihli IMF araştırmasına göre, azalan ziyaretçi sayısı, 2016 yılında ülkenin büyümesinden yaklaşık yüzde bir GSYİH puanı eksilerek sektörlere zarar verdiğinin altını bir kere daha çizdiler. .

Ekonomik kriz nedeniyle, 2017 yılının ilk haftasında rekor seviyelere gerileyen ABD doları bazında 3.60 civarında işlem gören Türk lirasının, analistler tarafından önümüzdeki aylarda daha da zayıflaması, beklenen zayıf para biriminin ekonomik olarak faydalı olmasına rağmen - Ülkeyi ziyaret etmeye, yatırım yapmaya ve Ülkenin ihracatına yardım etmeyi kolaylaştırması beklenirken, güven belirsizliğiyle düşüşe geçen turizm yanı sıra ekonominin diğer sektörlerinide etkilemesi, uzun süreli etkilere sahip olması, toparlanmanın yavaş olacağını göstertiğini vurguladılar.
 
Hükümet tarafından turizm gelirlerini artırmak, 50 milyar dolarlık bir ölçüye ulaşmak ve 8 milyondan fazla turist çekmek için ilan edilmesi, “Komşunuzu alın ve gelin" sloganıyla yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarını, aynı zamanda yabancı komşularını, Türkiye'ye tatile çağırarak Türkiye'yi dünyadaki aranılan yerlerden biri haline getirme arzusunu sorduğumuzda, SKAL olarak “Turizmden Vazgeçemeyiz” Ülke adına payımıza düşenin, elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğiz cevabını alıyoruz.

Toplantı emeği geçen otel personelin sahneye alınarak, alkış takdir ve teşekkürü ile son buldu. Yeni turizm umutların filizlendiği, yeni otel ilgili personel tarafından üyelere gezdirildi. 

yilmazparlar@yahoo.com



Türkiye'de Marka Olmak

Türkiye’de yatırım yapan şirketlerin oluşturduğu MKG'nin Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ile düzenlediği "Türkiye’de Marka Olmak" başlıklı çalıştayda, "21. Yüzyılın Sorunu Kaçak, Taklit ve Sahte Ürünler" isimli raporun sonuçları açıklandı.
Marka Koruma Grubu (MKG), Türkiye’de kaçak, sahte ve taklit ürün ticaretinin ulaştığı boyuta ilişkin raporu açıkladı. Raporda kaçak, sahte ve taklit üründe Çin’in ardından dünya 2'ncisi olan Türkiye’nin yıllık vergi kaybının 7,2 milyar dolar olduğu bildirildi.
Namık Kemal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit İzmen’in OECD endekslerini kullanarak hazırladığı raporda, Türkiye’deki kayıt dışı ticaretin boyutu gözler önüne serildi. 
Raporda, Türkiye’de kaçak, taklit ve sahte ürün piyasasının büyüklüğü yaklaşık 17,2 milyar dolar, devletin kaçak ticaret nedeniyle uğradığı vergi kaybının ise yaklaşık 7,2 milyar dolar olduğu bildirildi.
Rapora göre Türkiye, dünyada en çok sahte ürün ele geçirilen ülkeler sıralamasında Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyor. Taklit ve sahte ürün piyasasında ilaçta Hindistan, gıdada Mısır, parfüm ve kozmetikte Türkiye’nin adı öne çıkıyor. Kaçak, sahte veya taklit ürün kullananların yüzde 78’i, sahte ürün sitesinde buldukları ürünler yüzünden markayı suçluyor. G20 ülkelerinde her yıl sahte ürünler yüzünden 3 bin kişi hayatını kaybediyor. 

MKG Sözcüsü Ali Ercan Özgür, raporun sonuçlarının tartışıldığı paneldeki konuşmasında, teknolojideki gelişmeler ve makro ekonomik politikalar gibi etkenlerin taklit ve kaçak ürün piyasasında artışa yol açtığını belirtti.
Özgür, şunları kaydetti:

"Ülkemizde sahte, kaçak ve taklit ürünlerin yarattığı pek çok sorun var. Yasa dışı ticaret nedeniyle devletin uğradığı vergi kaybı 7,2 milyar dolar. Çalışmalara göre böyle bir kayıp, 90 bin kişilik istihdama ya da 6 tane İstanbul-Ankara arasındaki hızlı tren projesine denk geliyor. Yani kaçak olmasaydı, 6 tane daha hızlı tren projesi yapılırdı. Ülkemizde taklit, kaçak ve sahte ürünlerle mücadelede etkili sonuçlar almak için yapılacak çok şey var. Raporda da altı çizildiği gibi yasal düzenlemelerin yanı sıra cezaları daha caydırıcı hale getirmek gerekiyor. Bunun yanı sıra yetkili merciler, hak sahipleri birlikleri ve diğer paydaşlar arasında etkili diyalog ortamını oluşturmamız şart. Orjinal üreticinin ve tüketicinin desteklenmesine yönelik programların artırılması, arz ve talebi şekillendiren toplumun bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapılması büyük önem taşıyor. Kaçak, sahte ve taklide karşı kolluk kuvvetleri arasındaki iş birliğinin iyileştirilmesinin yanı sıra fikri mülkiyetle ilgili idari ve teknik kapasite oluşturma faaliyetleri de önceliğimiz olmalıdır."

 Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu da, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında kayıt dışı rekortmeni olduğunu vurgulayarak, "Bugün, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında bulunan, gücünü üretimden ve nitelikli genç iş gücünden alan, 350 milyar dolardan fazla dış ticaret hacmi olan Türkiye’nin gücüne ve potansiyeline yürekten inanıyoruz. Ancak Türkiye’nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebilmesinin tek yolu, yüksek katma değerli üretimden ve bu topraklardan küresel markalar çıkarmaktan geçmektedir. Hak ettiğimiz yere de küresel markaların taklitlerini yaparak ulaşamayacağımız ortadadır. Öncelikle zihinsel bir değişim ve dönüşüm şarttır." değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirleri Odası (İSMMMO) Başkanı Yücel Akdemir ise marka meselesinin ekonominin en ciddi sorunlarından biri olduğunu ve bu sorundan dolayı İSMMMO'nun adını bile tescil ettirmek zorunda kaldıklarını ifade etti.​
Türkiye’de büyüklüğü 17,2 milyar dolara ulaşan kaçak, taklit ve sahte ürün pazarının vergi kaybıyla da ülkeye zarar verdiği görülüyor.

Türkiye’de yatırım yapan şirketlerin oluşturduğu Marka Koruma Grubu ve Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin işbirliğiyle düzenlenen “Türkiye’de Marka Olmak” çalıştayında açıklanan  rapora göre kaçak, sahte ve taklit üründe Çin’in ardından dünya 2’ncisi olan Türkiye’nin yıllık vergi kaybı 7,2 milyar dolar (yaklaşık 26 milyar TL)

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirleri Odası (İSMMMO) Hizmet ve Kültür Binası’nda 23 Mart 2017 tarihinde düzenlenen çalıştayın açılışında; Marka Koruma Grubu Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak, İSMMMO Başkanı Yücel Akdemir ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu konuştu.

Ekonomi Gazetecileri Derneği üyesi Çetin Ünsalan moderatörlüğünde gerçekleşen ‘Türkiye’de Marka Olmak’ başlıklı panelde ise Namık Kemal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit İZMEN, “21.Yüzyılın Sorunu Kaçak, Taklit ve Sahte Ürünlerin Ticareti” başlıklı raporunu ilk kez kamuoyuyla paylaştı. Rapor, Türkiye’de kaçak, taklit ve sahte ürün ticaretinin bugün ulaştığı seviyenin yanı sıra ülkedeki yarattığı istihdam sorunun büyüklüğü ve Türkiye’nin en çok sahte ürün ele geçirilen ülkeler arasındaki konumunu da içeriyor. Panelde öte yandan Marka Koruma Grubu Sözcüsü Ali Ercan Özgür, Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz ve Güvenilir Ürün Platformu Sözcüsü Mert Demircioğlu konuşmacı olarak yer aldı.

Demircioğlu, yolda satılan zeytinyağlarından rastgele aldıkları 18 numunenin incelenmesinde, testler sonucunda 16’sının zeytinyağı çıkmadığı örneğini vererek, güvenli ürünün maddi açıdan da, sağlık bakımından da üzerinde durulması gereken kritik bir konu olduğunu söyledi.

Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı M. Bülent Deniz ise, yüzde 100 Türkiye kampanyası başlattıklarını ve ürettiği katma değerin yüzde 51’ini ülkemizde bırakan firmaları yerli malı kabul ettiklerini vurguladı.

Panelin açılış bölümünde yaptığı konuşmada İSMMMO Başkanı Yücel Akdemir, “Çok konuşulmayan bir konu olsa da bu marka meselesi ekonominin en ciddi sorunlarından biridir. Bu sorun Türkiye’de o kadar ciddi boyutlara geldi ki biz odamızının adını bile tescil ettirmek zorunda kaldık. Bu noktada böyle çalışmalar çok önemlidir. Emeği geçenlere teşekkür ederim” dedi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak ise “Çalıştayımızda öncelikle Türkiye’nin en önemli kurumlarından ikisi TÜRKONFED ve İSMMMO’nın desteğini almış olmak çok önemli. Buradaki birlikteliğimizi tüm Türkiye’deki meslek örgütlerine, iş dünyasına yaymak ve çözüm üretmek gerekiyor. 2000'li yılların başında kayıt dışı ekonominin belini kırmak  için bir çalışma yapılmıştı , o dönemden bu zamana dek kayıt dışı ekonominin oranı maalesef çok eksilmedi. Hepimiz özellikle bununla mücadele ediyoruz. Bu alanda bizi kimin hırpaladığını da bu gibi toplantılarda yürüttüğümüz akılla bulacağız” şeklinde konuştu.
Marka Koruma Grubu Sözcüsü Ali Ercan Özgür, “Bugün yayınladığımız raporun kararını üç sene önce aldık. Raporumuzda farklı paydaşların görüşlerini alarak bir ortak akıl yakalamaya çalıştık. MKG 300’ün üzerinde markayı temsil eden, büyük istihdam yaratan ve Türkiye’nin 81 iline dokunan bir grup. Markalaşma sürecinde en çok ihtiyaç duyulan şey bilgi. Biz de bu raporla Türkiye’de markayı tartışırken bilgi üretmeyi amaçladık. Öte yandan bilgi üretirken kayıp-kaçakla ilgili de farkındalık yaratmayı hedefledik.”

Son olarak TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Ülkelerin rekabeti, esasında firmalarımızın rakipleriyle rekabetinden geçiyor. Firmalarımız rekabet avantajlarını en üst noktaya çıkaracak yeterli teknik altyapı ve yeni teknolojilerin yanı sıra kurumsal yönetişim anlayışı, markalaşma, kayıt dışı ekonomi, taklit, sahte ve kaça ürünler gibi birçok konuda sorunlar ve sıkıntılar yaşıyor. Haliyle bu sıkıntılar ülkemizin rekabet ligindeki yerini ve konumunu da yakından ilgilendiriyor. Bugün gerçekleştirilecek çalıştay, dünya ekonomilerinin her geçen gün büyüyen sorunlarının başında gelen “taklit, sahte ve kaçak ürün ticareti”ni Türkiye açısından ele alması açısından önemsediğimiz ve TÜRKONFED olarak da destek verdiğimiz bir çalıştay. Bu çalıştay serilerinin üyemiz olan Türkiye’nin her bölgesinde yaygın olarak temsil edildiğimiz 25 federasyonumuzun da kendi illerinde gerçekleştirmesi noktasında da birlikte çalışma kararlılığımızı buradan sizlerle paylaşmak isterim” dedi.

yilmazparlar@yahoo.com

20 Şubat 2017 Pazartesi

Kraliçe Elizabeth’in Purcari’si ANFAŞ fuarda

Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Antal Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Davut Çetin, ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Badak 'ında hazır bulunduğu, ), ANFAŞ Expo Center'da, 24'üncüsü düzenlenen, Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı (Food Product ANFAŞ Genel Müdürü Murat Özer’in ve ekibin olağanüstü gayretleri sayesinde gıda, tarım, değerlerimizin dışarıya açılması hedeflerine hızla giden ticaret platformu sunan organizasyondayirmibir farklı ülkeden alım heyetlerin bulunduğunu katılımcıların memnuniyetine şahit olduk.



Mevcut pazar paylarını artırmak, uluslararası alıcılara etkin bir şekilde tanıtmak, güçlü bağlantılar kurmak amaçlı fuar katılımcılardan, yerli ve yabancı farklı ülkelerden, binden fazla ürün markalardan gözümüze çarpan et, balık, alkollü içecek grubundan, birkaç stantdan söyleşi bilgileri aktaracağız.



“Purcari şarabı”  İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in favori markası

Moldova'nın Ştefan Voda İlçesinde bulunan, Purcari Şarap Bölgesi'nde 1827'de kurulan ve ilk özel şaraphane olan, yıllar boyunca yüzün üzerinde madalya kazanan, “Purcari şarabı” Dünyanın en uzun süre tahtta oturan monarşi lideri İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in favori markası olduğunu, Moldova Antalya fahri konsolosu Diyar İçkale Gültekin’den öğreniyoruz.



Diyar İçkale Gültekin “Moldovalı şarap imalathanelerinin ve bağların çoğu, Fransa'nın Bordo kentiyle aynı enlemde, güney ve orta Moldova'nın üzüm yetiştirme bölgelerinde bulunur. Purcari, Stefan Voda bölgesinde yer alır.  Her yıl bir milyon şişe şarap üretir.”
Chateau Vartely  Şarap Cabernet Sauvignon, Merlot, Pinot Noir, Chardonnay, Sauvignon Blanc, Traminer, Muscat Ottonel, Pinot Gris ve Riesling yılda yaklaşık 2,5 milyon şişe, kabaca yüzde 65 kırmızı ve 35 oranında beyaz şarap üretmekte olduğunu sözlerine ilave ediyor.

Ticari sorumuza; 2004 yılında şarap ihracatının yarıya yakınını Rusya’ya yapan Moldova, 2014 yılında Rusya’nın şaraplarına ihracat yasağı getirmesinin ardından yüzünü Rusya dışına ve batıya çevirdiği. Ülkenin en ünlü şaraplarından Purcari’nin yöneticisi Victor Bostan, Moldovalı şarap üreticileri olarak stratejik bir plan oluşturmak amacıyla üzüm ve bağcılık kuruluşu çatısı altında örgütlendikleri, Moldova şaraplarını daha başarılı hale getirmek için birlikte çalıştıkları, Purcari şarapları ihracatının yüzde 70’ini Avrupa Birliği ülkelerine yaptığı, ayrıca yüzde 100’ün üzerinde büyüdüğü, Asya pazarında Çin, Kore ve Japonya’ya ihracatını da artırdıgı, cevabı alıyouz



Moldavo’dan ithal edilen Tomaı Chateau Vartely hakkında Diba şarabcılık firması Barış Oktay Ermihan bizlere çok eski zamanlardan beri, Moldova’nın Gök-Oğuz (Gagauzia) bölgesindeki efsanevi Tomai Vadisi mükemmel şarapları ününden bahsediyor. “Tomai vadisinde üretilen efsanevi Tomai Şarapları 200’den fazla Uluslararası Şarap ödülü alan, koleksiyonu olan, dünyanın pek çok bölgesine şarap ihraç eden tesisine sahipdir. Tomai koleksiyonundaki şaraplar;Türkiye, Rusya, Ukranya, Kazakistan, Kırgızistan, Belarus, Romanya, Litvanya, Estonya, Polonya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, İsrail, Hollanda, Ghana, Amerika Birleşik Devletleri gibi dünyanın pek çok ülkesine ihraç edilmektedir.”  

DİBA Şarapçılık, Saugvignon White Semidry, Chardonnay White Semidry, Riesling White Semidry, Muscat White Semisweet, Cabernet Red Semisweet, Seperavi Red Semidry, Merlot Red Semidry, Pinot Franc Red SemisweetCabernet Red Sec,  Tomai Kupaj Red Sec, Pinot Noır Rose Sec şarabları turizm pazarlara hizmet vermekdedir.



Damak köfte Katar Yolunda;
Damak Köfte işletme Yöneticisi Murat İşözen, Damak köfte iç Pazar kadar dış pazardada pay almak hedefinde olduklarını Helal et olarak İslam ülkeler başta olmak üzere tüm Dünya pazarına açılacaklarını söyledi.



Firma hakkında bilgilenmek istediğimiz üzerine “1992 yılından beri Trakya’da faaliyetini sürdürmektedir. 2015 yılı mayıs ayında markayı satın aldık ve çalışmalarımıza başladık. Tek kalitede üretilen üretim, 4 kalite ve iki marka altında vermeye başladık. Yirmibir çeşit köfte üretmekteyiz. Yani herkese her keseye uygun mal bulabilirsiniz. Onun için -Damak köfte size yeter- diyoruz.

Buradaki amacımız Akdenizim incisi Antalya’da yeni bir Pazar yaratmak, Ayrıca bu fuarın Uluslar arası olma özelliği ile yurtdışında müşteri bulmak.
Bizim hedef ülkemiz Katar ve Dubai şu anda Katar’da iki büyük distribütörümüzle girişimlerimiz sürüyor. Muhtemelen mart ayı içinde ihracata başlıyacağız.” Şeklinde sözleri alıyoruz.



 Kılıç 6 yıldır ihracat şampiyonu

ince zengin olan, kalp ve damar hastalıkları, bağırsak sağlığınıgöz sağlığı başta olmak üzere pek çok hastalıkdan koruyan, bağışıklık sistemini güçlendiren, cildin yaşlanmasını geciktiren, saçların canlanmasını sağlıyan balık Ülkemizin üç tarafı denizle kaplanmasına rağmen yeterince besin olarak tüketiliyormu ? Sofralarda sadece mexe olarakmı yer alıyor işte Kılıçdeniz firması standı bu seferki durağımız oluyor

 Kılıç Akdeniz Bölgesi Müdürü Kadir Kökdal’dan ürünleri hakkında bilgiler alıyoruz.Türkiye’nin taze balık markası Kılıç olarak, ülkemizde bir ilki daha gerçekleştirip, “kaya levreği” ve “füme alabalık” çeşitlerini konserveleyerek balık tutkunlarının beğenisine sunduk.
 26 yıl önce 1990’da Salih Adası’nda, Kılıç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Orhan KILIÇ tarafından kurulan su ürünleri sektöründe, çevreye verdikleri önemle ve en son teknolojileri kullandıkları, tam entegre tesislerinde faaliyetlerine devam ettiklerini, Bodrum’dan başlayan ve çeyrek asıra yaklaşan Su Ürünleri Sektörü’nde, 1600 kattan fazla büyüdüklerini, Muğla’dan dünyanın 5 kıtasındaki 50’den fazla ülkeye yaptıkları100 milyon Dolar’ı aşan ihracatla 6 yıldır üst üste Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller Sektörü’nün ihracat şampiyonu olduklarını söylüyor.

yilmazparlar@yahoo.com



3 Şubat 2017 Cuma

Endüstri 4.0 ve LIGNA 2017 Ağaç işleme teknolojileri fuarı-Yılmaz Parlar

Endüstri 4.0 ve LIGNA 2017

LIGNA 2017 Ahşapdan bionerji üretiminin yeni gelişmeleri ve temel olarak Bilişim Teknolojileri ile Endüstriyi bir araya getirmeyi hedefliyen Endüstri 4.0 ile önemini katılımcı sayısını dahada artırdı. 

Ağaç işleme teknolojilerinde dünyanın lider fuarı durumunda olan İki yılda bir Hannover'de düzenlenen dünyanın önde gelen ağaç işleme teknolojileri fuarı LIGNA, uluslararası ağaç işleme sanayinin yetkinliğini ve yenilikçi ruhunu 22-26  Mayıs 2017 tarihleri arasında bir kez daha ortaya koymaya hazırlanıyor. 

120.000 metrekareden fazla sergi alanı olan 2015 de  % 40’ı yurtdışından olmak üzere 93.000’den fazla ziyaretçisi ve % 50’si yurtdışından 1.500’den fazla katılımcısı olan, LIGNA 2017 Ağaç İşleme Endüstrisi Fuarı Dış pazarını ihracatını artırmak isteyen Türk katılımcı firmalara açık

LIGNA 2017 fuar programı ve yenilikleri, 01 Şubat 2017 Çarşamba günü  Park Bosphorus Otelde  düzenlenen basın toplantısında açıklandı. 

Basın Toplantısına aynı zamanda moderatörlüğü üstlenen Hannover Fairs Turkey Fuarcılık Genel Müdürü Alexander Kühnel, Deutsche Messe Ag Global Satış ve Uluslararası Ticaret Fuarları Kıdemli Başkan Yardımcısı Alexander Wurst, VDMA Ağaç İşleme Makineleri Üreticileri Birliği Pazarlama Müdürü - Dominik Wolfschuetz, AIMSAD Genel Sekreteri Arif Onur Kaçak katıldı.

Sektördeki belirleyici tüm inovasyonların 10 salon ve Açık Alan’da sergileneceği  LIGNA 2017’nin odak konuları; Entegre Üretim – Endüstri 4.0 yolunda, Plastik ve Kompozitlerin İşlenmesi (PPC), Wood Industry Summit’de “Kaynaklar ve Teknolojiye Erişim

Fuar yenilikleri;Tüm katılımcılar yeni konu başlıkları etrafında yeniden gruplandırılıyor, Küçük şirketler, büyük firmaların sundukları imkanları genişletmek üzere konumlanıyor, Daha kolay oryantasyon ve ziyaretçiler için daha kısa yollar, Birbirine yakın konu başlıkları arasında daha güçlü tematik korelasyonlar, Masif Ağaç İşlemesi  Bıçkıhane Teknolojisi, Ahşap Esaslı Panel Üretimi Yüzey Teknolojisi, 
Yeni fuar kategorileri: Yüzey Teknolojisi , Makine Bileşenleri ve Otomasyon Teknolojisi 

Plastik ve Kompozitlerin İşlenmesi -LIGNA 2017 Odak Konuları; Yeni çıkan ağaç işleme makinelerinin ağaç dışında uygulama alanları nelerdir? 
Uygulama alanları; karavan ve tekne yapımı, plastik işleme/imalatı, araç kişiselleştirme, gemi uçak iç yüzey işlemleri, kompozit endüstrisi, izolasyon malzemelerinin işlenmesi, inşaat malzemelerinin ve dış cephe kaplamalarının işlenmesi, Plastik ve kompozitlerin işlenmesiyle ilgili seçenekleri ortaya koyan makine gösterimleri ve ürün numuneleri   

ilk olarak 2011 yılında Hannover Fuarı'nda kullanılan Endüstri 4.0 terimi LIGNA 2017’de Bu yeni sanayi devrimine doğru yürüyüşü hızlandırıyır.


Bu yıl Mayıs ayında beş gün boyunca Hannover’de düzenlenecek olan fuar geleceğin Endüstri 4.0 dünyasında başarıya ulaşmak için ahşap endüstrisinin sahip olması gereken tüm teknolojileri kapsıyor. Bilişim gibi modern bilgi ve iletişim teknolojileri imalat sektöründe verimliliği, kalite ve esnekliği artırmak için sistemlere entegre edilen Endüstri 4.0  düşük maliyetli, az yer kaplayan, az enerji harcayan, az ısı üreten, ancak bir o kadar da yüksek güvenilirlikte çalışan donanımlar ve bu donanımları çalıştıracak işletim ve yazılım sistemlerinin kaynak ve bellek kullanımı açısından tutumlu olması hedefidir.
  
Basın toplantısında konuşmacılar “LIGNA'da Almanya’nın yanı sıra İtalya, Avusturya, Çin, Tayvan, İsveç, Türkiye, ABD ve İsviçre ilk 10’da yer alan katılımcı ülkeler arasında yer alıyorlar. Bunun yanında, Türkiye, Çin, İtalya ve ABD katılım metrekarelerini büyüttüler. Toplam 122.000 metrekareden fazla bir alanı kapsayan fuarda, sektördeki tüm süreç ve ürün yenilikleri sergilenecek. 
26. salondaki "Wood-Based Panel Production” (Ahşap esaslı panel üretimi) ve “Energy from Wood” (Ahşaptan Enerji) sergi alanları ile 25. salondaki “Sawmill Technology” (Kereste Tesisi Teknolojisi) sergi alanı, global pazar liderlerinin desteği ve hem eski katılımcıların hem de yenilerinin fuara katılımıyla,  bu sene tamamen doldu.
“Forestry Technology” (Ormancılık Teknolojileri) sergi alanı ise EXPO kanopi bölümündeki pavilyonlarda ve açıkhava bölümünde yer alacak. Bu açıkhava sergi alanları, ahşap değer zinciriyle ilişkili çeşitli konuların daha iyi bir şekilde sergilenmesini olanaklı kılacak. Her bir "cadde"nin  farklı temaları, aktivite alanını ve Wood Industry Summit'i ağırlayacağı açık hava sergi alanında yer alacak olan “Forestry Technology”i ile LIGNA ormancılık teknolojilerini de fuarın merkezine almış olacak. Katılımcılar bu yıl, ağaç işleme endüstrisinde değer yaratan ağların yanı sıra akıllı ve ağ tabanlı üretim sistemleri  çerçevesinde büyük yenilikler de sunuyorlar “şekkinde özet bilgiler verdiler.  

 yilmazparlar@yahoo.com

9 Aralık 2016 Cuma

ANFAŞ -Antalya Fuarcılık A.Ş-.18-21 Ocak 2017 -Otel Ekipmanları*Yılmaz Parlar

Fuarcılık önemli sektör olacak
Basın Toplantısında; ANFAŞ (Antalya Fuarcılık A.Ş.) Genel Müdürü Murat Özer, “ Fuarcılık Türkiye için gelecekte çok önemli bir sektör olacak. Yeter ki bu durum bir devlet politikası dahilinde Ankara, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından desteklensin”dedi
ANFAŞ 6 Aralık Salı günü Hilton İstanbul Bosphorus Hotel’de Antalya'da Antalya’da düzenlenen 18-21 Ocak 2017 tarihlerindeki Hotel Equipment -Otel Ekipmanları ve 15-18 Şubat 2017 tarihlerindeki Food Product -Gıda Fuarı ile ilgili basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında, Ekonomi Gazeteciler Derneği (EGD)  Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde  Antalya Fuarcılık A.Ş Genel Müdürü Murat Özer, TÜROFED Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ayık, TÜSİD Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gürkaynak ve POYD Yönetim Kurulu Başkanı Edip Nazım Açar konuşmacı olarak katıldılar. 
EGD Başkanı Celal Toprak sektörün markalı bir gıda fuarının olması gerekdiğini, fuarcılık- marka kavramları, önemleri, ekonomiye katma değerleri özetleyen kısa bir giriş yaptı. Sırasıyla konuşmacılara söz vererek sonunda basın mensupların soru ve katkılarıyla gündemi sonuçlandırdı.
Sektörlerde yaşanan gelişmeler ve pazarda meydana gelen yeni oluşumlar rekabetin yoğun bir şekilde yaşandığı günümüz koşullarında tüketiciler aynı malın değişik fiyat kalite ve biçimleri ile karşılaşabilmekteler ve ihtiyacı olan mal ya da hizmetin değişik alternatifler arasından seçme şansına sahip olmaktadır.
Bilgi iletişim teknolojilerinde yaşanan hızlı gelişmeler, üretim olanaklarının çok genişlemiş olması gibi sebeplerle bir işletmenin ortaya çıkardığı en hızlı, kaliteli ve düşük maliyetli bir üretimin yöntemi, ürün hizmet kalitesi açısından işletmeler arası farklar giderek yok olmaktadır.
Katılımcı firmalar açısından Fuarlar son derece önemlidir.
Ticari ihtisas fuarlarına katılım, firmalara oldukça önemli avantajlar sunmakta ve hem pazarlama hem de tanıtım aktivitelerini bir arada yürütmelerine olanak sağlamaktadır.

Türkiye Otelciler Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Osman Ayık, 2016'nın turizm sektörü için zor geçtiğini ancak 2017'den umutlu olduğunu, şu anda her türlü otel ekipmanı üretir hale geldiğimizi çok daha iyi noktalara geleceğimizi, ANFAŞ'ın sektörün en önemli fuarlarından birini organize ettiğini ve şirketin, son yıllarda yapılan yatırımlarla en önemli fuar merkezlerinden birisine sahip olduğunu söyledi.  
Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Gürkaynak Yurt dışındaki müşterilerini yurt içindeki fuarlarda ağırlıyarak, bazı tanıtım ve pazarlama maliyetlerinin azaldığını ifade etdi.

Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Edip Nazım Araç,  Şu ana kadar yapılan eksikleri görev addeterek görevleri yerine getirmek ve fuarlara katılmak istediklerini açıkladı.
 
ANFAŞ (Antalya Fuarcılık A.Ş.) Genel Müdürü Murat Özer, “Amacımız fuarlara ziyaretçi kalitesini artırmak. Böylece fuarın ekonomiye sağladığı katma değer de artacak Şu anda Avrupa pazarlarının Türkiye’ye biraz daha çekimser bakmaktalar. önümüzdeki fuarlar için ağırlıklı olarak Afrika, Orta Doğu, Arap Yarımadası, Türki Cumhuriyetler ve Rusya pazarlarını hedeflemekteyiz. Fuarcılık Türkiye için gelecekte çok önemli bir sektör olacak. Yeter ki bu durum bir devlet politikası dahilinde Ankara, sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimler tarafından desteklensin” diyerek Amtalya’nın avantajlarını sıraladı. “Antalya'ya yurt dışından 255 şehirden 61 havayolu şirketi direkt uçuş gerçekleştirmektedir. Fuarlar uluslararası katılımcı ve ziyaretçilere ihtiyacı var. Kış aylarında bile Antalya'dan 35-40 ülkeye uçulabiliniyor.” Bazı rakamsal değerlerle;  “Türkiye'nin 410 fuarla ekonomiye 1,4 milyar avro katma değer sağlarken, Almanya'nın 371 fuarla 23,5 milyar avro katma değer sağlamaktadır.” Açıklamalarında bulundu. dığını sözlerine ekledi.
 Ayrıca, ANFAŞ-Antalya Fuarcılık A.Ş.’nin bugünkü ekonomik şartlara rağmen 30.000.000 TL’ye yaklaşan yatırımını tamamladığı bildirildi. Şirketin yenilenen fuar alanı, 40.000 m2 kapalı ve 20.000 m2 açık sergi alanı ve 15 adet kongre, konferans  salonu gibi bilgileri verdi

Toplantı toplu fotograf çekimiyle son buldu.

yilmazparlar@yahoo.com.

28 Kasım 2016 Pazartesi

Alman Akademik Degisim servisi (DAAD) ve AHK’nın proje kariyer gunu-yilmaz Parlar

Bilinçli istihdam “Kariyer Günü”
Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD) ve Goethe Enstitüsü ile AHK’nın proje yönetimini DEinternational’ın üstlendiği ilk “Kariyer Günü” etkinliği 26 Kasım 2016’da İstanbul Harbiye Hilton Hotelde organize edildi.
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurul üyesi ve genel sekreter Jan Nother’in de hazır bulunduğu, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’nın (AHK) düzenlediği “Kariyer Günü” projesine yaklaşık 20 kadar şirket katıldı.
Boğaziçi, Koç, Sabancı, Bilkent, Kemerburgaz, Marmara ve İTÜ gibi İşbirliği yapılan üniversitelerin Mühendislik, Elektrik Mühendisliği, Bilişim Teknolojisi, Mekatronik, Ekonomi, Kimya, Hukuk ve Çevre Bilimi, Medya ve İletişim Bilimleri, Matematik ve Fizik gibi Bölümlerin  öğrencileri katılım gösterdi.
Mezun olan, iş arayan veya değiştirmek isteyenler de dahil olmak üzere staj yapmak isteyenler cv leri sundular. Bizzat firma yetkilileriyle bire bir görüşme imkanı buldular.
Öğrenciler, yeni mezunlar, Almanya’dan Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası’na başvuruda bulunanlar, Yüksek Lisans yapanlar ve yeni bir iş arayışında olanların davet edildiği, DAAD (Alman Akademik Değişim Servisi) ve Goethe Enstitüsü iş birliği ile Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası (AHK) -DEinternational A.Ş. katkılarıyla hazırlanan AHK Network imkanları sunan kariyer günlerin amacı AHK Türkiye şirketlere, öğrencilere ve iş arayanlara  ideal ve katma değeri olan bir platform oluşturmak. Ortak üniversiteler aracılığıyla öğrenci ve yeni mezunlar ile doğrudan temasa geçmeyi sağlamak. DAAD işbirliği ile aradığınız hedef kitleye göre çalışmalar yapılması, Yüz yüze etkileşim imkanı. Gelecek vaad eden birden fazla aday ile yerinde görüşme, Potansiyel aday ile birebir röportaj köşeleri, Firma isteklerine ve hedef kitleye yönelik pazar araştırması yapılması ve duyuru çıkarılması,
Manuel Transpaletler, Akülü Transpaletler, Akülü İstif Makineleri, Akülü/Dizel/LPG Forkliftler, Reach trucks vs. pek çok üreten Jungheinrich Türkiye, ve 964 milyon avroyu aşan yatırım hacmiyle Mercedes-Benz Türk A.Ş. standlarında görüşmeleri ve genel fanıtım yapılan ortak departmanda Bosh firmasının tanıtımı AHK Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası İş Geliştirme müdürü Semanur Akaya ile izledik.
İş alımlarında ne gibi kriterlerin arandığı, işe alım sürecinin işleyişi, ve öğrencilere hazırlık sürec zemin oluşturarak, şirket kültürü, şirket prensipleri hakkında bilgilendirmeler yapıldı.

yilmazparlar@yahoo.com