1 Şubat 2018 Perşembe

Turcoin'in kurucusu Anafis AŞ. YönetimTurcoin'in Bitcoin'in tahtını alacağını iddia etti. Kurulu Başkanı Sadun Kaya,

TURCOİN BİTCOİN'İN TAHTINI ALACAK
Turcoin'in kurucusu Anafis AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı Sadun Kaya, basına yaptığı açıklamada Turcoin'in Bitcoin'in tahtını alacağını iddia etti.
Türkiye’nin ilk yerli ve milli dijital parası Turcoin, tüm dünya ile aynı anda görücüye çıktı. Geleceğin para biriminin dijital para olduğunu belirten Turcoin kurucusu Sadun Kaya, 2012 yılında alt yapı çalışmalarına başladıkları sistemlerinin Bitcoin yapısından çok daha gelişmiş ve özgün olduğunu belirtti.

31 Ocak 2018 Çarşamba günü Shangri-La Bosphorus Hotelde Basın Toplantısı ile tanıtılan Turcoin ilk yerli ve milli kripto para birimi olarak 2012 yılında deneysel olarak madenciliği başlatılan Turcoin'in kısaltması 'TURCO' ve sembolü 't' dir.
Sadun Kaya’nın verdiği bilgiler göre ; Türk Mühendisler tarafından geliştirilen Turcoin, Bitcoin gibi blok zincir ‘blockchain’ ağına bağlı Cryptonight teknolojisi ile geliştirildi. Turcoin’i, Bitcoinve diğer kripto para birimlerinden ayıran özelliği ise 3 milyondan fazla ön ödemeli kart kullanıcısının anında kullanmaya başlayacağı, Ripple Teknolojisinin bir çok türevini de içinde barındıran bir teknolojik yapıya sahip olması.

İlk ve tek yerli Turcoin’in hem cüzdan, hem de dijital para olarak kullanılan bir sistem olduğunu belirten Sadun Kaya “Normal cüzdanınızdaki para gibi sadece bir şifre ile istediğiniz bankadan nakite çevirebiliyorsunuz. Dünyanın herhangi bir yerinde cebinizdeki parayı o ülkenin kuruna göre çevirip işlem yapabilirsiniz, ya da internet üzerinden istediğiniz ürünü alabilirsiniz. Aynı zamanda turcoin gün geçtikçe artarak kar yapmanızı sağlıyor. Cebinizdeki para harcadıkça azalır ama bu coinler harcadıkça çoğalıyor” diye konuştu.

Turcoin’in özellikleri ve avantajlarını aktaran Kaya, “Turcoin herhangi bir ülkenin merkez bankasına bağlı olmadığı için ülkelerin ekonomisinden etkilenmiyor, yani oluşan dalgalanmalar hiçbir kişiye ve devlete bağlı olmuyor. Turcoin hesabınızdan başka bir hesaba işlem ücreti ödemeyeceğiniz gibi, yapacağınız gönderimler dakikalar içerisinde yerine ulaşıyor. Gece-gündüz, hafta sonu-hafta içi hiç fark etmez. Bu bakımdan Turcoin en hızlı transfer aracıdır” dedi.
Turcoin’in bağlı bulunduğu protokoller ile güvenli bir yatırım aracı olduğunu belirten Kaya, “Turcoin’de hesabınız, sistemin bağlı bulunduğu protokoller ile korunuyor, bu protokoller çerçevesince de yaptığınız her işlem şifreleniyor. Cüzdanınızın şifresini çaldırmanız ya da bilgisayarınızın hacklenmesi gibi kullanıcı hatası ya da dikkatsizliği sonucu oluşan durumlar dışında sistemin güvenlik sorunu bulunmuyor. Bu durum da cüzdanınızı ya da kredi kartınızı kaybetmekten ya da çaldırmaktan farksızdır” açıklamasında bulundu.
Turcoin için bugüne kadar yaklaşık 25 milyon dolarlık bir yatırım yaptıklarını belirten Kaya, “Özel izinlerle yaklaşık 45 kilometre elektrik kablosu döşenerek kurduğumuz trafolar vasıtası ile 5 megawatt elektrik tüketen bir tesiste halihazırda 1500 server coin üretimi yapıyoruz” dedi.
Dijital para konusuna açıklık getiren Kaya, “İnsanlar arasında mal ya da hizmet alabilmek için ödeme olarak kullanılıp, serbest borsada karşılıklı değer gören ve kullanılan alış veriş aracına para diyoruz. Dijital para ise yani coin; dijital ortam üzerinde yazılım uzmanları tarafından yüksek performansa sahip bilgisayarlar ile üretilen ve dünya pazarında banka gibi merkezi otoritelere ihtiyaç duymadan transferi yapılıp, para yerine kullanılabilen alış veriş aracıdır” ifadesinde bulundu.
Kripto yani dijital paranın bir diğer avantajının ise kopyalanamaz olduğuna vurgu yapan Kaya; “1 coinin üretimi o kadar zor ve algoritması karışıktır ki kopyalanması ve ulaşılabilmesi çok ciddi yatırımlar ister. Üretimi zor ve kopyalanamaz olmasından dolayı dünya ekonomi devleri Turcoin gibi kripto para ticareti yapan firmalara yatırım yapıyorlar. Kripto para sadece e-cüzdan dediğimiz sanal ortamlarda rastlayabileceğimiz bir paradır aslında. Bu durum insanlarda güven sorunu oluştursa da şu an bankalardaki paralarımız da karşımıza sanal ortamlarda çıkmaktadır. Yani dünya hızla sanal ortam üzerinden yönetilmeye başladığına göre, kripto para kullanılması artık kaçınılmaz son gibi görünüyor” diye konuştu.
Turcoin değerini piyasadaki arz ve talep koşullarının belirlediğini söyleyen Sadun Kaya, Turcoin’in bir yatırım aracı olarak kullanılabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi; “Turcoin’e değer katan şey arz ve talep miktarı olduğu için değeri çok sık değişiklik gösteriyor ve bu dalgalanmalar ister istemez insanların ilgisini çekiyor. Üstüne üstlük transferin ve işlemlerin anlık yapılabilmesi onu diğer yatırım araçlarından bir adım öne çıkarıyor. Tabii bir de spekülatörler bulunuyor. Popülaritesi artıkça değerinin artacağı beklentisi insanları Turcoin yatırımına yönlendiriyor.”
Önümüzdeki 5 yıl içinde dünyada dijital para fırtınası eseceğini belirten Kaya, “Her ülke kendi dijital parasını çıkartmak zorunda. Dijital paralara hakim olan, dünyaya da hakim olacak. İthalat ve ihracatlar, dijital parayla daha hızlı ve anında, formalitesiz yapılacak. Gece gündüz kavramı, ülkeler arası saat farkı, bankaların ya da işletmelerin açık olup olmaması önemli olmayacak. Dijital para uzmanlığı geleceğin mesleği olacak. Ekonominin özü de dijital para olacak. Bu nedenle Türkiye’nin ilk yerli ve milli dijital parası için starta basmış olmaktan dolayı gururlu ve mutluyuz.” dedi.

yilmazparlar@yahoo.cım

22 Ocak 2018 Pazartesi

29.HotelEquipment ve 25.FoodProduct Anfaş fuarı-Ekonomi gazeteciler-Yılmaz Parlar

ANFAŞ FUARINA TAM NOT
29.HotelEquipment ve 25.FoodProduct Anfaş fuarı 17 -20 Ocak 2018 tarihleri arasında gerçekleşen ANFAŞ Fuarı , Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından  fuar alanı gezildi. Gazetecilerin görüşlerini sorduğumuzda tam not verdiklerini söylediler.
Turizm ve gıda sektörü bir arada görmenin avantajlarını sunan fuarda standları gezen firma sahiplerinden bilgiler alan ekonomi gazetecileri, katılımcıların B2B görüşmelerden olumlu sonuçlar aldıklarını, iş hacmine çok katkı sağlayacağını dile getirdiler.
Tek çatı altında gerçekleştirilen fuarlarla eş zamanlı olarak çok sayıda söyleşi, seminer, sempozyum ve konferans organize edildi. Etkinlikler ziyaretciler kadar katılımcılarında ilgisini çekdi.
Öztiryakiler standında Tahsin Öztiryaki’ye tamamen gururumuz olan yüzde yüz yerli ürünlerin Dünyanın çok sayıda ülkesine ihraç ettiğini öğreniyoruz.
Özellikle mutfak eşyalarında yaptıkları çalışmaları sergilenen ürünleriyle örnekleyen Tahsin Öztiryaki ile yaptığımız söyleşide  yılda beş milyon adet mal teslim ettiklerini, yüzyirmibeşbin metrekare alanda çalıştıklarını, kapının genişliğinden ortamın sıcaklığına kadar çok şeyi kontrol ederek üretim yaptıklarını, öğreniyoruz.  Dünyanın her köşesine her ürünü satabilmek için belli standartlara ve belgelere sahip olmak gerektiğini vurgulayan Öztiryaki “Ek maliyetler getirsede,   güvenerek ürün yapıp tüm dünyaya güvenle satıyoruz. Güvenerek ürün yapıyor, güvenle satıyoruz. Her yerde yerli malın satılması gerektiğini düşünüyorum. Yüzelliyedi milyar dolar yaptığımız ihracatı bu yıl yüzyetmiş milyar dolar yapacağız. Ocak ayında çok büyük bir artış açıklayacağız” şeklinde cevaplar alıyoruz.

Türkiye’nin tarım ihracatında 20’inci sıralarda olduğunu belirterek, Türkiye’nin dünyanın bir numaralı ihracatçısı olduğunu dile getirdi.

Endüstriyel mutfak alanında Türkiye’nin, yüzlerce firmasıyla dünyanın yüzyirmi ülkesine dört milyar dolarlık ihracat, bir milyar altıyüzmilyon dolarlık ithalat yapan sektör haline geldiğini ilave ediyor. Türkiye’nin dünyadaki mutfak sektöründeki yerini ikinci sıraya yükselttiğini ABD uzakta kaldığını,

Almanya çok fazla ürün yapan kendi içinde kalan ülke olduğunu, benzer ülkelerden İtalya’dan sonra ikinci sırada olduğumuzu dile getirdi. Ayrıca  cari açık vermeyen sektör olduklarının altını çizdi.
Her yıl farklı bir tasarım temasıyla organize edilen Hotel Design Show, “Retro” temasıyla yola çıkmış.  Etkinlik kapsamında; ANFAŞ, TMMOB İçmimarlar Odası ve Projem Dergi tarafından belirlenen  iç mimar grupları, farklı otel odası ve resepsiyon tasarımı gerçekleştirerek yoğun ilgi gören göze çarpan, standlardan biri oldu.
HOTED-Hotel Kat Hizmetleri Eğitimi ve Dekorasyonu Derneği Alanya tarafından  Uluslararası Housekeeping Olimpiyatları’nda  belirlenen gruplar; yarışmalar çok beğeni alan şova dönüştürdü.  HOTED Alanya tarafından 6.Housekeepıng Olimpiyatları adı altındaki yarışma heyecan çığlıkları izleyicileri gülümsetdi.

Bu yıl 25’inci kez gerçekleştirilen Food Product kapsamında gıda ve içecek sektörüne yön verecek çok sayıda aktiviteyi bünyesinde toplayan etkinliklerden  “Gelenekten Geleceğe Anadolu Yemekleri Yarışması” gerçekleşti. TAFED-Türkiye Aşçılar Federasyonu önderliğinde AGEB-Antalya Gastronomi ve Eğitimciler Birliği’nin düzenlediği etkinlik programında; Türkiye’nin tüm bölgesini kapsayan toplam otuzbeş ilin mutfakları temsil edildi. Workshop, gösteri ve eğitimler gerçekleşti.
Lezzet Dernekleri Federasyonu önderliğinde Türkiye’nin gıda, gastronomi ve turizm sektörlerinde inovatif performans ve uluslararası lobicilik yapılması amacıyla “Avrupalı-Türk Lezzet Elçileri Birliği” Food Product’ta kuruldu.   Platformun kuruluş konferansı kapsamında sektörün yurt içinde ve yurt dışında önde gelen temsilcileri tecrübe ve görüşlerini aktardılar.


yilmazparlar@yahoo.com

25 Aralık 2017 Pazartesi

2018 yılında Türkiye Ekonomisini Neler Bekliyor-Yılmaz Parlar


2018 Doların Yılı Olacak
Cari Açığımız tehlikeli olmaya devam ediyor.

Büyük Kulüp Genç Girişimciler ve İş Hayatı komitesince 23 Aralık 2017 Cumartesi günü Büyük Kulüp salonunda düzenlenen, moderatörlüğü EGD -Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak’ın üstlendiği “2018 yılında Türkiye Ekonomisini Neler Bekliyor” konulu panelde, panelistler İSO Başkanı sanayici Erdal Bahçıvan ve Ekonomist yazar Mustafa Pamukoğlu 2018 yılının ekonomisini öngörüde bulundular.
 
Ekonomist yazar Mustafa Pamukoğlu “Cari Açığımız tehlikeli olmaya devam ediyor.- 2018 doların yılı olacak.”dedi. 
Yoğun katılımın olduğu, panelde EGD -Ekonomi Gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak konuyla ilgili genel bir değerlendirmeyle, Türkiye büyüme rakamına paralel olarak, lisan bilmeyen girişimcilerin yabancı ülkelerde iş yapmalarını, Henüz yeni görüştüğü, sanayide ön plana çıkan  kentlerimizden Bursa’da bir firmanın başarılarını örnekleyen kısa bir girişden sonra Mustafa Pamukoğlu’na 2018 değerlendirmesi için sözü verdi.  

Pamukoğlu açıklanan bütçeyi tekrar rakamlarını açıklayarak;
Türkiye'nin 2018 yılı bütçe giderlerinin 762,8 milyar lira, bütçe gelirlerinin 696,8 milyar lira, vergi gelirlerinin 599,4 milyar lira, bütçe açığının ise 65,9 milyar lira olarak öngörüldünü hatırlatdı. 

Buna göre, Türkiye'nin 2018 yılı ekonomisi hesap kitap durumu şeklinde tabloyu çizdi. “Kısa vadeli borçlar 110 milyar dolar, cari açık 40 milyar dolar, bütçe açığı ( 67 milyar TL) 17 milyar dolar,Toplam döviz ihtiyacı 167 milyar dolar, uzun vadeli borçlardan vadesi gelecekde dikkate alındığında her yıl olduğu gibi 2018 yılında da 200 milyar dolar dövize ihtiyacımız olacak.” 

Pamukoğlu, Faizler inermi yoksa  çıkarmı?  Sorusundan  sunumunu açtı. “Döviz kurların aşrı dalgalanmasını önlemek için faizlerin artması gerekiyor. Merkez Bankası bu silahı yeterince kullanamadı. Öte yandan yüksek faiz reel sektör için ciddi bir maliyet ve nakit akışını bozan olumsuz bir durum. İç tasarrufları artırmak için mevduat faizlerin yüksek olması gerekiyor. Bankalar yüksek faizle topladıkları paraları zorunlu olarak yüksek faizle reel sektöre veriyor. Faiz 2018 de döviz kurları ile birlikde en çok konuşacağımız konuların başında geleceğini söyliyebiliriz.”

2018 de beklenen Dolar ne olur en meraklı sorusuna cevabı; Sürekli cari açık veren bir ekonomi yapımızın zarar ediyor demek olduğunu, bu zararın ancak dış kaynaklarla finanse edilebildiğini, dış borç ve sıcak para bizim ekonomimizin can damarı olduğunu, birikimli olarak milyarlarca dolar cari açık veren, ekonomimizin, dış kaynağa, dolara ihtiyaç duyduğunu, ABD’de faizlerin artması dolar endeksinin de artması demek olduğunu vurgulayan Pamukoğlu,“Dolar ne olur Türkiye’de en popüler soru, dolar ne olur sorusudur. Hayatımıza dolar oldukca sıkı biçimde girmiştir. Doların değerini kabaca ABD ve Türkiye enflasyon farkını dikkate alarak hesaplıyoruz. Bu gün zaten doların değerinin 4,3 TL olması gerekiyor. Öte yandan döviz kurların değerini etkileyecek o kadar faktör var ki bu gelişmelerin çoğunu 2018 de yaşıyacağız. Dolar falcılığı yapmadan şunu söyliyebiliriz. 2018 doların yılı olacak.”dedi.
Reel faizlerin artığını, dünyada dolaşan para azalacağını, gerek ABD gerekse AB de gevşek para politikasından vazgeçtiğini finansa erişimin kolay olamıyacağı görüşünü paylaştı.
Tüketime dayalı bir ekonomi, bu nedenle enflasyonu önlenemediğini, çekirdek enflasyon artığı, enflasyonun düşmediği, enflasyon düşmediği içinde faizlerin indirilemediğini, yüksek enflasyon nedeniyle faizleri düşürülmediğini, yüksek faizin enflasyonu beslediğini, ekonomide yeniden yapılanmanın ve yeni bir sistem yaratmanın, bununda üretmek, katma değer yaratmak olduğunu sözlerine ilave etdi.  
Pamukoğlu “Tüm veriler ve tahminlerimizi dikkate aldığımızda 2018 yılının çok zor bir yıl olacağını; tahminlerde olumsuz bir biçimde yanılmalarda bir ekonomik krizinde doğabileceğini öngörebiliriz. Ancak umutlu olmak bu toprakların çok büyük sorunları aştığını unutmamak lazım. Reel sektöre, Bankacılık sistemine, potansiyelimize, güveniyoruz. Kaygılardan iyimserliğe yelken açıyoruz.” şeklinde umutla sonuçlandırdı.
İSO Başkanı sanayici Erdal Bahçıvan tasarruf etmeyen ekonominin olduğunudu kabul ederek Türkiye ekonomisini son on onbeş yıl öncesinden kısa bir değerlendirmesini yaptı. Yaptığı ufuk turundan sonra gelinen noktanın küçümsenmiyecek farkda olduğunun altını çizdi. Pamukoğlu’nun yabancının turistin parasını almayı bilmeyen turizmimiz olduğu canlanmak için kısa vadede turizme kilitlenmek gerekli.”şeklindeki turizm gelirin, sanayinin can suyu olarak sanayi aktarıldığında, üretimin ekonomiyi şahlandıracağı tezini savundu. Üretim yapmak ve katma değerli ürünlerin ihracatıyla ekonomimizin istenilen seviyelere geleceğini belirten sunum yaptı. Çok yoğun sorularıda cevaplıyan panelistler. İyi niyetlerle. 2018 yılını geçirmemizi dilediler. 

yilmazparlar@yahoo.com  


5 Kasım 2017 Pazar

Santek Fuarına globalpiyasa.com Damgasını Vurdu-Yılmaz Parlar

Santek Fuarına  globalpiyasa.com Damgasını Vurdu

Sanayi kenti Kocaeli’nin geldiği noktayı kamuoyuna aktarmak, işbirliği imkanlarını geliştirmek için düzenlenen 2-5 Kasım tarihlerindeki SANTEK Fuarı’na bu yıl  Çin’li alibaba.com’a Türk rakip olarak bilinen globalpiyasa.com damgasını vurdu.

Yaklaşık beş yıl önce yola çıkan globalpiyasa.com e-ticaret platformu olarak Ekonomi Bakanlığı’nın onayını almaya başardı.
Kocaeli Sanayi Odası Meclis Üyesi Kadir Deceli ile kariyer.net kurucu ortaklarından Sungur Ilgaz’ın birlikte kurduğu globalpiyasa.com Ekonomi Bakanlığı’nca uygulanan yüzde 80’lik toplu üyelik desteğinden faydalanan akredite bir e-ticaret platformu olarak yolunu devam ediyor.

Platform ile ilgili açıklama yapan Kurucu Ortak Kadir Decdeli şu noktaların altını çizdi:
. Hedefimiz ihracatı artırmak. Bu yüzden Ekonomi Bakanlığı globalpiyasa.com’u inceleyerek onaylı e-ticaret siteleri arasına aldı.
.Onaylı e-ticaret sitelerine, Ticaret ve Sanayi Odası, Organize Sanayi Bölgesi gibi işbirliği kuruluşlarınca sağlanan ve en az 250 firmayı kapsayan toplu üyeliklerde  bakanlık  % 80  oranında destek veriyor.
. Bunun için akreditasyon koşullarını sağlamak, teknik alt yapı ve ziyaret trafiği gibi kriterlere uymak gerekiyor.
. Bu başarıldı, globalpiyasa.com üstün teknolojisi ve tüm ziyaret trafiği kriterleriyle artık ihracatçı firmaların çözüm ortağı. globalpiyasa.com’a üye olan firmalara KOSGEB tarafından da en az yüzde 50 oranında üyelik desteği veriliyor.
. Şu anda 20 binin üzerinde kullanıcı firma ve 2.5 milyon yıllık ziyaretçisi ile bir dünya platformu görünümündeyiz. Biz Türkiye’nin dünyadaki dijital sanal fuarı, e-pazar yeri ve ürün arama motoru olarak bir ihracat platformuyuz. Daha ileri hedefler için teknolojik yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Globalpiyasa.com teknolojisi şimdiden Avrupalı rakiplerimizce yakından izleniyor.
. Globalpiyasa.com platformunda bir milyona yakın endüstriyel ürün var. Bu ürünler yüzlerce ürün kategorisine dağılmış durumda. Bu, Türkiye bir yana Avrupa için de inanılması güç bir rakam. Söz konusu olan perakende ürün değil, ihracat ürünü, üretimden gelen ürün, dünya raflarında yerini almayı bekleyen ürün. Bu Türkiye’nin de gücünün bir ifadesi..
. Yaklaşık beş yıl önce Kocaeli Sanayi Odası’nda bir meclis toplantısında filizlenen ürün arama motoru fikri “Türkiye’nin Ali Babası Kocaeli’den doğuyor” değerlendirmelerine sebep oldu. Doğal olarak karşılaştırmalar yapıldı. Sürekli mühendislerimize güvenilmesi gerektiğini, milli bir teknolojik duruşun gerekli olduğunu vurguladık.
. Aradan geçen sürede milli ve yerli e-ticaret platformu sloganıyla 2023 ihracat vizyonuna katkı sağlayan globalpiyasa.com’un başarısı tescillendi ve bu süre zarfında globalpiyasa.com yabancı e-ticaret siteleri karşısında teknolojisi ve yenilikçi yapısıyla zirveye taşındı.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık Ziyaret Etti

Kocaeli ve Türkiye’nin en büyük teknoloji etkinliklerinden biri olmayı hedefleyen SANTEK’in yıldızı olan globalpiyasa.com standına büyük ilgi oldu. Özellikle çok sayıda KOBİ sahibi globalpiyasa.com yetkililerinden e-ticaret yoluyla ihracat konusunda bilgi aldı.
Başbakan Yardımcısı ve Kocaeli Milletvekili Fikri Işık tarafından da ziyaret edilen globalpiyasa.com standı Kocaeli sanayisini dünyaya tanıtan uluslararası SANTEK Fuarı’na da  farklı bir boyut kazandırdı.

Ürün arama motoru ve e-ticaret platformu özellikleri ile dikkat çeken globalpiyasa.com’un standını Kocaeli Valisi Hüseyin Aksoy,  Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Sadettin Hülagü ve TÜBİTAK  MARTEK Genel Müdürü Orhan Çömlek de ziyaret etti.

Globalpiyasa.com 2017 yaz ortasından beri Kocaeli Sanayi Odası ve OSTİM Organize Sanayi Bölgesinin Ekonomi Bakanlığınca onaylanan dış ticaret projelerini yürütüyor. Her iki bölgeden toplamda 3000 firmanın saha çalışmaları ile taranması, belirleyici ürünleri ve ilgili anahtar sözcüklerle e-ticaret platformuna dahil edilmeleri bekleniyor. Bu, on binlerce sanal ziyaret ve gerçek sipariş demek. Slogan son derece etkili: “Dijital Dünyada Yerinizi Alın”



yilmazparlar@yahoo.com

14 Ağustos 2017 Pazartesi

Midwood’a inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz-Yılmaz Parlar



Midwood’a inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz.

Dünyada olmamız istenen on markada ilk adımı oluşturan Midwood, 505 dönümlük arazi üzerinde, 825 milyonluk bütçesiyle, 10 binden fazla istihdam yaratacak, “İstanbul Midwood Film Stüdyo Kompleksi içindeki konaklama ünitesi Midstay’in proje lansmanı ve temel atma töreni yapıldı.

Midstay’in temel atma töreni, 12 Ağustos  2017 Cumartesi günü Büyükçekmece’de gerçekleşti. “Türkiyen’in en az 10 dünya markası yaratmaya ihtiyacı var” sözüne ilk dünya marka olma iddiası taşıyan bu önemli yatırım  Midwood, Kompleksinde yer alan Midstay’in proje lansmanında Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San yaptığı konuşmasında “inancı olanlarla işbirliği yapıyoruz.” Dedi.

Midwood temel atma törenine, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San, Midwood A.Ş. İcra Kurulu Başkanı Emin Günal, Midstay projesi  sahibi Burhan Akdağ, Siyaset, Sanat, İş dünyasının önemli isimleri ile elit bir davetli grup katıldı. Şehitlere saygı duruşu ve İstiklal marşını müteakip tören açılış konuşmasını, Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San yaptı.

Avrupa'nın en büyük film stüdyosu Midwood İstanbul Film Stüdyo Kompleksi Midwood A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet San, Türkiye'nin en başarılı menajer ve organizatör olarak bilinen ismin yanı sıra sinema alanına geçişini İstanbul'da dev bir projeyle sinema sektöre geçiş nedenleri sıraladı.

Müzik ve etkinlik organizatörlüğe 1973 yılında başladığını, Michael  Jackson, Madonna'larla çalıştığını, Elizabeth Taylor, Sophia Loren sonraki jenerasyon Alain Delon, yeni jenerasyon Kevin Costner, Jean-Claude Van Damme, Hilary Swank   Ornella Muti, Ursula Andress, gibi isimlerle Celebrity Business işinde oyuncularla iç içe olduğunu, çok geniş bir yelpaze olan içine hepsini alan sinema için, Stüdyolar yapılırsa, Hollywood buraya gelir inancını taşıdığı anlatdı.
Amerikan film endüstrisi 1990'lı yıllardan sonra, Kanada'ya sonra Avrupa'ya, Türkiye'ye bile geldiğini, Argo, Taken, James Bond, Oscar alan filmlerin burada çevrildiğini, Tom Hanks  Yerebatan Sarnıcı konulu filmi Budapeşte'deki film platosunda  çekildiğini, Yerebatan Sarnıcı için Kültür Bakanlığın izin verdiğini ancak Yerebatan  Sarnıcı'nın müze müdürlüğün izin vermediğini, Amerikalı şirketin bununla ilgilenme ihtiyaç duymadan başka yere gitmesin kendisine  ilham verdiğini, film stüdyosu işiyle ilgilenme hikayesinin böylece başladığını söyledi.
Uygulamaya geçmek için mimarlık firması olan Emin Günal’a verileri vererek projeler üretilmeye başlandı. Sonra Proje arazi için Büyük çekmece Belediye Başkanlığıyla çalışmalarını anlatdı.
 “Toplam 40 bin metrekare 21 stüdyo var. Titanik  filmi bile çekilebilir. 17 tane açık set var. Bir film çekmek için gerekli ekipmanları Işık-kamera,sanat atölyeleri,set-grip malzemeleri ve post-production 150 milyon dolarlık ekip var.” Midstay projesinin yönetim kurul başkanı Burhan Akdağ’ı takdim etdi.

Deneyimli gazeteci, Televizyon programcısı, iş adamı Burhan Akdağ proje hakkında kısa bilgi verdikden sonra temel atma töreninde kendilerini yalnız bırakmayan dostlarına, protokola, davetlilere teşekkür etdi. Hocanın dua okumasyla birlikde, Temel atma butonuna basıldı. İnşaat alanına ilk dökülen harç ekranda yansıtıldı. Tören sorası Barbekü partide müzik eşliğinde, Sponsor Beşler sucuklarının lezzetiyle  davetliler neşeli rğlenceli keyifli zaman geçirdi. Tören Havai fişek gösterisiyle son buldu.
Midstay Gayrimenkul projesi firma sahiplerinden Elzem Abacı ile yaptığımız kısa söyleşide devre mülk şeklinde uzun yıllarca pazarlanacağının detaylarını öğrendik.
yilmazparlar@yahoo.com

25 Mart 2017 Cumartesi

SKAL Mart-2017 Toplantı-istanbul Fairmont Quasar Hotel-Yılmaz parlar




SKAL “Turizmden Vazgeçemeyiz”

Başkanlığını Emirates Havayolları Türkiye Genel Müdürü Bahar Birinci'nin yaptığı, seyahat ve turizm sektörünün tüm aktörlerin bulunduğu uluslararası örgüt SKAL’ın İstanbul Klübü, aylık toplantısını 22 mart 2017 Çarşamba günü Fairmont Quasar Hotelde gerçekleştirdi.
Türkiye'nin daha önce patlayan sektörü, Rusya ile siyasi gerginlik, bir dizi terörist saldırılar nedeniyle ve iç siyasi kargaşanın ardından ağır darbe alan turizmin yakın tarihdeki geçirdiği olumsuzluklarına rağmen, SKAL’ın İstanbul Klübü üyeleri “Turizmden Vazgeçemeyiz” vurgusuyla umutlarını çalışmalarına yönlendirdiğini gözlemleme fırsatı bulduk.
İstanbul SKAL Klübü Başkanı Bahar Birinci Yönetim kurul üyeleri ; As Başkan Ata Eremsoy, Genel Sekreter Ayşe Önen, Elif Balcı Fisunoğlu, Selma Tatar, Dr. Özen Kırant Yozcu ve Dünya SKAL Eski Başkanı -TMD Başkanı Hülya Aslantaş’ı, yanına alarak “SKAL Toast” ritüel ile toplantıyı açtı. 
Yönetim kurul üyesi -Genel Sekreter Ayşe Önen sunuculuğu üstlenerek gündemi sundu. Toplantıda, geçtiğimiz ayın yönetim çalışmalarını bildiren Başkan Bahar Birinci önümüzdeki çalışma programları hakkında bilgiler verdi. Üyelerin turizm sohbetine imkan vermek adına konuşmaları gündemi kısa tutdu. Turizmde hayata geçirecekleri, kalite üzerine yoğunlaşan yaratıcı projelerine ilham olması nedeniyle, İstanbul Klübü üyelerine başarı hikayeleri ve önemli duyurularını paylaşabileceklerini ilan ederek, 2017 parlak turizm umutlara ışık tutdu. Toplantıya ev sahipliği yapan Fairmont Quasar İstanbul Genel Müdürü Kai Winkler’e teşekkür ifadesi için kitab hediye etdi.

Toplantı öncesi, esnasında ve sonrasında gerek üyeler gerek Başkan Bahar Birinci, yönetim kurul üyesi Dr. Özen Kırant Yozcu ve Genel Sekreter Ayşe Önen ile yaptığımız söyleşilerde; Ekonominin önemli bir bileşeni olan turizm ve önemli miktarda döviz kazancı olan Turist, bir darbe aldı. Ama Türkiye'nin turizmden vazgeçmesi imkansız. Sektörün en önemli önceliği güvenlik olduğunu vurguladılar. “Turizmde hedef seçerken bir turist için aranan ilk şey barış ve güvenlik. Ancak o zaman hizmet kalitesini ve fiyatını araştırıyorlar.”  

2014 yılındaki en yüksek noktasına, GSYİH'nın yüzde 3.7'sine eşdeğer gelir getiren toplam istihdamın yüzde 2.3'ü ya da 600.000 iş üreten Türkiye 2000 yılında 10.5 milyon ziyaretten 42 milyon yabancı turisti cezbetmiş ve dünyadaki en popüler 6. turistik yer olmasına karşın, Türkiye'nin Kasım 2015'te Rus savaş uçağını düşürmesi üzerine diplomatik saldırılar sonrasında turizmin durması, Terörist saldırılardaki belirsizlikle birlikte Avrupalı ​​turist sayısının yüzde 30'tan daha azına neden olması, sayının, 2015 yılında yaklaşık 36 milyona gerilemesi ve bölgesel belirsizlikler, turizmin GSYİH'nın yüzde beşini oluşturduğu ve iş gücünün yaklaşık yüzde sekizini temsil ettiği ülke için büyük bir endişe kaynağı olduğunu dile getirdiler.
Ülkeye, 2015'te bile 31milyar dolardan fazla döviz kazandıran sektörün, 2016 yılları Türk turizminde kaybolan bir yıl olduğunun ve Yakın tarihli IMF araştırmasına göre, azalan ziyaretçi sayısı, 2016 yılında ülkenin büyümesinden yaklaşık yüzde bir GSYİH puanı eksilerek sektörlere zarar verdiğinin altını bir kere daha çizdiler. .

Ekonomik kriz nedeniyle, 2017 yılının ilk haftasında rekor seviyelere gerileyen ABD doları bazında 3.60 civarında işlem gören Türk lirasının, analistler tarafından önümüzdeki aylarda daha da zayıflaması, beklenen zayıf para biriminin ekonomik olarak faydalı olmasına rağmen - Ülkeyi ziyaret etmeye, yatırım yapmaya ve Ülkenin ihracatına yardım etmeyi kolaylaştırması beklenirken, güven belirsizliğiyle düşüşe geçen turizm yanı sıra ekonominin diğer sektörlerinide etkilemesi, uzun süreli etkilere sahip olması, toparlanmanın yavaş olacağını göstertiğini vurguladılar.
 
Hükümet tarafından turizm gelirlerini artırmak, 50 milyar dolarlık bir ölçüye ulaşmak ve 8 milyondan fazla turist çekmek için ilan edilmesi, “Komşunuzu alın ve gelin" sloganıyla yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarını, aynı zamanda yabancı komşularını, Türkiye'ye tatile çağırarak Türkiye'yi dünyadaki aranılan yerlerden biri haline getirme arzusunu sorduğumuzda, SKAL olarak “Turizmden Vazgeçemeyiz” Ülke adına payımıza düşenin, elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğiz cevabını alıyoruz.

Toplantı emeği geçen otel personelin sahneye alınarak, alkış takdir ve teşekkürü ile son buldu. Yeni turizm umutların filizlendiği, yeni otel ilgili personel tarafından üyelere gezdirildi. 

yilmazparlar@yahoo.com



Türkiye'de Marka Olmak

Türkiye’de yatırım yapan şirketlerin oluşturduğu MKG'nin Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ile düzenlediği "Türkiye’de Marka Olmak" başlıklı çalıştayda, "21. Yüzyılın Sorunu Kaçak, Taklit ve Sahte Ürünler" isimli raporun sonuçları açıklandı.
Marka Koruma Grubu (MKG), Türkiye’de kaçak, sahte ve taklit ürün ticaretinin ulaştığı boyuta ilişkin raporu açıkladı. Raporda kaçak, sahte ve taklit üründe Çin’in ardından dünya 2'ncisi olan Türkiye’nin yıllık vergi kaybının 7,2 milyar dolar olduğu bildirildi.
Namık Kemal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit İzmen’in OECD endekslerini kullanarak hazırladığı raporda, Türkiye’deki kayıt dışı ticaretin boyutu gözler önüne serildi. 
Raporda, Türkiye’de kaçak, taklit ve sahte ürün piyasasının büyüklüğü yaklaşık 17,2 milyar dolar, devletin kaçak ticaret nedeniyle uğradığı vergi kaybının ise yaklaşık 7,2 milyar dolar olduğu bildirildi.
Rapora göre Türkiye, dünyada en çok sahte ürün ele geçirilen ülkeler sıralamasında Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyor. Taklit ve sahte ürün piyasasında ilaçta Hindistan, gıdada Mısır, parfüm ve kozmetikte Türkiye’nin adı öne çıkıyor. Kaçak, sahte veya taklit ürün kullananların yüzde 78’i, sahte ürün sitesinde buldukları ürünler yüzünden markayı suçluyor. G20 ülkelerinde her yıl sahte ürünler yüzünden 3 bin kişi hayatını kaybediyor. 

MKG Sözcüsü Ali Ercan Özgür, raporun sonuçlarının tartışıldığı paneldeki konuşmasında, teknolojideki gelişmeler ve makro ekonomik politikalar gibi etkenlerin taklit ve kaçak ürün piyasasında artışa yol açtığını belirtti.
Özgür, şunları kaydetti:

"Ülkemizde sahte, kaçak ve taklit ürünlerin yarattığı pek çok sorun var. Yasa dışı ticaret nedeniyle devletin uğradığı vergi kaybı 7,2 milyar dolar. Çalışmalara göre böyle bir kayıp, 90 bin kişilik istihdama ya da 6 tane İstanbul-Ankara arasındaki hızlı tren projesine denk geliyor. Yani kaçak olmasaydı, 6 tane daha hızlı tren projesi yapılırdı. Ülkemizde taklit, kaçak ve sahte ürünlerle mücadelede etkili sonuçlar almak için yapılacak çok şey var. Raporda da altı çizildiği gibi yasal düzenlemelerin yanı sıra cezaları daha caydırıcı hale getirmek gerekiyor. Bunun yanı sıra yetkili merciler, hak sahipleri birlikleri ve diğer paydaşlar arasında etkili diyalog ortamını oluşturmamız şart. Orjinal üreticinin ve tüketicinin desteklenmesine yönelik programların artırılması, arz ve talebi şekillendiren toplumun bilinçlendirilmesi için çalışmalar yapılması büyük önem taşıyor. Kaçak, sahte ve taklide karşı kolluk kuvvetleri arasındaki iş birliğinin iyileştirilmesinin yanı sıra fikri mülkiyetle ilgili idari ve teknik kapasite oluşturma faaliyetleri de önceliğimiz olmalıdır."

 Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu da, Türkiye’nin OECD ülkeleri arasında kayıt dışı rekortmeni olduğunu vurgulayarak, "Bugün, dünyanın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında bulunan, gücünü üretimden ve nitelikli genç iş gücünden alan, 350 milyar dolardan fazla dış ticaret hacmi olan Türkiye’nin gücüne ve potansiyeline yürekten inanıyoruz. Ancak Türkiye’nin, dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebilmesinin tek yolu, yüksek katma değerli üretimden ve bu topraklardan küresel markalar çıkarmaktan geçmektedir. Hak ettiğimiz yere de küresel markaların taklitlerini yaparak ulaşamayacağımız ortadadır. Öncelikle zihinsel bir değişim ve dönüşüm şarttır." değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirleri Odası (İSMMMO) Başkanı Yücel Akdemir ise marka meselesinin ekonominin en ciddi sorunlarından biri olduğunu ve bu sorundan dolayı İSMMMO'nun adını bile tescil ettirmek zorunda kaldıklarını ifade etti.​
Türkiye’de büyüklüğü 17,2 milyar dolara ulaşan kaçak, taklit ve sahte ürün pazarının vergi kaybıyla da ülkeye zarar verdiği görülüyor.

Türkiye’de yatırım yapan şirketlerin oluşturduğu Marka Koruma Grubu ve Ekonomi Gazetecileri Derneği’nin işbirliğiyle düzenlenen “Türkiye’de Marka Olmak” çalıştayında açıklanan  rapora göre kaçak, sahte ve taklit üründe Çin’in ardından dünya 2’ncisi olan Türkiye’nin yıllık vergi kaybı 7,2 milyar dolar (yaklaşık 26 milyar TL)

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirleri Odası (İSMMMO) Hizmet ve Kültür Binası’nda 23 Mart 2017 tarihinde düzenlenen çalıştayın açılışında; Marka Koruma Grubu Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak, İSMMMO Başkanı Yücel Akdemir ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Kadooğlu konuştu.

Ekonomi Gazetecileri Derneği üyesi Çetin Ünsalan moderatörlüğünde gerçekleşen ‘Türkiye’de Marka Olmak’ başlıklı panelde ise Namık Kemal Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit İZMEN, “21.Yüzyılın Sorunu Kaçak, Taklit ve Sahte Ürünlerin Ticareti” başlıklı raporunu ilk kez kamuoyuyla paylaştı. Rapor, Türkiye’de kaçak, taklit ve sahte ürün ticaretinin bugün ulaştığı seviyenin yanı sıra ülkedeki yarattığı istihdam sorunun büyüklüğü ve Türkiye’nin en çok sahte ürün ele geçirilen ülkeler arasındaki konumunu da içeriyor. Panelde öte yandan Marka Koruma Grubu Sözcüsü Ali Ercan Özgür, Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz ve Güvenilir Ürün Platformu Sözcüsü Mert Demircioğlu konuşmacı olarak yer aldı.

Demircioğlu, yolda satılan zeytinyağlarından rastgele aldıkları 18 numunenin incelenmesinde, testler sonucunda 16’sının zeytinyağı çıkmadığı örneğini vererek, güvenli ürünün maddi açıdan da, sağlık bakımından da üzerinde durulması gereken kritik bir konu olduğunu söyledi.

Tüketici Birliği Federasyonu Başkanı M. Bülent Deniz ise, yüzde 100 Türkiye kampanyası başlattıklarını ve ürettiği katma değerin yüzde 51’ini ülkemizde bırakan firmaları yerli malı kabul ettiklerini vurguladı.

Panelin açılış bölümünde yaptığı konuşmada İSMMMO Başkanı Yücel Akdemir, “Çok konuşulmayan bir konu olsa da bu marka meselesi ekonominin en ciddi sorunlarından biridir. Bu sorun Türkiye’de o kadar ciddi boyutlara geldi ki biz odamızının adını bile tescil ettirmek zorunda kaldık. Bu noktada böyle çalışmalar çok önemlidir. Emeği geçenlere teşekkür ederim” dedi.

Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak ise “Çalıştayımızda öncelikle Türkiye’nin en önemli kurumlarından ikisi TÜRKONFED ve İSMMMO’nın desteğini almış olmak çok önemli. Buradaki birlikteliğimizi tüm Türkiye’deki meslek örgütlerine, iş dünyasına yaymak ve çözüm üretmek gerekiyor. 2000'li yılların başında kayıt dışı ekonominin belini kırmak  için bir çalışma yapılmıştı , o dönemden bu zamana dek kayıt dışı ekonominin oranı maalesef çok eksilmedi. Hepimiz özellikle bununla mücadele ediyoruz. Bu alanda bizi kimin hırpaladığını da bu gibi toplantılarda yürüttüğümüz akılla bulacağız” şeklinde konuştu.
Marka Koruma Grubu Sözcüsü Ali Ercan Özgür, “Bugün yayınladığımız raporun kararını üç sene önce aldık. Raporumuzda farklı paydaşların görüşlerini alarak bir ortak akıl yakalamaya çalıştık. MKG 300’ün üzerinde markayı temsil eden, büyük istihdam yaratan ve Türkiye’nin 81 iline dokunan bir grup. Markalaşma sürecinde en çok ihtiyaç duyulan şey bilgi. Biz de bu raporla Türkiye’de markayı tartışırken bilgi üretmeyi amaçladık. Öte yandan bilgi üretirken kayıp-kaçakla ilgili de farkındalık yaratmayı hedefledik.”

Son olarak TÜRKONFED Başkanı Tarkan Kadooğlu, “Ülkelerin rekabeti, esasında firmalarımızın rakipleriyle rekabetinden geçiyor. Firmalarımız rekabet avantajlarını en üst noktaya çıkaracak yeterli teknik altyapı ve yeni teknolojilerin yanı sıra kurumsal yönetişim anlayışı, markalaşma, kayıt dışı ekonomi, taklit, sahte ve kaça ürünler gibi birçok konuda sorunlar ve sıkıntılar yaşıyor. Haliyle bu sıkıntılar ülkemizin rekabet ligindeki yerini ve konumunu da yakından ilgilendiriyor. Bugün gerçekleştirilecek çalıştay, dünya ekonomilerinin her geçen gün büyüyen sorunlarının başında gelen “taklit, sahte ve kaçak ürün ticareti”ni Türkiye açısından ele alması açısından önemsediğimiz ve TÜRKONFED olarak da destek verdiğimiz bir çalıştay. Bu çalıştay serilerinin üyemiz olan Türkiye’nin her bölgesinde yaygın olarak temsil edildiğimiz 25 federasyonumuzun da kendi illerinde gerçekleştirmesi noktasında da birlikte çalışma kararlılığımızı buradan sizlerle paylaşmak isterim” dedi.

yilmazparlar@yahoo.com