17 Kasım 2018 Cumartesi

KALDER-27. Kalite Kongresi-Yılmaz parlar

27. Kalite Kongresi Ardından

27. Kalite Kongresi Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından 13-14 Kasım 2018 tarihlerinde Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

 “Sürdürülebilir Ortak Gelecek” teması ile başlayan zirvede, KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı, TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, EFQM CEO’su Leon Tossaint’in açılış konuşmaları yaptılar.


21. Yüzyılın Ekonomisi, İklimle Kim Oynuyor?, Bilim İnsanı Gibi Düşünmek, Hedefimiz 16 Artı 1, Enerjide Neredeyiz?, Şehrinizi Nasıl Alırsınız?, Geleceğe Taşıyan Teknoloji, Gençler Yapmış, Eğitimin Değişen Yüzü, Yönetim Kadının Hakkıdır, KOBİ’lerde Yönetim Kalitesi ve Kurumsallaşma, Doğanın Geleceği gibi konular işlendi.



Ulusal Kalite Hareketi’ni (UKH) başlatan, Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı’nın (EFQM) Ulusal İşbirliği Ortağı, Amerika Kalite Derneği (ASQ) ile işbirliği yapan ve aynı zamanda Orta Doğu Kalite Organizasyonu’nun (MEQA) Kurucu Üyesi olan KalDer’in 27. kalite zirvesinde takip edebildiğimiz oturumlardan Dünya Gazetesi Genel yayın yönetmeni Hakan Gündal’ın moderatörlüğünde; Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı  iklim değişiklerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bülent Eczacıbaşı  "Sorumluluk hepimiz, devletlerin, liderlerin, kamu kurumlarını, özel kuruluşların, bireylerin... Bu sorunlar artık iş birliğiyle çözülebilir. Bizler neler yapabiliriz konusuna bakmamız gerekiyor artık. Siyasi otoriteleri hayata geçirmek için onları nasıl cesaretlendirebiliriz.100 yıl sonraki insanlar daha gelişmiş teknolojiyle bu sorunu  halleder gibi düşüncelerle ileride yaşanabilecek muhtemel oumsuzluklar göz ardı ediliyor.”dedi


SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Direktörü Değer Saygın’ın  “Enerjide Neredeyiz?" oturumunun moderatörlüğünü üstlendiği panelist konuşmacı Enerjisa Enerji AŞ Yöneticisi Ziya Erdem, "Enerji sektöründeki birtakım sıkışıklıkları aşmak için en önemli yol pazarın serbestleşmesinden geçiyor. Serbestleşme oluşmadığında rekabet de oluşamıyor ve bu sebeple sektörde dönmesi gereken çark dönmüyor." dedi.

Ayrıca Ziya Erdem, “Özel sektör enerjide yaklaşık yüzbeş milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi. Elli üç milyar dolarlık bir borç yükü var” açıklamalarında bulundu.
Limak Enerji Grubu Yöneticisi Birol Ergüven “Türkiye güneş enerjisi başta olmak üzere yenilenebilir enerjide önemli mesafe aldı.”ifadesinde bulundu.

Birol Ergüven “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması'ndaki (YEKDEM) rakamlara ihtiyaç yok çünkü YEKDEM'deki fiyatlardan çok düşük seviyede bu yatırımlar yapılıyor. O yüzden YEKDEM gerekli değil. Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEKA) yenilenebilir enerjide standart haline geliyor. Buradaki yarışma mantığı doğru çünkü kim daha az para istiyorsa yatırımı o yapıyor. Hassas konu ise ekipman üretimindeki yerlilik oranı. Dünyanın bu kadar globalleştiği bir ortamda 'biz yapalım' diyebiliriz” yaptıklarımızın ne kadar yaşayacağını iyice ölçmek lazım, çok teknik bir konu olduğunu vurguladı.


Zorlu Enerji Yatırımlar, İşletme ve Bakımdan Sorumlu Genel Müdür Ali Kındap  "Türkiye'de yüz adet biyokütle ve çöp gazı santrali bulunuyor. Bu santrallerin kapasitesi altıyüzyirmi megavat seviyesinde. Atık konusunda, atıkların kaynağından bertarafına kadar tek bir otorite tarafından yönetilmesi gerekiyor. Büyükşehirler ciddi atık üretiyor. Daha küçük şehirler için de bölgesel atık merkezleri kurulabilir. Atıklar özellikle doğuda ısıtma ve elektrik amaçlı, batıda ise soğutma amaçlı değerlendirilebilir ama bunun öncelikle mevzuatsal olarak düzenlenmesi ve tek bir otorite üzerinden yönlendirilmesinin çok önemli” olduğunu söyledi.

KAGİDER kurucu üyesi Nur Ger’in yönettiği  “Yönetim Kadının Hakkıdır” panelde KAGİDER Başkanı Sanem Oktar, 15 yaş ve üzeri toplam nüfus 60 milyon 223 bin. Bu nüfusun 30 milyon 399 bini kadınlar ve 29 milyon 824 bini de erkeklerden oluştuğunu, İşgücü olarak nitelendirilen nüfusun 31 milyon 790 bin sayının 10 milyon 287 binini kadınlar ve 21 milyon 503 binini erkekler oluşturduğunu, İstihdam edilen nüfus içerisinde toplam 8 milyon 904 bin kadın ve 19 milyon 612 bin erkek var olduğunu, sayıları oransal olarak değerlendirilginde, büyük bir eşitsizlik göze çarptığını, 15 yaşın üzerindeki toplam nüfus içerisinde istihdam oranı erkeklerde % 65,8 olmasına rağmen kadınlarda oran %29,3 seviyesinde kaldığını dile getirdi.


Oranları OECD ülkelerdeki miktarlara ve Kadın işçilerinin hak temelli toplumdaki yeri siyasetten ekonomiye bir çok alanda cinsiyet eşitsizliği hüküm sürdüğüne dikkat çekdi.
Kadının istihdamın doğum ve evlilikle kırılgan noktası olduğunu ve devlet politakasının buna çare bulmasını vurguladı.
Borusan Holding Kurumsal İletişim Direktörü Şule Yücebıyık kendi firmasında kadın istihdamında ve çalışma şartlarında  örnek uygulamaları anlatdı.
21. Yüzyılın Ekonomisi Panelde konuşan QNB Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras, 1997'de Japonya'da ve 10 yıl sonra ABD'de yaşanan mortgage krizlerine değindi. Bundan sonraki kriz  Çin'den mi gelecek? diye düşünülmeye başlandığını, bankacılıkta 1980'den bu yana yaşanan büyük değişimi, bankaların üç ana görevi fonların, mevduat toplamanın, bu fonları dağıtmanın kredi vermenin, parayı bir noktadan başka noktaya transfer etmenin yapılış şekillerinin teknolojiyle değiştiğini söyledi.

Bilim İnsanı Gibi Düşünmek panelde zeytin çekirdeğinden ve çeşitli biyoatıklardan biyoplastik madde üreten biolive firma sahibi mucit girişimci iş kadını Duygu Yılmaz’ın buluşu ilgiyle izlendi.
Aktör Halit Ergenç, finalde  Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, Küresel Hedefler, yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak gibi evrensel eylem çağrısısını anlatarak tişortları üzerinde bir hedefin yazıldığını 17 küçük minik kalpli çocukları sahneye aldı. Kendilerinden hedefin anlamını anlatmasını istedi. KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı çocukları teker teker öperek tebrik etdi.

yilmazparlar@yahoo.com

29 Ekim 2018 Pazartesi

Hedef Bir Milyon Çinli Turist-Yılmaz Parlar


HEDEF BİR MİLYON ÇİNLİ TURİST

2019 Çin’de Türk yılı ilan edilmesiyle birlikde tüm gözler Çin’den gelebilecek öngürülü hedef turist sayısı bir milyona çevrildi.

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Ortadoğu Turizm ve Seyahat Acentaları Birliği (OTSAD), Peter Pan Travel iş birliğiyle, Çin'den Türkiye'ye 1 milyon turist getirilmesi projesi kapsamında 26 Ekim 2018 Cuma günü Sait Halim Paşa yalısında  basın toplantısı düzenlendi.


Basın Toplantısına, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Çoşkun Yılmaz, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Uluslararası İlişkiler ve Dış Ticaret Komisyonu Başkanı Zeki Güvercin, OTSAD Yönetim KuruluBaşkanı Hüseyin Kırk, Çin Tüekiye iş adamları derneği başkanı,  Çinli turizm sektörü temsilcisleri katıldılar.


İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Çoşkun Yılmaz, “Türkiye ve Çin arasındaki başta ticaret ve teknoloji olmak üzere birçok alanda ilişkiler hızla ilerlemektedir.
Artan ilişkilerin turistik seyahatlerle desteklenmesi her iki devletin ve toplumun karşılıklı kazanımı olacaktır. Türkiye'nin sahip olduğu turistik değerler açısından dünyadaki birçok ülkenin önünde yer almaktadır. Türkiye ve Çin, dünyanın en eski medeniyetleri arasındadır. Son yıllarda Türkiye ve Çin arasındaki başta ticaret ve teknoloji olmak üzere birçok alandaki ilişkiler hızla ilerliyor. Artan ilişkilerin turistik seyahatlerle desteklenmesi, her iki devletin ve toplumun karşılıklı kazanımı olacaktır. İstanbul, kongre turizmi, mutfak kültürü, mimari eserler gibi birçok alana ilişkin farklı medeniyetlere ait değerleri sunar." Dedi.


Çin Temsilcisi “Çinlilerin beslenme alışkanlıkları farklı. Çin yemeklerinin yapıldığı restoran sayısı artmalıdır. İstanbul sonrası bir çok destinasyonlara daha uğrıyacağız. Ayrıca Hava yolu direk uşuşlar olmalı”şeklinde ön planda olması gerekenleri sıraladı.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Uluslararası İlişkiler ve Dış Ticaret Komisyonu Başkanı Zeki Güvercin “Çin Türkiye için çok önemli bir yere sahip.  İki ülke değişen dünya dengelerinde önemli iş birlikleri yaptı.  Bu yıl Türkiye'de turizmde ve yatak doluluk oranında artış yaşandı. Bu yıl turist sayımız ciddi rakamlara ulaştı. Hedefimiz 50-60 milyon turist. Çin de bizim açımızdan çok önemli bir ülke. Çinlilerin hem gezmek hem ticaret yapmak için Türkiye'ye gelmesini önemsiyoruz. Umarım turizm alanında Çinli misafir sayımız hızla artar." Açıklamalarında bulundu.


OTSAD Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kırk “Çin'den nüfusuna oranla Türkiye'ye çok az turist geliyor. Getirdiğimiz ülkeler Katar, Dubai nufuslarına oranla Çin’den çok sayıda turist gelemekde. Çin'den gelen turist sayısını gelecek yıl artıracağına inanıyorum. Türkiye  sağlık ve kongre turizmi alanında son dönemde çok ilerledi. 2019'da 1 milyon Çinli turisti ağırlamayı hedeflemekteyiz. THY başta olmak üzere diğer havayollarının Çin'e sefer sayılarını artırmalarını talep ettik. 
Hüseyin Kırk kendisine verilen hatıra çin porselen tabağı alırken, şartlı olarak kabul etdi. “1 Milyon Çin Turist getireceğinize söz veriyormusunuz.” şeklinde Çin Seyahat acenta sahibinden söz aldı.
yilmazparlar@yahoo.com

21 Ekim 2018 Pazar

interfresh fuar-göze çarpan standlar-Yılmaz Parlar haberi

Göze Çarpan Standlar

Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in hazır bulunduğu 17-20 Ekim 2018 tarihleri arasında, ANFAŞ Expo Center’de, Birincisi gerçekleşen, INTERFRESH Yaş Sebze Meyve, Depolama, Ambalaj ve Lojistik Fuarı Uğur Fora’nın Yönetici ortağı ve Murat Özer’in Genel Müdür olduğu ANTEXPO Fuarcılık Hizmetleri LTD. ŞTİ. Tarafından düzenlendi.



Başarılı Fuar Organizasyonunda, mevcut pazar paylarını artırmak, uluslararası alıcılara etkin bir şekilde tanıtmak, güçlü bağlantılar kurmak amaçlı fuar katılımcılardan, yerli ve yabancı farklı ülkelerden, binden fazla ürün markalardan gözümüze çarpan standlardan biri BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği standı oldu.



BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği standında,  BAİB Batı Akdeniz İhracatcılar Birliği Yönetim Kurul Başkanı Hakkı Ergin Civan, ANSİAD Antalya Sanayiciler ve İşadamları Derneği Yönetim Kurul Başkanı, M.Sadi Kan, Antalya Bilim Fakültesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, ANFAŞ Genel Müdürü Hüseyin Özdamar birlikde INTERFRESH fuar ve ANFAŞ Food Product fuar hakkında konuşur bulduk.

Ortak olarak Marka yaratmada bu tür ihtisas fuarlara ihtiyaç olduğunu dile getirdiler özetle Yerli yabancı çok fikirli ortam yaratmak dünya pazarındaki yerimizi daha da sağlamlaştırarak ve mevcut pazar paylarındaki payımızı artırmak, paydaş kurumların ve kişilerin katkı, destek ve girişimleri sonucunda, yeniliklere paralel olarak geliştirilen, üreticilerin mal ve mamullerini müşterileriyle buluşturma mekânlarında düzenlenen organizasyonlarla, gıda, tarım, değerlerimizin dışarıya açılması farklı bir kimlikle anılmasına, ürünlerini uluslararası alıcılara etkin bir şekilde tanıtmak, güçlü dağıtım ağlarının temsilcileri ile tanışma ve sağlıklı bağlantılar kurmak, pazarı yerinde görmek yoluyla etkili satış stratejileri belirleyebilmek ve önemli firmaların yöneticileri ve satın almacıları ile doğrudan temasa geçmek bakımında önemini vurguladılar



Üretimde Tohumun önemini ve Tohumla ilgili şehir efsanesinin olduğu günümüzde Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) standını ziyaret ederek bilgi istedik.

Başkanlığını Kamil Yılmaz’ın yaptığı, TÜRKTOB standında  “Ülkemizde GDO’lu tohum üretimi yoktur, ithalatı da yasaktır, bu konu Biyogüvenlik Yasası kapsamında çok sıkı denetim altındadır.”  Dediler.
Bakanlığın aldığı karar doğrultusunda 2018 yılından itibaren tüm tohumlukların sertifikalı olması ile Milli Tarım Projesi’nin varlığını söyleyerek projeyi açıkladılar. “Birliklerin ve üyelerin kurumsal kapasitelerinin arttırılması, Kaliteli ve yeterli sertifikalı tohumluk üretiminin sağlanması, Ar-Ge alt yapısının geliştirilmesi, Markalaşmaya önem verilmesi, İhracat imkanlarının geliştirilmesi Rekabetçiliğin artırılması, Kayıt dışılığın önlenerek haksız rekabetin önlenmesi, Bütün bunların yapılabilmesi için ihtiyaç duyulan gerekli yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi. Projenin ana omurgasını teşkil eden maddelerdir. “açıklamalarında bulundular.



 Hibrit tohumları sorduk.  “Hibrit tohumların sağlığa zararlı olduğunu net bir şekilde ispatlayan bilimsel bir kanıt yoktur. Çünkü hibrit tohum üretimi doğal bir yöntemdir. Hele GDO ve GDO teknolojileri ile uzaktan yakından ilgisi yoktur.”  Bilgilerini aldık.

Dünya nüfusu hızla artarken insanları besleyecek topraklar azalıyor. Toprağın tüm dünyada çeşitli sosyal, ekolojik, kültürel, iktisadi etkileri Toprağı verimli kılmakdan geçiyor. Bu da doğru sulamayla ilgili Standımız BASUSAD oluyor.



BASUSAD Modern sulamanın Ülke ekonomisine katkısı bilgilerini veriyor. “Sektörün en büyük problem olan KDV ve merdiven altı üretim. Gün geçtikçe sağlıksız, kontrolsüz plastik atıklar kullanılarak üretilen özellikle yuvarlak sulama boruları ve yağmurlama boruları, insan sağlığını ve tarımı tehdit etmektedir. Piyasada faturasız, KDV’siz satışı yapılan bu ürünler sektöre büyük zarar vermekte, devletede vergi kaybına sebeb olmaktadır. BASUSAD bu konuda yetkililere destek verebilir ve bu tehlikeli gidiş durdurulabilir.”



THY Kargo Tüm ihraç ürünleri % 50 indirimli taşıma müjdesini Antalya Valisi Münir Karaloğlu açılış konuşmasında söylemişti. Bir kerede Kargo şefi Murat Yaşar Yıldız’dan duyduk.

NarSeb ve Mira Fresh ilginç ürünlerini sergilerken oldukça ilgi gördüler. Mersin Büyük Şehir Belediyesi  ve Çukurova Kalkınma Ajansı yine ziyaretci akınına uğradı.



DSV Deniz Hava Kara Taşımacılığı yoğun ilgi gören lojistik standların başında geliyordu.

16-19 Ekim 2019 tarihinde ikincisi gerçekleşecek fuarda fuar katılımcıları kendi yerlerini şimdiden kiralıyacaklarını söylediler.



yilmazparlar@yahoo.com

16 Ağustos 2018 Perşembe

Batı Uygarlığı’nın Gelişimi ve Türkiye-AB İlişkileri-Yılmaz Parlar

YILIN AKADEMİSYENİNDEN ALTIN KİTAP

Batı Uygarlığı’nın Gelişimi 

Yılın Başarılı Bilim Adamı kategorisinde; Yılın akademisyeni ödülüne layık görülen, Yılın akademisyeni seçilen, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker’in ‘‘Batı Uygarlığı’nın Gelişimi ve Türkiye-AB İlişkileri’’ başlıklı yeni kitabı yayımlandı.
Yeni Yüzyıl Yayınları’ndan çıkan, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi (KAÜ) Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker’in “Batı Uygarlığı’nın Gelişimi ve Türkiye-AB İlişkileri” isimli 18. kitabında, 55 yıldır AB kapısında bekleyen Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerin tüm gerçekleri incelikleriyle anlatılıyor.

AB’nin kendi Üniversitesi olan ve Avrupa Komisyonu’na Eurokrat yetiştiren Bruges Avrupa Koleji (College of Europe) ile birlikte Türkiye’de -Kıbrıs’da kamu ve özel sektör yöneticilerine yönelik AB sertifikalı eğitim programları düzenleyen, Kıbrıs Amerikan Üniversitesinin Rektörü, Prof. Dr. Uğur Özgöker’den kitap hakkında aldığımız bilgilere göre; Elli beş yıldır AB kapısında bekleyen Türkiye’nin AB ile olan ilişkilere farklı bir perspektif açısından bakarak, incelendiği, öğreniyoruz.
Özgöker kitabında yazdıklarından kısaca AB ile ilgili  “Çoğu uzmanın dillendirmekten uzak olan bu ilişki, AB’nin ikircikli tavrı nedeniyle hiçbir zaman samimi bir denklemde gerçekleşemedi. 1959’da Menderes Hükümeti döneminde AT’ye başvurusunu yapan ve 1963 yılında Ankara Antlaşması ile başlayan sürecin hakkaniyet testinden geçemediği aşikâr. Bu tespiti hükümetlerin, süreci yöneten siyasilerin değişmesi ama şimdiye kadar tam üyelik konusunda bir sonuç elde edilememesi de doğruluyor.” Şeklinde sürecin ilişkiler omurgasını özetliyor.
Türkiye’nin AB yolculuğunu objektif bir şekilde değerlendiren iki akademisyen tarafından hazırlanan bu eserde, AB genişleme sürecinin Batı Balkan ülkelerini hedeflediği görülüyor. Süreci; siyasi, askeri, ekonomik bağlamlarda reel, analitik ve rasyonel bir şekilde yorumlayan yazarların ortak görüşü ise oldukça anlaşılır.

KAÜ Rektörü Prof. Dr. Uğur Özgöker sonuç olarak “Uluslararası konjonktürde büyük bir değişiklik olmaz ve AB doğudan veya güneyden büyük bir askeri güç tehdidiyle karşılaşmazsa Türkiye hiçbir zaman AB’ye tam üye olamayacak. Bu durumda AB-Türkiye ilişkisinin “Derinleştirilmiş Gümrük Birliği” ve “İmtiyazlı Ortak” şeklinde gerçekleşmesinden başka bir ihtimal bulunmuyor.” Öngörüde bulunuyor.


Tüm akademik çalışmaları yanında, Türkçe’nin AB’nin resmi dili olması için gösterdiği kişisel çabalar, Türkiye-AB İlişkileri ile uluslararası ilişkiler alanında yaptığı bilimsel çalışmalar doğrultusunda yayımladığı makale ve kitaplar nedeniyle, İstanbul Sanayici ve Yatırımcı İş Adamları Derneği İSİYAD tarafından, Yılın Akademisyeni ödülüne layık görülen, Prof. Dr. Uğur Özgöker, değişik üniversitelerde; AB Araştırma ve Uygulama Merkezi (ABAUM) Müdürlüğü, Uluslararası İlişkiler ve Küreselleşme Yüksek Lisans Programı Başkanlığı, Fakülte Yönetim Kurulu Üyelikleri, İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyeliği, İstanbul AREL Üniversitesi İngilizce Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı, ABD New York FORDHAM Üniversitesi-Kadir Has Üniversitesi müşterek Executive MBA Programı’nın Türkiye eş-koordinatörlüğü, Kıbrıs ADA Havayolları Yönetim Kurulu Üyeliği, İİBF ERASMUS Koordinatörü, ARELUSAM Uluslararası Stratejik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcılığı gibi idari ve akademik görevler üstlenen Özgöker, GAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığı ve Siyaset Bilimi-Kamu Yönetimi Öğretim Üyeliği, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği görevlerini de yürütmüştü. Cenevre ve Paris’te DTÖ ve OECD Rekabet ve Ticaret Komiteleri toplantılarına katıldı, Rekabet Kurumu uzmanları için Bruges Avrupa Koleji ve Londra City Üniversitesi Ekonomi Bölümü ile AB Rekabet Hukuku ve Politikası ile Sanayi İktisadı eğitim programları organize etti. Ayrıca Türkiye Barolar Birliği ve çeşitli illerdeki Barolar ve Ticaret ve Sanayi Odaları ile birlikte birçok şehirde Avukatlar, Sanayici ve İş Adamları için Rekabet Hukuku ve Politikası sertifikalı eğitim programları düzenledi. Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı - TİKA ile birlikte Moğolistan’ dan Makedonya’ya kadar 15 Avrasya ülkesinin üst düzey ekonomi bürokratları ile Rekabet Kurumları başkan ve yöneticileri için 1 er haftalık “Serbest Piyasa Ekonomisi ve Rekabet Kuralları”  sertifikalı eğitim programlarını gerçekleştirdi. Bruges Avrupa Koleji ve TİKA eğitimleri ülkemizin faaliyetleri olarak OECD’ nin yıllık faaliyet raporlarında yer aldı.

Prof. Dr. Uğur Özgöker, 1963 yılında Paris' te doğdu. İlkokulu Ankara Özel Ayşeabla İlkokulunda, ortaokul ve lise birinci sınıfı Ankara Özel Tevfik Fikret Lisesinde okudu, liseyi İstanbul Fenerbahçe Lisesinde bitirdi. 2 sene Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümünde okuduktan sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünü 1987' de derece ile bitirdi. 1988' de Avrupa Topluluğu'nun Ekonomik Yapısı alanında Yüksek Lisansını, 1994' de Uluslararası İlişkiler alanında Doktorasını tamamladı. 2012’ de Siyasal Hayat ve Kurumlar Temel Alanında Üniversite Doçenti oldu. 2017 de Uluslararası İlişkiler Profesörü oldu.

Master Programında ise Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler ve AB’ ye Yönetsel Uyum dersler verdi. Hava, Kara ve Deniz Harp Enstitülerinde KARSU, Eski Harp Akademileri Komutanlığı bünyesindeki SAREN - Stratejik Araştırmalar Enstitüsü -, Silahlı Kuvvetler Akademisi, Deniz Harp Akademisi, Hava Harp Akademisi, Kara Harp Akademisi ve Komutanlık Kurmay Sınıfı - KOMKARSU ) Uluslararası Örgütler,  Avrupa Güvenlik Sorunları, Küreselleşme, BM, AB ve Türkiye - AB İlişkileri ve NATO derslerini,   AB finansmanıyla İstanbul Sanayi Odası Başkanlığında Polonya Ticaret Odaları Birliği - Macaristan Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği - AB’nin finanse ettiği ve UNDP’ nin uyguladığı “Azerbaycan Gümrük Hizmetlerinin Modernleştirilmesi Projesi”nde Uluslararası Ticaret ve Uluslararası İlişkiler Danışmanı olarak çalışmıştır. AB konusunda çok sayıda eğitim semineri ve toplantı düzenlemiştir.
T.C , K.K.T.C ve AB’de olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşunda yönetim kurulu üyelik ve başkanlıkları olan Özgöker’in Uluslararası İlişkiler alanında birçok kitabı basılmıştır.

yilmazparlar@yahoo.com

19 Haziran 2018 Salı

İtibar Endeksine göre-Türkiye’nin en itibarlı markaları belli oldu-Yılmaz Parlar


Türkiye’nin en itibarlı markaları belli oldu

Yıldız Teknik Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü’nce raporlanan ve akademik denetimi yapılan Türkiye İtibar Endeksi’nde yine çarpıcı sonuçlar çıktı

İtibar Group bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye İtibar Akademisi tarafından bu yıl 7’incisi gerçekleştirilen Türkiye İtibar Endeksi Araştırması’nın yeni sonuçları açıklandı. Araştırma, 1 Şubat ile 30 Nisan 2018 tarihleri arasında 20 farklı sektörde, CATI yani bilgisayar destekli telefonla görüşme yöntemi ile 5000 kişi aranarak Türkiye çapında gerçekleştirildi. Yıldız Teknik Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü’nce raporlanan ve akademik denetimi yapılan Türkiye İtibar Endeksi 2017 Araştırmasına göre; Türkiye’nin en itibarlı markası 7. kez üst üste Koç Holding olurken, 2. sırada Arçelik, 3. sırada ise Ülker yer aldı.
Türkiye geneli harici 20 farklı sektörün mercek altına alınarak yapıldığı Türkiye İtibar Endeksi (TİE) Araştırması’nın saha verileri, Prof. Dr. Ali Hakan Büyüklü başkanlığındaki Dr. Ömer Bilen ve Dr. Reşit Çelik’den oluşan Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü öğretim üyelerince akademik olarak denetlendi ve rapor haline getirildi. İtibar Group bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye İtibar Akademisi tarafından bu yıl 7’incisi gerçekleştirilen araştırmada; aralarında holdingler, enerji, beyaz eşya, GSM, inşaat, otomobil, hazır giyim, gıda, ilaç, ulaşım, bankacılık, elektronik eşya, turizm, sigorta, eğitim, makine, mobilya, perakende, alkolsüz içecek ve akaryakıt sektörlerindeki şirketlerin itibarı ölçümlendi. 5000 kişi ile Türkiye örneklemi kabul edilen 26 ilde yaklaşık 80 bin dakikalık telefon görüşmesi yapılarak gerçekleştirilen araştırma, yine çarpıcı sonuçlar verdi.
“Şirketlerin defter değeri piyasa değerinden farklı”

TİE İcra Kurulu ve İtibar Group Başkanı Ertan Acar, “İtibar, şirket ya da kurum güvenilirliğinin maddi olmayan en önemli ölçütlerinden biridir. Çünkü şirketlerin defter değeri ile piyasa değeri arasındaki farkların en önemli kaynağı onların itibarlarıdır. İşte bu fikirden yola çıkarak ülkemizde lokomotif sektör olarak adlandırılabilecek 20 ayrı sektörü belirledik ve bu sektörlerde 7 yıldır olduğu gibi yine en çok tanınan şirketlerin kamuoyundaki itibarını ölçtük” dedi.
Ödül töreni Temmuzda

Ertan Acar, Türkiye İtibar Endeksi 2017 Araştırması birincileri ile geçtiğimiz aylarda açıklanan Bursa İtibar Endeksi 2017 Araştırması birincilerinin, Temmuz ayında Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu’nda düzenlenecek tören ile ödüllerini alacağını söyledi.
Akademik boyutlu endeks
İtibar Endeksi’nin akademik boyutuna da değinen Acar, “Türkiye’deki şirketlerin geleceğe sağlıklı ulaşmalarını sağlayacak olan TİE’nin raportörü ve akademik destekçisi Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü’dür. Gerek araştırmanın bilgi toplama aşamasının kusursuz yapılması, gerek elde edilecek datanın sağlıklı olarak yorumlanması ve gerekse de raporlaştırılması aşamalarında değerli bir akademik oluşumun çalışmalarımıza destek vermesi, ayrıca şeffaflığı açısından da çok önemli” diye konuştu.
Türkiye genelinde tesadüfi seçim metotları ile belirlenen 5000 kişinin telefonla arandığını belirten Acar, “Dünyanın birçok ülkesinde uygulanan bu modeli biz Türkiye’nin yapısal özelliklerine uyumlu olarak yeniden düzenledik ve ülkemiz insanının çok önem verdiği “güven” ve “gönüldaşlık” kavramlarını da araştırmaya dahil ederek 8 kademede itibarı ölçtük. Sonuçlarla, şirketlerimiz gelecekteki kurum değerlerlerini artırmak adına nasıl bir yol haritası izlemeleri gerektiğini belirleyebilecekler” dedi.

En güvenilir araştırma modeli
“İtibar” ve “Algı Yönetimi” iletişim alanındaki günümüzdeki en stratejik konular olduğuna değinen Ertan Acar şunları söyledi:
“Sağlıklı veriye ulaşmak marka ve kurumlarımız için büyük önem taşıyor. İtibar ve algı yönetimi konusundaki alınacak aksiyonları planlamak ve yapılan iletişim yatırımlarının etkisini ölçümlemek adına birçok farklı itibar ve algı modelleri geliştirildi. TİE’de uygulanan, İtibar Akademisi’nin ‘TİE-Rep İtibar modeli’, ülkemizin kültür ve değerleri, ülke insanımızın değer yargıları ve yaşam biçimi de dikkate alınarak geliştirilmiş, yeni ve farklı bir modeldir. ‘TİE-Rep İtibar modeli’, ilk çıktığından bu yana gelişmiş, bugün tüm dünyada uygulanmakta olan algı araştırmalarında ölçümlenen “aktivizm” kavramını, ülke insanımız değer yargıları da dikkate alınarak  ‘gönüldaşlık’ ekseninde ölçümlemekte. Bu parametre, markaya bağlılık ve markanın elçisi olma kavramlarını, birbirinden bağımsız değerlendiren bir yaklaşım” diye konuştu.
“Bilimsel alt yapı sağladık”
Yıldız Teknik Üniversitesi İstatistik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ali Hakan Büyüklü, “İtibar endeksi, ekonomik ve finansal içerikli olarak belirlenmiş sektörlerde uygulanıyor. Biz ‘Türkiye İtibar Endeksi’nin akademik içeriğinde yer alıyoruz. İtibarın oluşumu ve gelişimini etkileyen değişkenlerin, faktörlerin izlenmesi ve değerlendirilmesinde üniversitemiz bilimsel altyapıyı sağlıyor” dedi.
TİE’den nasıl yararlanılacak?
Büyüklü “Bu rapor, her şirket için bir navigasyon aracı görevini üstlenecek. Açıklanan raporda 20 sektörün itibar değerleri, her sektörün öne çıkan büyük kuruluşlarının münferiden itibar değerleri, sektör içi rakiplerinden farklılıkları, benchmark kurumdan farklılıkları, neden o noktada oldukları, itibarlarını artırabilmeleri için kamuoyunun ve hedef kitlelerinin onlardan beklentilerinin neler olduğu, hangi beklentiyi ne ölçüde yerine getirirlerse kurum itibarının ne ölçüde artabileceği, buna yönelik öncelikler ve tavsiyeler yer alacak” diye konuştu.
İŞTE 2017 SONUÇLARI:
Türkiye Geneli Sonucu:
Türkiye’nin En İtibarlı Markası:
1. Koç Holding
2. Arçelik
3. Ülker
Sektörlere Göre Sonuçları:
Akaryakıt Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Opet
Alkolsüz İçecek Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Coca Cola
Bankacılık Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Türkiye İş Bankası
Beyaz Eşya Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Arçelik
Eğitim Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası:
Üniversiteler Kategorsinde: Bahçeşehir Üniversitesi
Özel Okullar Kategorisinde: Doğa Okulları
Elektronik Eşya Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Samsung
Enerji Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: EnerjiSa
Gıda Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Ülker
GSM Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Turkcell
Hazır Giyim Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası:
Perakende Kategorisinde: LC Waikiki
Erkek Giyim Kategorisinde: Kiğılı
Kadın Giyim Kategorisinde: İpekyol
jean ve Spor Giyim Kategorisinde: Mavi
Holdinglerde Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Koç Holding
İlaç Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Eczacıbaşı
İnşaat Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Ağaoğlu
Makine Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Makina ve Kimya Endüstrisi
Mobilya Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: İstikbal
Otomobil Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Volkswagen
Perkande Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası:
Gıda Marketler Kategorisinde: Migros
Teknoloji Marketler Kategorisinde: Teknosa
Beyaz Eşya ve Ev Aletleri Kategorisinde: Koçtaş
Sigorta Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası: Allianz Sigorta
Turizm Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası:
Otel Kategorisinde: Sheraton
Tur Operatörü Kategorisinde: Etstur
Ulaşım Sektöründe Türkiye’nin En İtibarlı Markası:
Hava Ulaşım Kategorsinde: Türk Hava Yolları
Kara Ulaşım Kategorisinde: Kamil Koç
TİE bu kez yaş, cinsiyet ve bölgelere göre de en itibarlı markaları açıkladı.
Kadınlara göre Türkiye’nin en itibarlı markaları:
1.) Koç Holding
2.) Arçelik
Erkeklere göre Türkiye’nin en itibarlı markaları:
1.) Koç Holding
2.) Arçelik


18-24 yaş grubuna göre Türkiye’nin en itibarlı markaları:
1.) Koç Holding
2.) Ülker
35-49 yaş grubuna göre Türkiye’nin en itibarlı markaları:
1.) Koç Holding
2.) Arçelik
49 yaş ve üzerine göre Türkiye’nin en itibarlı markaları:
1.) Koç Holding
2.) Arçelik
Bölgelere göre Türkiye’nin en itibarlı markaları:
Marmara Bölgesi:
1.) Koç Holding
2.) Arçelik

İç Anadolu Bölgesi:
1.) Koç Holding
2.) Torku

Karadeniz Bölgesi:
1.) Koç Holding
2.) Ülker

Doğu Anadolu Bölgesi:
1.) Koç Holding
2.) Arçelik

Ege Bölgesi:
1.) Koç Holding
2.) Arçelik

Akdeniz Bölgesi
1.) Koç Holding
2.) Arçelik

Güneydoğu Anadolu Bölgesi:
1.) Koç Holding
2.) Turkcell


yilmazparlar@yahoo.com

31 Mayıs 2018 Perşembe

Almanya Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Yatırım Fırsatları-Yılmaz Parlar

Kuzey Almanya’da yatırıma ilgi

Ekonomide ortak akıl oluşturmaya çalışan Başkanlığını Celal Toprak’ın yaptığı, Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER), girişimcilere ve iş dünyasına yeni ufuklar kazandırma ve bilginin paylaşımına dönük toplantı kapsamında Almanya'ya Yatırım Fırsatları'nın ele alındığı 3. toplantısı 30 Mayıs 2018 Çarşamba günü İstanbul Ticaret Odasında gerçekleştirdi.

İstanbul Ticaret Odası, (YAPDER) Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği, Gazete Ekonomi, Kanal Ekonomi, Düsseldorf, Köln, Duisburg, Essen şehirlerinin de içinde bulunduğu Almanya’nın Kuzey RenVestfalya Eyaleti’nin Ekonomik Kalkınma Ajansı olan, NRW.INVEST Germany – Almanya Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti Ekonomik Kalkınma Ajansı NRW.INVEST birlikde toplantıyı düzenlediler.

İstanbul Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili İsrafil Kuralay ve EGD – Ekonomi Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak açılış konuşmalarında Almanya Türkiye arasındaki ticari hacim hakkında bilgiler verdiler. Ticari rakamları sundular.

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) ve YAPDER Başkanı Celal Toprak toplantının  moderatörlüğünü üstlendi.

NRW.INVEST - Türkiye Temsilcilik Müdürü Dr. Adem Akkaya, Avrupa Pazarlarına çıkış kapısı Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti konulu sunumunda; Türkiye temsilciliği olarak, yurt dışında şirketleşip işlerini Avrupa’ya taşımak isteyen Türk iş insanlarına bölgeyi tanıtarak danışmanlık ve bürokratik destek vermekte olduklarını, hizmetleri  ücretsiz sunduklarının altını çizdi.

Düsseldorf’da bulunan, YMM- Yeminli mali müşavir-uluslararası vergi hukuku uzmanı Cevdet Kocaş, Kuzey Ren-Vestfalya’da şirketleşmenin amaçları, uygulamaları, uluslararası vergi hukuku hakkında bilgiler verdi.

Almanya Korschenbroich’da bulunan Segbert -Sariyar Avukatlık Bürosundan Av. Aziz Sarıyar, Kuzey Ren-Vestfalya’da Yatırım ve şirketleşmenin hukuki çerçevesinde nasıl işleyiş ve süreç nedir konusunu işledi.

Düsseldorf ‘da bulunan, Tasli Avukatlık Bürosundan Av. Gülay Taşlı, Almanya’da yatırımcılar için vize ve oturum mevzuatı, Süreci işleyişini anlatdı.

Kösedağ A.Ş. Yönetim kurulu başkanı Ali Kösedağ, Yatırımcı gözüyle kuzey Ren-Vestfalya’nın sunduğu fırsatlar hakkında bilgilendirme yaptı.

Edelstaal Group International Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, Edelstaal grubun yurtdışı yatırımları ve başarı hikayesini paylaştı.

Söz konusu eyalet hakkında verilen bilgilere göre; Eyalet Başkenti Düsseldorf’u merkez alan ve yarı çapı 500 km olan çemberin içinde yaklaşık 160 milyon insan yaşıyor

Kuzey Ren-Vestfalya dışında Avrupa’nın başka hiçbir yerinden bu kadar az mesafe kat ederek bu kadar yüksek sayıda ve yüksek satın alma gücüne sahip tüketiciye ulaşmanız mümkün değil:

Kuzey Ren-Vestfalya – Almanya’nın Ekonomi Merkezi
Yüzölçümü 34.112 km2, Nüfus 17,9 Milyon, Yerleşim Yoğunluğu 524 kilometre kare GSYH 670,0 Milyar Euro, Kişi başı GSYH  36.509 Euro, Çalışan Sayısı 9,3 Milyon, Kişisel Tüketim 354,4 Milyar Euro, İhracat 180,0 Milyar Euro, İthalat 207,0 Milyar Euro, Doğrudan Yabancı Yatırımlar* 180,9 Milyar Euro, 2016 yılı itibariyle uluslararası karşılaştırmada GSYH Üreticiler ve Tedarikçiler İçin En Cazip Yatırım Bölgesi, Dünya Markalarının Pazar Yeri, Hasılatı En Yüksek 50 Alman Firmasından 19’inin Şirket Merkezleri Kuzey Ren-Vestfalya’da Bulunmaktadır

Almanya’daki Türk Nüfus Kaynak: Federal İstatistik Dairesi 2017, Durum: 31.12.2016, Almanya’da toplam 1.492.580 Türk vatandaşı yaşamaktadır
Almanya’da ikamet eden her üç Türk vatandaşından biri Kuzey Ren-Vestfalya’da yaşamaktadır. Kuzey Ren-Vestfalya ve Türkiye Arasındaki Dış Ticaret 2006 - 2016 Yılları Arasında NRW’nin Türkiye ile Gerçekleştirdiği İhracat ve İthalat (Milyar EURO)

Kuzey Ren-Vestfalya – Türkiye Dış Ticaret İlişkileri

Almanya’nın Türkiye ile olan Dış Ticaretinde Kuzey Ren-Vestfalya’nın Payı (2016) Kuzey Ren-Vestfalya – Türkiye Dış Ticaret İlişkileri
Kuzey Ren-Vestfalya’dan Türkiye’ye İhraç Edilen Ana Ürünler % (2016) Kuzey Ren-Vestfalya – Türkiye Dış Ticaret İlişkileri, Kuzey Ren-Vestfalya’nın Türkiye’den İthal Ettiği Ana Ürünler % (2016) Türk Firmaları İçin En Mükemmel Yatırım Bölgesi, Kuzey Ren-Vestfalya’da ikamet eden Türkiye kökenli 23.000 kişi kendi işinin sahibidir.
Kuzey Ren-Vestfalya’da Türk işverenler tarafından istihdam edilen çalışan sayısı 120.000’dir. Türk işverenlerin gerçekleştirdiği hasılat 11.2 Mrd. EURO’dur. Doğrudan Yatırımlar: Kuzey Ren-Vestfalya – Türkiye
2005 – 2015 Yılları Arasında Gerçekleştirilen Doğrudan Yatırımlar (Milyon EUR), Kuzey Ren-Vestfalya’da Yerleşik 400 Türk Firması
Kuzey Ren-Vestfalya Açısından Doğrudan Yabancı Yatırım (FDI) Teşkil Eden Türk Firmaları
2016 yılı sonu itibariyle sermayesinin yarısından fazlası Türkiye’den gelen 400 firma
Tekstil firmaları: Anka Grup Tekstil, Zamate, İşmont, On-At, Yünsa, Jeel, Reha, Cipo, Saray Halı, Salto Tekstil, Sarar, Eroğlu, Rodi Giyim, Eke Tekstil, Galvanni gibi marka sahibi firmalar
Gıda firmaları: TADIM Gıda, Köfteci Ramiz, Apaz Gıda (Baydöner), EM Gıda (Çiğköftem), Koru Bal, Nasifoğlu Tarım, Sera Food
Otomotiv firmaları: Rollmech Automotive, Aktaş Hava Sistemleri
Kuzey Ren-Vestfalya Açısından Doğrudan Yabancı Yatırım (FDI) Teşkil Eden Türk Firmaları
Sanayi üretimi yapan firmalar: Asil Çelik, TEKSO Soğutma Sistemleri, SAFKAR Taşıt Klima Sistemleri, Yılmaz Redüktor, Coşkunöz Radyatör, Kösedağ, ESCO Isıtma Cihazları, Sembol Ambalaj, Bekap Metal, Epsan Plastik Nedex, Termikel, Sünjüt, Korozo Ambalaj, Egesim, İşbir, Polat Group Redüktör, Altınay Robot Teknolojileri

Tıp Teknolojisi Firmaları, ATT Medikal Estetik ve Kozmetik, PMS Medikal Ambalaj, Şanlılar Tıbbi Cihazlar, Mobilya firmaları: Koleksiyon, Alfemo, Ersan Madeni, Gürkan, Lojistik firmaları : Gökbora, İnci Lojistik, İkra Nakliyat, Omsan, Demirakça Nakliyat, Barsan Global Logistik, ABC Ulus, Turkon
Turizm firmaları: Onur Air, Atlas Global, OTİ Holding
Medya Kuruluşları: Pana Film, İsme Filmproduktion
Ores Tanıtım, ÜÇGE, Flormar
Derkon Deri, Tureks (Nuca) Deri Kemer
Kitapyurdu, Ordu GmbH
Pado Mühendislik, Piramit Halı, Yalçınlar Alüminyum
Türk Firmalarının Yatırım Amaçları
Pazarı ortasında olmak ve müşterinin ihtiyaçlarını anında ve doğrudan karşılamak
Satış ofisleri, show roomlar, satış sonrası hizmet
Daha önemlisi: Avrupa’nın ortasında olmak
Finansman kaynaklarına yakınlık
Yeni tedarikçiler: Avrupa’lı rakiplere tasarım, moda, yenilik, finansman, teşvik sağlayan mühendisler, modacılar, kredi kurumları, yatırım ve strateji danışmanlarından faydalanmak
Made In Germany’ ibaresi ile ürün satmak
Kuzey Ren-Vestfalya’da Yerleşik Tanınmış Yabancı Firmalar
19.000’ün üzerinde yabancı firma Almanya ve Avrupa faaliyetlerini Kuzey Ren-Vestfalya üzerinden yürütüyor. Yabancı yatırımcılar burada yaklaşık 1 milyon insana iş imkanı sağlıyor.

Kuzey Ren-Vestfalya – Yabancı Yatırımcıların Avrupa Merkezi Almanya’ya yapılan toplam doğrudan yabancı yatırımların %23’ü (434 Milyar Euro) Kuzey Ren-Vestfalya’ya yapılıyor.

Son yıllarda sayıca en fazla yabancı yatırımın geldiği ülkeler arasında Çin, ABD ve Japonya’nın yanında Türkiye’de yer alıyor.

Etkinlikler NRW.INVEST yıl boyunca gerçekleştirdiği etkinlikler aracılığıyla sunduğu ücretsiz danışmanlık hizmetini iş dünyasına duyurmakta ve Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nin tanıtımını gerçekleştirmektedir. Tanıtıcı ve bilgilendirici faaliyetler:
Reklam ve ilan çalışmaları
Sanayi ve Ticaret odaları işbirliğinde gerçekleştirilen bilgilendirme seminerleri
Çeşitli sektörlere yönelik organizasyonlar
Fuar katılımları
NRW.INVEST GmbH – Kalkınma sektöründe 50 yıllık tecrübe % 100 Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti’nin İştiraki, Merkezi Düsseldorf, yurt dışında iki şirkete ve onbir irtibat ofisine sahip
Şirket Yönetimi: Petra Wassner (CEO)
28’i Düsseldorf’ta, 35’i yurt dışı irtibat ofislerinde olmak üzere toplam 73 çalışan görev almaktadır

yilmazparlar@yahoo.com

27 Nisan 2018 Cuma

Yönetim Danışmanları Derneği- Türkiye Management Forum-Yılmaz Parlar

Danışmanlar Faydalı Böceklerdir
Onlarsız olmaz…
Yönetim Danışmanları Derneği tarafından 25.Nisan 2018 Çarşamba günü İstanbul Ataşehir Sheraton Hotel’de Türkiye Management Forum düzenlendi.

Gerçekleşen Forumun panellerinde, Yönetim Danışmanları faydalı böceklere benzetildi. Böcekler besliyor, dünyanın temiz kalmasını sağlıyor ve tehlikelerden koruyor.
Türkiye’nin Kobi’lere yönelik sürdürülebilir yapılar oluşturmasına yönelik çalışmaların paylaşıldığı “Yönetimde Yenilikçilik ve Değişim “ sloganıyla açılan zirvede,

Açılış oturumunda ; Yönetim Danışmanları Derneği Başkanı Zeynep Tura, “Yönetim Danışmanı kullanmak bir keyfiyet değil, ekonomik gelişim ve sağlıklı, sürdürülebilir büyüme için bir zorunluluk olarak görülmeli.”
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu Genel Sekreteri Akansel Koç  “Her işletmenin özelliğine göre, Uygun hazırlanacak stratejiler ve bu stratejilere göre çalışma ortamları oluşturulmalı.”
Bilim Sanayi Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç.Dr.Hasan Ali Çelik, “Bilim ve teknoloji odaklı düşünmeli ve bu yönde kendimizi daha da ileriye taşımalıyız.”
Ekonomi gazeteciler Derneği Başkanı Celal Toprak, “Yönetimde Yeni Stratejiler, büyüme yöntemleri, ancak danışmanlar sayesinde mümkün olabilmektedir.”
Dünya gazetesi Ekonomi yazarı Rüçtü Bozkurt, “Strateji Danışmanlığını; Yönetim Danışmanlığı, Operasyon Danışmanlığı, İK Danışmanlığı, Finansal Danışmanlık, IT Danışmanlığı, şeklinde sınıflanırabiliriz.”
Global Growth Institute’den Wayne Clarke, The brundtland commission’s report 1987 our common future üzerinden örneklemeler verdi.
Aslındada raporun esasında “Küresel olarak düşünmeyi” kabul edersek, Büyüme konusuna dikkat çekmek, büyük bir hata olabilir. Yaşadığımız toplumlarda ekonomik ve nüfus artışının bugüne kadar olduğu gibi devam edemeyeceğini inkar ediyoruz. Her köydeki kaynaklar dağıtılıyor, her bir şehrin çevresi bozuluyor ve çocukların yaşayabilmeleri için her şehrin uygunluğu tehdit ediliyor. Gelecek için herhangi bir topluluk planını, büyüme gibi bir şeyi ilan etmek, birçok köy, kasaba ve kentin zaten inşa edildiğini ve aynı zamanda insanlarla doldurulduğunu kabul etmiyor. Şimdi zevk aldığımız yaşam kalitesi çocuklar için korunacaksa, ekonomik ve nüfus artışına yönelik sınırlamalar getirilmelidir. Bunu yaparak yerel olarak hareket etmeyi ve sürdürülebilir olmayı seçiyoruz.

Biyolojik kısıtlamalar ve fiziksel kısıtlamalar, çoğumuzun çoğunun yaşadığı birçok toplumdaki insan tüketiminin, üretiminin ve nüfus faaliyetlerinin giderek artan şekilde artması üzerine, daha fazla ekonomik ve nüfus artışı artık pek çok yerde sürdürülebilir değildir. Yeryüzünün kırılgan çevrelerle sınırlı olduğu sürece, Büyüme'nin sürdürülemez olduğu bir nokta ortaya çıkıyor. Yerel olarak yapılacak çok iş var. Fakat bu çaba ekonomik ve nüfus artışını mantıklı bir şekilde sınırlamadan makul bir şekilde başlayamaz.
Sürdürülebilir KOBİ ‘ler, Teknoloji ile Finansal Yönetim, Yönetimde Yeni Stratejiler ve Değişen Bakış Açıları, Teknoloji ile Yönetmek, Ekonomiye Göre Yenilikçi Finans Yönetimi, Değişen Müşteri Beklentilerine Göre Yeni Pazarlama Stratejileri gibi konulu panel ve konuşmaların yapıldığı forumda;

Bilim Sanayi Teknoloji Bakan Yardımcısı Doç.Dr Hasan Ali Çelik Management Forum Turkey açılış konuşmasında  Ülkemizde ithalat oranlarını düşürmek için özellikle Teknolojik üretime dayalı çalışmalar yapmaktayız. Tekno Yatırım Stratejik Ürün Desteklerinde %70 e varan destekler sağlıyoruz. Artık bilim ve teknoloji odaklı
düşünmeli ve bu yönde kendimizi daha da ileriye taşımalıyız. İşletmelerimiz teknolojik değişime yönelik çalışmalarını her geçen gün hızlandırıyorlar , Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak tüm kurumlarımız ile ülkemizin stratejik hedefleri doğrultusundaki çalışmalarını desteklemeye devam edeceğiz.” dedi.

Türkiye İşveren Sendikaları Konfedarasyonu Genel Sekreteri Akansel Koç  “Yönetim Stratejileri işletmeler için çok önemli bir faktördür. Her işletmenin özelliğine göre Uygun hazırlanacak stratejiler ve bu stratejilere göre çalışma ortamları oluşturulması , karlılık , istihdam oranları gibi rakamlara da pozitif etki sağlayacaktır.” Açıklamalarda bulundu..

Strateji geliştirme, iş-teknoloji uyumlanması, kurumsal yapılanma, verimlilik, süreç yönetimi, yenilikçilik ve değişim yönetimi konularında uygulamaya esaslı  çözümler sunan, Tangram Yönetim Danışmanlık A.Ş. kurucu ortağı Yönetim Danışmanları Derneği’nin (YDD) Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Tura, “ Türkiye engin kaynaklara sahip bir ülke. Fakat, bu Kaynakları verimli olarak kullanmadan ısraf ediyor olmamız , ekonomik açıdan dar alanlar oluşmasına sebep olmaktadır. Ekonominin itici gücü olan Kobilerimize Kamu tarafından özellikle KOSGEB aracılığı ile önemli
kaynaklar sağlanmakta fakat belirli bir strateji çerçevesinde ilerlemesi gereken Kobi lerimizin satış, pazarlama, üretim, kalite gibi konularda bütün çalışmalarını tek başına yapmasını bekliyoruz. Özetle işi doğru yapmalarını yani operasyonel mükemmelliği bekliyoruz. Kobi lerin teşviklerden faydalanırken yapısal iç reformalarını
yapmalarının sağlanması gerekir. Bunu da ancak  Dışarıdan Bakan bir
göz desteği ile sağlayabiliriz. Dünyanın en gelişmiş ülkeleri aynı zamanda en çok danışmanlık hizmeti alan ülkeler. Yönetim Danışmanı kullanmak bir keyfiyet değil,
ekonomik gelişim ve sağlıklı, sürdürülebilir büyüme için bir zorunluluk olarak görülüyor. Japonya, Almanya, İngiltere ve ABD de verilen destekler ülkenin stratejik hedefleri doğrultusunda, KOBİ nin ihtiyaç duyduğu yetkinliği geliştirmek için, konusunda uzman, yetkin danışman desteği ile ve en önemlisi performans izleme modeli çerçevesinde veriliyor.Ülkemizde de son geliştirilen KOBİ destek
süreçlerini bu açılardan değerlendirmemiz gerekiyor. KOBİ lerimiz ekonomimizin belkemiği ya da can damarı iseler, onların sağlıklı büyümeleri için gerekenleri dengeli bir plan çerçevesinde sunmamız gerekli.” dedi.

Yönetimde Yeni Stratejiler, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak moderatörlğünde, Crossover İstanbul Genel Müdürü Mine Dedekoca, Lexmark Int.CEEMEA Genel Müdürü Sinan Emon ve Toray International Türkiye CEO’su Alper Ensari tarafından değerlendirildi.
Dijital Ekonomiye dönüşümde Kobi’lerin yeni yönetim stratejileri ve değişen yönetim açıları değerlendirildi. Büyüme için gereken yeni stratejiler, dijital ekonomi ile beraber, Dijital dönüşüme yapılan yatırımın iş süreçlerindeki etkileri ele alındı
Türkiye’de üretime dayalı ekonomiye geçişte , Kobi’lerin yeri, aynı zamanda gelişen ve sürdürülebilir yapılar kurmaları için Yönetimden , Finansman unsurlarına kadar her alanda yapılması gereken değişimler masaya yatırıldı.
Topluluk Lideri Ömer Turhan “ Danışmanlar faydalı böceklerdir. Yapraklardaki bitleri ve sivrisinekleri yiyor, meyve ağaçlarının ve sebzelerin döllenmesini sağlıyor ve hatta çöpleri temizliyorlar. Bazıları bunları öğrendikçe korkularını kaybediyor. Böceklerin iyi ve yararlı olduklarına dair en bilinen örnekse arılar. Hem bal üretiyorlar, hem de dölleme yetenekleri olmasaydı neredeyse hiçbir ağaç ya da bitki meyve vermezdi.
Bunun içine bilgi endüstrisindeki her mesleği koyuyorum. Mimarlar, reklamcılar, muhasebeciler, mühendisler, hukukçular, araştırmacılar... Arı gibidirler. Arılar tabiatta yok olursa dünyanın başına ne geleceğini bilmeyen yoktur. Faydalı böcekler hak ettiği yerde olmalı ki; iş yaşamımız zenginleşsin ve değer yaratabilsin.
Sanayi devrimi ile ortaya çıkan Yönetim kavramı, yüzyıllar boyunca sosyolojik ve teknolojik gelişmelere paralel olarak sürekli değişmiş ve yenilenmiştir. Günümüzde yaşanan hızlı teknolojik gelişmeler 90’lı yıllardan itibaren iş hayatımıza Yeni Ekonomi kavramını katmıştır. Yönetsel, sosyo-ekonomik, finansal ve hukuksal alanlardaki dinamikleri hızla değiştiren ortya çıkan yeni iş yapma modellerini Yönetim Danışmanları Derneği (YDD), paydaşlarını bilgilendirmektedir. Değişen yönetsel teori ve uygulamaları paylaşmaktadır.
Üretime dayalı ekonominin geliştirilmesi, stratejilerin oluşturulması ve standartların belirlenmesi ile ilgili çalışmalarına hızla devam etmektedir.
 yilmazparlar@yahoo.com